1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

Barış için doğru adımlar

1 Eylül 2009

Komşularıyla dost olma politikasında hızlı adımlar atan Türkiye’nin Ermenistan ile ilişkilerinde önemli bir süreç başladı. DW Türkçe yayınlar direktörü Baha Güngör’ün Türkiye’nin Ermenistan açılımıyla ilgili yorumu:

https://p.dw.com/p/JNA9
DW Türkçe yayınlar direktörü Baha Güngör
DW Türkçe yayınlar direktörü Baha Güngör

“Türkiye ile Ermenistan arasındaki tarihi anlaşmazlıktan çıkış yolunu futbol diplomasisi gösterdi. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül geçen yıl Eylül ayında Türkiye ile Ermenistan milli takımları arasında oynanan Dünya Şampiyonası grup eleme karşılaşmasını Ermenistan Cumhurbaşkanı Serj Serkisyan ile birlikte şeref tribününden seyretti. İki devlet başkanı böylece mevcut anlaşmazlıkları diyalogla aşmaya ve barışçı değişime hazır olduklarını gösterdiler.

Türkiye ve Ermenistan’ın azami taleplerde ısrar etmenin anlamsız olduğunu idrak ettikleri kesin. En önemli soru, Türkiye’nin birinci Dünya Savaşı sırasındaki Ermeni tehcirini soykırım olarak kabul edip etmeyeceği. Diyalog, karşılıklı katliam, tehcir ve soykırım suçlamalarını tahlil edip her iki tarafında onaylayabileceği sonuçlara varacak bir uluslararası tarihçiler komisyonunun kurulmasını mümkün kılabilir.

Türkiye şimdiye kadar Ermenistan politikasında katı bir çizgi izlemekte ve Ermenistan’dan soykırım iddialarından vazgeçip işgal ettiği Dağlık Karabağ’ı Azerbaycan’a iade etmesini ve yüz binlerce Azeri mültecinin topraklarına dönmesinin sağlanmasını istemekteydi. Ayrıca 1970 ve 80’li yıllarda 37 Türk diplomatının ASALA adlı terör örgütü tarafından katledilmesi Türk milliyetçilerinin eline, yeni Ermenistan politikasına direniş gösterme gerekçesi vermişti.

21. yüzyıl birçok Avrupa ülkesinde işlenen vahşet ve zulümle yüzleşme ve hesaplaşma zamanıdır. Vahşete son olarak, Yugoslavya’nın dağılmasını izleyen yıllarda Balkanlar’da cereyan eden insanlık dışı olaylar sırasında tanık olmuştuk. Bu bakımdan, çekilen acıların dile getirilip kalıcı bir şekilde işlenmesi ve geleceğe umutla bakan modern devletlerin cesur adımlarla külleri geçmişte bırakıp umut meşalesini gelecek nesillere devretmeleri çok iyi olacaktır.

Avrupa Birliği, Türkiye ile Ermenistan arasındaki diyalogu mutlaka destekleyecektir. Belki de bundan on, on beş yıl sonra bu iki ülkenin Azerbaycan ve Gürcistan ile birlikte Avrupa ailesine dâhil olma şansı doğacaktır. Söz konusu dört devletin Ukrayna ile birlikte Avrupa Konseyi üyesi olmaları, Avrupa Birliği’nin, kurucularının düşünceleri doğrultusunda coğrafi değil, siyasi bir kavram olduğunun kanıtıdır. Avrupa Ekonomik Toplulukları’nın ilk Komisyon başkanı Walter Hallstein da Türkiye ile ortaklık anlaşmasının imzalandığı 1963 yılında aynı şeyi söylemişti.“

Yorum: Baha Güngör

Editör: Ahmet Günaltay