1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

Berlin doğum oranlarının düşmesinden endişeli

Sabine Kinkartz14 Nisan 2005

Almanya’da doğum oranının giderek azalmasının sosyolojik etkilerinin yanı sıra olası ekonomik yansımaları da Berlin’de endişelere neden oluyor. “Aile Politikası için İttifak“ adlı oluşumun düzenlediği toplantıya katılan Başbakan Gerhard Schröder, sorunun kişisel olmaktan çıkıp toplumsallaştığını söyledi…

https://p.dw.com/p/Aasa
Başbakan Schröder, devletin bu konuda gerekli önlemleri alacağını kaydetti.
Başbakan Schröder, devletin bu konuda gerekli önlemleri alacağını kaydetti.Fotoğraf: dpa

Almanya’da çocuklu ailelerin desteklenmesi ve genç çiftlerin çocuk sahibi olmalarının teşvik edilmesi, son dönemde hükümetin ağırlık verdiği konuların başında geliyor. Mevcut demografik verilerden hareket eden uzmanlar, Almanya’nın 2020 yılında Avrupa Birliği ülkeleri arasında en yaşlı nüfusa sahip ülke olacağını tahmin ediyor.

Doğum oranının giderek azalmasının sosyolojik etkilerinin yanı sıra olası ekonomik yansımaları da Berlin’de alarm zillerinin çalmasına neden oluyor. Zira nüfus artışını düşük seyretmesi, gelecekte Almanya’da kalifiye sıkınıtısının çekilmesine, ayrıca piyasadaki arz ve talebin düşmesine neden olacak. Bu noktadan hareket eden Alman İşverenler Birliği ve Federal Aile Bakanlığı, dün Berlin’de ortaklaşa bir konferans düzenleyerek sorunu masaya yatırdı.

“Çocuklar geleceğimiz“

Almanya’da 2003 yılında kurulan “Aile Politikası için İttifak“ adlı oluşum, ailelerin daha fazla desteklenmesi amacıyla gerek hükümet gerekse işverenler üzerinde baskı kurmaya çalışıyor. Berlin’de düzenlenen “Ekonomideki Başarı Unsuru - Aile“ adlı konferans da bu çalışmaların yavaş yavaş meyvelerini vermeye başladığının bir kanıtı. Konferansa Federal Başbakan Gerhard Schröder’in de katılması, hükümetin konuya verdiği önemin bir göstergesi olarak algılanıyor.

Çocukların, Almanya’nın geleceği olduğunu belirten Schröder, “Bu, öylesine söylenmiş bir söz değil; ekonomik açıdan da doğru bir saptama. Tabii ki onlara sadece ekonominin geleceği olarak bakmamak lazım. Ancak çocukların, geleceğin ebeveyinleri, üretici ve tüketicileri oldukları da bir gerçek. İşte bu nedenle, ’çocuklarımız, her yönüyle geleceğimizdir’ diyorum. Bunun için de ülkemiz açısından en öncelikli stratejik ödevlerden biri de burada ne kadar çocuğunun doğduğunun gözetim altında bulundurulmasıdır“ diye konuştu.

“Sorun toplumsal“

Başbakan Gerhard Schröder’in nüfus artışı konusundaki endişeleri hiç de yersiz değil. 1964 yılında Almanya’da yılda ortalama 1 milyon 400 bin bebek dünyaya gelirken, 2004 yılında bu rakam yarı yarıya azalarak 700 bin seviyesinde kaldı. Çocuk sahibi olmaya karar vermenin öncelikle kişisel bir tercih olduğunu teslim eden Schröder, ancak doğum oranlarındaki mevcut azalmadan dolayı, konunun kişisel olmaktan çıkıp, toplumsal bir sorun olmaya başladığının altını çizerek şöyle konuştu:

“Genç bir kadının, sırf ’kariyer mi çocuk mu’ ikilemine düşüp, sonuçta kararını çocuk sahip olmama yönünde kullanmasına izin veremeyiz. Aynı şekilde, ortalama gelir düzeyindeki bir ailenin bütçesine bakıp ’çocuk yetiştirecek paramız yok’ demelerine göz yumamayız. Tüm bunlar da gösteriyor ki, gelecekte insanların çocuk sahibi olma yönünde karar vermeleri ve bu arzularını yerine getirebilmeleri için devletin gerekli tedbirleri alması gerekiyor.“

Berlin hükümetinin önlemleri

Berlin hükümeti, bu önlemleri üç ana başlık altında topluyor: Altyapı, para ve zaman. Altyapıdan kastedilen, çocuk yuvaları, kreş ve ana okullarının sayısının artırılması. Halen 3 yaş ve altındaki 1 milyon 200 bin çocuk, kontenjanların dolu olması nedeniyle kreş ve yuvalara verilemiyor.

Okullarda tam gün öğretime geçilmesi de bu çerçevede düşünülen bir başka önlem. Ayrıca devlet tarafından ödenen çocuk parasının, standarta bağlanması yerine her ailenen gelir düzeyine göre belirlenmesi de öngörülüyor. Çalışan annelerin çocuklarına daha fazla zaman ayırabilmesi için de işverenlerin üzerine düşeni yapmasını sağlamak üzere işletmelerin devlet tarafından teşvik edilmeleri de programın diğer bir ayağını oluşturuyor.