1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

Baykuşların biyonik sırları

6 Nisan 2012

Biyonik bilim dalının en çok araştırdığı hayvanlardan biri de baykuşlar. Zira uçak yapımından, sese duyarlı kameralara kadar baykuşlardan öğrenecek çok şey var.

https://p.dw.com/p/14YuM
Fotoğraf: picture-alliance/dpa

Bir baykuşun gece ötüşünü bilmeyen yoktur. Ancak avını gözüne kestiren bu yırtıcı hayvanın, karanlıkta süzülüşünü duymak imkansız gibidir. Bir hayalet uçak gibi fark edilmeden uçabilen baykuşun, güvercin gibi birçok kuşun aksine kanat çırpışı müthiş sessizdir.

Aachen Teknik Üniversitesi’nden Biyolog Thomas Bachman “Çünkü güvercinlerin sesiz olması gerekmiyor. Oysa sessizlik, baykuşlar için hayati öneme sahip” diyor. Bachman'a göre baykuşlar gece ava çıktığı için görüş alanı çok kısıtlı, o nedenle avlarını kulaklarıyla algılamada uzmanlaşmışlar. Ve bu da ancak sessiz uçmaları durumunda mümkün olabilir.

Eule Bionik - Haken an der Frontseite eines Schleiereulenfflügels
Kanatların ön tarafındaki tarak biçimdeki yapı.Fotoğraf: Thomas Bachmann

Kanat ve tüylerin sırrı

Peki baykuşlar bunu nasıl başarıyor? Acaba uçak tasarımcıları, bu kuşlardan neler öğrenebilir? Araştırmacı Bachmann’ın uzmanlık alanı baykuşların aerodinamik yapısı. Bir baykuşun ağırlığı bir güvercininki ile yaklaşık aynı olsa da, baykuşların kanatları çok daha büyük ve güçlü. O nedenle düşük hızla yüksek hareketlilik imkanına sahipler. Oysa diğer kuşların aynı randımana erişmek için sık sık kanat çırpmaları gerekiyor.

Bilim insanı Bachmann, baykuşların tüylerindeki özelliklerin, bu farka etkisinin büyük olduğunu belirtiyor: “Bu tüylerde çok önemli üç özellik var: Tüylerin ön tarafındaki tarak biçimdeki yapı, arka tarafındaki püsküller ve kadifemsi yüzey. Bu üç faktör sayesinde kanatlardaki havanın akışı öyle düzenlenir ki, hava akımı kanatlara yapışıp kalır ve sonuçta çok daha az türbülans ortaya çıkar.”

Böylece bir uçağı düşme tehlikesine kadar götürebilecek bir türbülansın önüne geçilmiş oluyor. Ancak bu özellikleri uçaklara aktarmak hiç de kolay değil. Zira baykuşlar avını yakalamak için saatte sadece 10-15 kilometre hızla uçuyor. Ancak fiziksel ilkeleri, daha sessiz çalışan havalandırma, yeldeğirmeni ya da türbinlerin geliştirilmesinde kullanılabiliyor. Uçak yapımında ise mühendisler daha çok akbaba, kartal gibi diğer yırtıcı kuş türlerini örnek alıyor.

Kölner Zoo - Uhu
Fotoğraf: DW / Nelioubin

Sese duyarlı kameralar

Yine de baykuşların örnek alınabilecek başka birçok özelliği daha var. Sese göre yönünü bulmada baykuşların bir organı daha var. Sesleri yüzlerindeki tüylerle emiyor, sesin kaynağını tam olarak tespit etmek için ise, biri aşağı diğeri yukarı bakan asimetrik kulaklarını kullanıyorlar. Biyolog Hermann Wagner’e göre, bu teknik, video konferanslarında da kullanılabilir.

Wagner “Düşünün ki, odanının tavanında yukarıda asılı bir kamera var ve o sırada X adlı bir kişi konuşuyor. Kamera otomatik olarak konuşan kişiye odaklanıyor. Odanın bir başka köşesinde başka birisi konuştuğunda ise kamera kendiliğinden o tarafa dönüyor. Böyle bir gelişme için baykuşlar örnek alınabilir” diye konuşuyor.

Otomobil endüstrisi için de araştırmacılar, baykuşların çok daha akışkan kuyruk yağlarından yararlanıyor. Biyologlar, bu yağların daha fazla ve kolay elde edilmesi için çeşitli gen araştırmaları yürütüyor. Wagner “Hâlihazırdaki araştırmalardan birisi, bu yağların genlerinin bitkilere aşılanması ve bitkilerden temin edilmesi. Belki bundan 20 yıl sonra kullandığınız araçta, bitkilerden edinilen bu baykuş yağlarından kullanabilirsiniz” diye konuşuyor.

© Deutsche Welle Türkçe

Fabian Schmidt / Çeviren: Başak Demir

Editör: Beklan Kulaksızoğlu