1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

Berlinale ‘Mavi Dalga’landı

11 Şubat 2014

Forum bölümüne kabul edilen Melisa Önel filmi “Kumun Tadı”ndan sonra, gençlere yönelik yapımların gösterildiği Kuşaklar bölümünde de kadın imzası taşıyan bir Türk filmi var.

https://p.dw.com/p/1B6aJ
Nazlı Bulum, Begüm Akkaya, Albina Özden, Ayris Alptekin
Fotoğraf: Berlinale

Berlinale ‘Mavi Dalga’landı

Kuşaklar bölümüne kabul edilen “Mavi Dalga” iki kadın yönetmen tarafından çekilmiş. Antalya Altın Portakal Film Festivali'nde En İyi Kurgu, En iyi Senaryo ve En İyi İlk Film ödüllerini alan yapım, Zeynep Dadak ve Merve Kayan imzasını taşıyor. Balıkesir'de yaşayan bir grup genç kızın yetişkinliğe adım attıkları dönemdeki hayatlarından bir kesit içeriyor film. “Mavi Dalga”, duygusal anlamda da bir eşik dönemde bulunan bu genç kızların üniversite eğitimi ile ilgili kararlardan erkeklere, ebeveynler ile ilişkilerden kendi aralarındaki dinamiğe kadar hayatlarında belirleyici olan konuları irdeliyor.

'Yanılgıya kapılmamak gerek'

Merve Kayan, Türkiye'den Berlinale'ye gelen dört uzun metraj filmin ikisinin kadınlar tarafından çekilmiş olmasının umut verici olduğunu, ancak bir yanılgıya yol açmaması gerektiğini söylüyor. “Türkiye'de birçok başka ülkeyle karşılaştırıldığında şu an film yapan çok fazla kadın yönetmen var. Ama bu yine de kadınların film endüstrisindeki yeri ve cinsiyetler arası dengesizliğe karşı insanı yanıltmasın” diyen yönetmen, bu tablonun sadece şu an için varolduğunu, bir sonraki dönemin ne getireceğinin bilinmediğini vurguluyor ve “Kadınların filmde daha öne çıkması için, daha fazla film yapan kadın olması için dünyada özellikle çaba sarfetmek gerekiyor ve bunun için gerekli platformu oluşturmak gerekiyor” şeklinde konuşuyor.

Ayris Alptekin
Ayris AlptekinFotoğraf: Berlinale

İşbirliği 2005'te başlamış

Kadın ve erkek sinema yönetmenlerinin sayısında kadınların aleyhine dengesizlik sürüyor. Türkiye'de çıkış yapan kadın yönetmenler artsa da sayıları hâlâ sınırlı. İki kadın yönetmenin birarada çalışması ise, sadece Türkiye'de değil, dünya sinemasında çok nadir bir olgu. İkilinin yolları, 2005 yılında bir belgesel çalışmasında birleşmiş. Zeynep Dadak, o dönemde ABD'nin Irak'ı işgalini protesto etmek için Irak Dünya Mahkemesi adı altında bir hukuk gövdesi oluşturmaya çalışan uluslararası girişim hakkında bir belgesel çektiklerini, kendisinin bu çalışma sırasında New York'ta doktoraya başladığını ve filmi kurgulamak için birini ararken, Merve Kayan ile tanıştıklarını anlatıyor. Kurgu masasının başında uzun zaman geçiren sanatçıların dalga boyunun uyuşmasıyla sürekli işbirliği başlamış. “Elope” adlı kısa müzikal ve “Bu Sahilde” adını taşıyan bir belgeselin ardından da ilk uzun metraj beyazperde projesi olan “Mavi Dalga” gelmiş.

'Bırakalım, filmin kendisi hikayeyi çıkarsın'

“Mavi Dalga”nın uluslararası prömiyerini Berlinale’de yapan ikili, resim, sinema ve müzik gibi farklı sanat türleri arasında geçişkenliğe inanıyor ve birbirinden farklı ilham kaynaklarından besleniyor. Özellikle Fransız izlenimci sinemacılardan, Agnes Varda gibi kadın yönetmenlerden ve izlenimci ressam İbrahim Çallı’nın eserlerinden esinlenmiş olan “Mavi Dalga”, genç kızlık ile kadınlık arasındaki geçiş döneminin bir belgeseli havasında. Ve insanın zihninden çıkmayacak dramatik ve sıradışı gelişmelerin yerine, o dönemin atmosferini, kokusunu, ruhunu taşıyor beyazperdeye. Zeynep Dadak, Türkiye’de seyircinin bir film konusu ve hikayenin çözümü konusunda belli bir beklenti içinde olduğunu ve filmin ardından tüm bilgilerin kendilerine paketlenip sunulmuş olduğu hissini sevdiklerini belirtiyor. Kendileri yola çıkarken, kesinlikle bu beklentilere yanıt verecek bir çizgiden kaçınmayı hedeflediklerini söyleyen yönetmen “Bırakalım, bir şeyler üst üste biriksin, biraraya gelsin, tam işte baktığımız resimlerdeki gibi, izlediğimiz filmlerdeki gibi, grup, durumlar, kişiler, mekanlar ve aslında filmin kendisi o hikayeyi çıkarsın” dediklerini kaydediyor.

'Filmin tek bir mesajı yok'

Sinemadan çıktığınızda, sanki az önce gördüğünüz hikaye, film başlamadan önce de vardı, siz karanlık salondan dışarıya adımınızı attığınızda da sizsiz devam ediyor ve yönetmenlerin yaptığı sadece bu süregelen hikayenin bir bölümüne pencere açmış olmaktı, hissine kapılıyorsunuz. Zeynep Dadak da filmlerinin farklı okumalara açık olduğuna vurgu yapıyor:

“Berlinale'deki gösterimin ardından seyircilerden biri, 'Bu filmin mesajı nedir?' diye sorduğunda, biz de, 'Bu filmin tek bir mesajı yok, umuyoruz ki herkes için başka bir mesajı olur' dedik ve salonda bir alkış koptu. Biz de aslında seyircilerin bu tip bir açıklığa ihtiyacı olduğunu hissettik. Belki de artık insanlar kendilerine de bir yer bulabilecekleri, belki ertesi gün üzerine düşünebilecekleri daha açık anlatımlar istiyorlar, biz de eğer böyle bir şey yaratabildiysek çok mutlu oluruz.”

Zeynep Dadak ve Merve Kayan'ın Berlinale'nin Kuşaklar bölümünde büyük beğeni toplayan “Mavi Dalga” filmi ile bu hedeflerine ulaştığı söylenebilir. 20. yılını kutlayan Kristal Ayı Ödülü'nü iki yıl önce Reis Çelik imzalı “Lal Gece” filmine veren Kuşaklar bölümünde, bu yıl da “Mavi Dalga” puan toplayan adaylar arasında. Filmin Türkiye'de vizyona girişi ise 7 Mart tarihinde, bağımsız filmlere yer veren “Başka Sinema” adlı platform kapsamında olacak.

©Deutsche Welle Türkçe

Aydın Üstünel / Berlin

Editör: Ercan Coşkun