1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

Başkanlık yarışında twitter faktörü

28 Haziran 2016

ABD Başkanlık seçim yarışı sosyal medyada da kıran kırana geçiyor. Clinton ile Trump arasındaki yarışta Twitter'da kimin daha çok takipçisinin olduğu sorusu da rol oynuyor. Ancak takipçilerin hepsi insan değil.

https://p.dw.com/p/1JEIZ
Fotoğraf: Reuters/D. Becker/N. Wiechec

İnternet, 'bot' adı verilen otomatik programlarla dolu. Ancak bu programların gerçek sayısı sanılandan çok daha fazla. Bu robotlar, toplam internet trafiğinin yaklaşık yarısını oluşturuyor.

2015 yılı Küresel Bot Trafiği Raporu'na göre internetteki paylaşımların yüzde 51.5'i insanlardan, yüzde 29'u kötü niyetli botlardan ve yüzde 19.5'i 'iyi' botlardan geliyor.

En basit şekliyle görevleri aslında zararsız ve sıradan görevler üstleniyorlar. Örneğin medya kuruluşları için otomatik olarak son gelişmelerle ilgili manşetleri tvitliyorlar.

Siyaset dünyası da bot'ların bu masum becerisinden yararlanıyor, paylaşılmak istenen bilgiler botlar aracılığıyla sosyal medyada yayılıyor. Ancak botlar her zaman iyi niyetle kullanılmıyor. Bunun en bilinen örneklerinden biri, Meksikalı bir bilgisayar korsanının, Latin Amerika'daki çeşitli seçimleri botlar aracılığıyla manipüle ettiğine dair açıklaması olmuştu.

Giderek daha da geliştirilen bu otomatik programların Amerikan başkanlık seçimlerinde de kullanılması şaşırtıcı değil. Ne de olsa ABD, Twitter, Facebook ve diğerlerinin ana vatanı.

Symbolbild Twitter
Fotoğraf: Imago/R. Peters

Çakma takipçiler

Londra Üniversitesi'nde kamuoyu araştırmaları ve sosyal bilimler alanında öğretim veren Goldsmiths Akademisi'nden Dhiraj Murthy, Twitter'daki takipçi sayısının seçmenler gözünde önemli bir ölçüt haline geldiğine dikkat çekerek, müstakbel başkan adaylarının büyük ihtimalle bot ağları ya da bot orduları aracılığıyla çakma takipçiler edindiğine inandığını belirtiyor.

Cumhuriyetçilerin müstakbel başkan adayı Donald Trump'ın dokuz milyonu aşkın, Hillary Clinton'ın da yedi milyonu aşkın takipçisi bulunuyor.

The Atlantic dergisinden Andrew McGill'in kısa süre önce yayınlanan analizi, her iki başkan adayının da takipçilerinin yüzde 75'inin gerçek kişiler olduğundan yola çıkıyor. Takipçilerin yüzde 4'ünden azının bot davranışları gösterdikleri kaydediliyor. Bu sayı kulağa az gibi gelse de rakama döküldüğünde toplamda 200 bin sahte takipçi anlamına geliyor.

Görüşlerin yayılması sosyal medyanın ana işlevi. Ancak atılan tweetler ya da yapılan paylaşımlar kısa süre içinde yerini yenilerine bırakıyor ve aşağılara inerek ortadan kayboluyor. Sosyal medya uzmanı Murthy, botların belirli içerikleri gündemde tutma işlevi gördüğünü belirterek, ağ yapılarına göre oldukça büyük erişim sağlayabildiklerine dikkat çekiyor.

Eleştirel sesleri susturma işlevi

Oxford Üniversitesi'nde siyasi botlar üzerine araştırma yapan Philip Howard, botların eleştirel sesleri bastırmada da kullanılabildiğine dikkat çekiyor. İnternet bilimcisi Howard, "Botların belirli hashtag'ler altında yürütülen tartışmaları daha başından susturmak için de başarılı bir şekilde kullanıldıklarını biliyoruz" diyor.

Howard buna örnek olarak, Suriye savaşının başında, Devlet Başkanı Beşar Esad'ın, #Syria hashtagli botlar yayması için Bahreynli bir firmayı görevlendirmesini gösteriyor. Suriye rejiminin bu şekilde sosyal medyayı sahillerdeki turistik resimler, futbol maç sonuçları, Suriye dizileri ile ilgili içeriklerle doldurduğunu belirten Howard, "Günler boyunca gazeteciler dahil dış dünyanın Suriye'den haber olarak aldıkları bundan ibaretti" diyor.

Amerikan başkanlık seçimlerinde Donald Trump sosyal medyada rakipsiz usta olarak görülüyor. Sosyal medya uzmanı Murthy, Trump'ın provokatif sözlerinin sadece medya değil botlar için de iyi malzeme sunduğunu, dolayısıyla bunun şaşıırtıcı olmadığını söylüyor. İnternette hedefli olarak seksist, eşcinsel düşmanı ve ırkçı söylem arayan çok sayıda kötü niyetli bot bulunduğuna dikkat çeken Murthy, "Bu botlar Twitter'da bu tür sözleri buluyor, sonra Trump'ı takip etmeye başlıyor ve içeriklerini retweet ediyor, ondan bahsediyor" diyor.

Robotlar yayılıyor

Peki Trump ve Clinton'ı takip eden yüz binlerce botun arkasında kim bulunuyor? Murthy bunun en büyük soru olduğunu, ancak yanıt bulmanın kolay olmadığını söylüyor. Adayların sosyal medya stratejilerinin parçası olarak, daha fazla takipçi edinmek ya da rakibe saldırmak için botları doğrudan ya da dolaylı kullanıp kullanmadıkları da belli değil. Her iki taraf da bu yöndeki soruları yanıtısız bırakmayı tercih ediyor.

Ancak artık sosyal medyayı botsuz düşünmenin mümkün olmadığı da açık. Siyasi botlar giderek daha da yayılıyor. İnternet bilimci Philip Howard bu nedenle yasal düzenlemeler üzerinde düşünmek gerektiğini vurgulayarak, "Normalde seçim kampanyaları için yürürlükteki kuralların botlar için de geçerli olması gerektiğini düşünüyorum. Siyasi botların kimler tarafından finanse edildiği ve hangi cepheye ait olduğu açıkça görülebilmeli" diyor.

© Deutsche Welle Türkçe

Michael Knigge