1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

Berlin bütçe giderlerini kısmaya hazırlanıyor

2 Haziran 2010

Hafta sonu 2011 mali yılı bütçesiyle dört yıllık mali plan çalışmalarını gözden geçirmeye hazırlanan Alman hükümeti, bütçe giderlerini azaltılmaya çalışacak. Ancak hangi alanlarda kısıntıya gidileceği henüz belli değil…

https://p.dw.com/p/Ng3G
Başbakan Angela Merkel ve Maliye Bakanı Wolfgang SchaeubleFotoğraf: AP

Almanya Başbakanı Angela Merkel, 2011 mali yılı bütçesiyle dört yıllık mali plan çalışmalarının gözden geçirmek üzere hafta sonunda bakanlarıyla birlikte Başbakanlığa kapanacak.

Kamu borçlanmasına sınır koyan yeni anayasa maddesi ve Avrupa Birliği’nin borçlanma kriterleri bütçe giderlerinin önemli ölçüde azaltılmasını gerektiriyor. Hangi bakanlığın bütçesinden ne kadar kesinti yapılabileceği ve vergilere zam yapılıp yapılamayacağı soruları Berlin’de spekülasyonlara yol açıyor.

Maliye Bakanı açıklama yapmıyor

Alman silahlı kuvvetlerinin küçültülmesi, ağır vasıtalardan alınan otoyol ücretiyle tütün vergisinin arttırılması, iklimi koruma hedeflerinin daha uzun süreye yayılıp ebeveyn yardımının azaltılması ya da Goethe Enstitüsü bütçesinin daraltılması Berlin’de dile getirilen spekülasyonlar arasında. Berlin’de muhtemel tasarruf kararlarıyla ilgili olarak yapılan tahminlerin sonu gelmiyor.

Ancak Maliye Bakanı Wolfgang Schaeuble bu konuda açıklama yapmayacağını belirterek “Lütfen benden sorularınıza yanıt beklemeyin. Maliye Bakanı olarak spekülasyonlara katılırsam benim bu göreve uygun olmadığım ortaya çıkar” diyor.

Merkel’den uyarı gelmişti

Diğer yandan federal devlet harcamalarının önemli oranda azaltılması kaçınılmaz olacak. Başbakan Angela Merkel, meclis genel kurulunda bunu açıkça dile getirmiş ve “Açık konuşayım. Biz Almanlar 40 yıldır haddinden fazla borç yapıyoruz. Borçla yaşıyoruz. Ama bu kısır döngüyü kırma gücünü kendimizde bulmalıyız. Anayasaya aldığımız borç freni 2011 bütçesinde etkisini gösterecek” demişti.

Alman Anayasası’nın 109 ve 115'inci maddelerinde federal devlet ve eyalet bütçelerinin prensip olarak kredi almadan dengelenmesine ve bu uygulamanın 2014 yılında başlatılmasına dair hükümler bulunuyor. Ama devletin mali durumu yüzünden bu mümkün olmadığı için iki yıllık geçiş süresinin ardından, yani 2016 yılından itibaren devlet vergilendirme yoluyla tahsil ettiğinden fazlasını harcayamayacak. Bu hedefe varılabilmesi için devlet ve eyaletlerin 2011’dden itibaren yılda on milyar euro tasarruf etmesi gerekiyor.

Manevra alanı dar

Ancak bütçedeki manevra alanının son derece dar olduğunu bilen Başbakan Merkel, “Sosyal güvenlik harcamaları son bütçenin yüzde 55’ine tekabül ediyor. Birikmiş borçların faizi ve personel giderleri de buna eklenince, geriye fazla bir şey kalmıyor” diyor.

Alman devletinin 320 milyar euroluk bütçesinin 80 milyarı emekli maaşlarına gidiyor. Hükümet emekli maaşlarının azaltılmasına yanaşmadığı için daraltılabilecek miktar olarak geriye sadece işsizler için yapılan sosyal harcamalar kalıyor.

“Eksiltme yapmak yerine istihdam piyasası için özendirici önlemler almayı planlıyoruz” diyen Başbakan Merkel ise istihdamın teşvikinde kullanılan bütün uygulamaların gözden geçirilip, hangisinin iyi, hangisinin kötü olduğunun ortaya çıkarılması gerektiğini belirtiyor.

Sübvansiyonlar

Maliye Bakanı Schaeuble’nin gözü, devletin vergi indirimi ve mali yardım yoluyla dağıttığı sübvansiyonlarda. Sübvansiyonlar geçen yıl 24 milyar euroyu bulmaktaydı. Almanya’da pazar ve tatil mesaisine ödenen primler vergilendirilmiyor. Enerji tasarrufu sağlayan bina tadilatlarına devlet yardım ediyor. Toprağını işlemeyip eleğini asan çiftçi devletten aylık alıyor.

Öncelikle sübvansiyonlar üzerinde duran Maliye Bakanı Schaeuble’nin bu konudaki görüşü şöyle: “Belli bazı sübvansiyonların azaltılması ya da kaldırılması vergi zammı olarak da yorumlanabilir. Vergi zammı olarak yorumlanırsa ben,’söz konusu olamaz’, demem. Ama sübvansiyonları azaltırken vergi kolaylıklarını da gözden geçireceğimizden emin olabilirsiniz.”

© Deutsche Welle Türkçe

Sabine Kinkartz / Berlin, Çeviri: Ahmet Günaltay

Editör: Hülya Köylü