1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

Bebek tüccarları bebek satıyor

Anne Herrberg15 Aralık 2004

Batılı ülkelerde kişilerin üçüncü dünya ülkelerinden evlatlık edinmesi ticareti dönüşmüş durumda. Bürokratik engellerden kaçanlar, yasadışı yollardan bebek tüccarları sayesinde büyük paralar karşılığında evlatlık edinmeye çalışıyor...

https://p.dw.com/p/AaeA
Evlatlık edinmen isteyen kişiler henüz yeni doğmuş bebekleri tercih ediyor...
Evlatlık edinmen isteyen kişiler henüz yeni doğmuş bebekleri tercih ediyor...Fotoğraf: AP

Üçüncü dünya ülkelerinde doğan, anne - babasını kaybetmiş ya da yoksul ailelerin çocuklarının, batılı bir aile tarafından evlat edinilmesi ilk bakışta bir “şans” olarak görülüyor. Ancak bu duruma yakından bakıldığında, gerçeklerin basit ve toz pembe olmadığı anlaşılıyor. Evlatlık sektörü günümüzde serbest ticaretin bir kolu haline gelmiş durumda. Üstelik bu sektör uluslararası çapta işliyor ve çoğu kez amaçlanan çocukların iyi bir geleceğe kavuşması değil, azami düzeyde kar elde etmek. Amaç bu olunca, yasadışı yöntemler gündeme geliyor.

Evlat edinecek kişilerin belli özelliklere sahip çocuklar arıdığına dikkat çeken insan hakları örgütü Terres de Hommes yetkilisi Bernd Wacker, “Sağlıklı ve bebek yaştaki çocuklara talep ve buna bağlı olarak rakabeti büyük. Başvuru sahipleri mümkün olduğunca açık tenli, engelli ve kardeşi olmayan çocuklar arıyor. Durum böyle olunca tüm bu özellikleri taşıyan çocuk bulmak güçleşiyor ve yurtdışından evlat edinme gündeme geliyor” diyor.

Arabulucular devreye giriyor

Yabancı bir ülkeden evlatlık aranınca da internet üzerinden arabuluculuk yapan kişiler ya da özel acentalar devreye giriyor. Bu kişi ve kuruluşların çoğu da bu konuda devlet kontrolünün olmadığı ABD’de bulunuyor. İnternette, evlatlık olarak sunulan çocukların fotoğraflarının yanında, ağır bürokratik işlemlerin söz konusu olmadığına ilişkin bir metin göze çarpıyor. Bazı ailelerin evlat edinmek istedikleri bebek için 30 bin doları gözden çıkardığı biliniyor.

Çocukların çoğunun Guatemala, Çin, Güney Kore, Rusya ya da Ukrayna doğumlu olduğu dikkati çekiyor. Özellikle Doğu ve Güneydoğu Avrupa ülkelerinden çocuklara talep büyük. Yetkililer yurtdışından evlat edinmelerde yasadışı yollara sıkça başvurulduğunu vurguluyor.

Yoksul ülkelerden

Bebek tüccarları, potansiyel evlatlıkları genelde yoksulluğun hüküm sürdüğü ve tek başına çocuk yetiştiren annelerin kabul görmediği toplumlarda buluyor. Evlilik dışı çocuk sahibi olan kadınların üzerlerindeki sosyal baskıya dayanamayarak tuzağa düştükleri, sonradan pişman olsalar da yurtdışına çıkarılan bebeklerinin izini kaybettikleri belirtiliyor.

Bu ülkelerde genelde devlet yetkilileri de bebek ticaretine karışıyor. Yasadışı evlatlık sektöründe konuyla ilgili meslek gruplarının, yani avukat, doktor ve hakimlerin rüşvet karşılığında tüccarların lehine davrandıkları kaydediliyor. Örneğin, bazı doktorlar sağlıklı olarak dünyaya gelen bebekler için ölü kağıdı çıkarıyor ya da devlet yetkilileri bebekler için verdikleri sahte kimliklerle çocukların kurye annelerce sınırdan rahatça çıkarılmasına göz yumuyor.

Lahey Konvansiyonu

Aslında 1993’ten bu yana, Lahey Konvansiyonu olarak adlandırılan uluslararası bir evlatlık anlaşması mevcut. Anlaşma, yurtdışından evlat edinme konusunu sıkı kurallara bağlıyor. Buna göre, çocuğun menfaatinin önde tutulması ve zorlamanın olmaması ve paranın ancak işlemleri karşılamak için söz konusu olabileceği belirtiliyor. Ancak anlaşma, şimdiye kadar sadece 46 ülke parlamentosu tarafından onaylanmış.