Barroso: Türkiye’den beklenen sinyaller gelmiyor

1 Ocak tarihinde Almanya, AB dönem başkanlığını devralacak. Buna hazırlık mahiyetinde Almanya’yı ziyaret eden AB Komisyonu Başkanı Jose Manuel Barroso, Berlin'de Almanya Başbakanı Angela Merkel ile birlikte kabine toplantısına katıldı; ardından Merkel ve Barosso basının karşısına çıktı.

Almanya'nın gelecek yıl başında üstleneceği dönem başkanlığından vatandaşların büyük beklentileri olduğunu ifade eden Barroso, Almanya'yı sorunların aşılmasında destekleyeceklerini, Almanya'dan sonra dönem başkanı olacak iki ülkeyle de çalışmalarda işbirliği yapılmasını kararlaştırdıklarını kaydetti. Ancak Barosso, altı ayın kısa bir süre olduğunu Almanya’ya çok fazla sorumluluk yüklenmemesi gerektiğine de dikkat çekti.

AB Anayasası

Almanya Başbakanı Merkel de AB dönem başkanlığı sırasında Berlin hükümetinin, Avrupa Anayasası sürecinin yeniden canlandırılması için çaba harcayacağını ve bu konuda kendilerinden sonra dönem başkanlığını üstlenecek iki ülke, Portekiz ve Slovenya ile işbirliği yapacaklarını belirtti.

Merkel şunları söyledi: “Almanya’nın dönem başkanlığı süresince bu konuyu noktalamamıza imkan yok. Ama ortak bir çözüm bulma yolunda katkı sağlamak niyetindeyiz. Ortak bir anayasaya ihtiyacımız var. Almanya’nın dönem başkanlığı sırasında bir tür yol haritası oluşturabilmeyi hedefliyoruz. Bu konuda büyük bir çaba harcayacağımızı kaydetmek isterim.“

Almanya’nın diğer planları

Almanya’nın dönem başkanlığı sırasında ağırlık verilecek bir diğer konunun enerji politikası olduğunun altını çizen Almanya Başbakanı, Mart ayındaki AB zirvesinde, bu konuda bir eylem planı üzerinde karara varılmasını amaçladıklarını ve AB elektrik ve doğalgaz iç pazarının liberalleşmesi yönünde adımlar atacaklarını duyurdu.

Ayrıca Almanya'nın dönem başkanlığı süresi içinde AB'nin, ABD, Rusya, Kanada ve Japonya'yla da zirveler düzenleyeceğini ifade eden Merkel, dış politikada da Ortadoğu sürecinin canlandırılması için ABD, Rusya ve BM ile birlikte yoğun şekilde çaba harcayacaklarını vurguladı.

Avrupa'nın birleşmesini sembolik olarak temsil eden Roma Antlaşmaları’nın 50. yıl dönümünün Almanya’nın dönem başkanlığına denk geldiğini hatırlatan Merkel, kutlamaların 25 Mart 2007 tarihinde Berlin’de yapılacağını söyledi. Türkiye’nin AB’ye üyelik meselesini de gündeme getiren Merkel, Türkiye’nin liman ve havaalanlarını Güney Kıbrıs gemileri ve uçaklarına açması gerektiğine dair sözlerini yineledi.

Barroso’dan Türkiye’ye uyarı

Öte yandan AB Komisyon Başkanı Barroso da Alman Frankfurter Allgemeine Zeitung gazetesine verdiği demeçte, Türkiye’nin AB’ye üyeliğine ilişkin açıklamalarda bulundu. Barosso, “AB, 2005 yılının eylül ayında, üyelik müzakerelerinde gelişme sağlanmasının, Türkiye'nin Ankara Protokolü’ndeki sorumluluklarını yerine getirmesine bağlı olduğunu belirtmiştir. Bu konuda Türkiye'den beklediğimiz sinyallerin gelmemesinden endişeliyim,” şeklinde konuştu.

Türkiye'nin AB üyeliğinin hassas bir konu olduğunu belirten Barroso, ”Ancak tüm üye ülkelerin oy birliğiyle aldığı karar gayet açıktır: Biz üyelik konusunda müzakere yapıyoruz” dedi. Barosso gazeteye yaptığı açıklamada, İslamiyet ile Avrupa değerleri arasında bir çelişki görmeyen Türkiye'deki ılımlı çevrelerle işbirliğinin önemli olduğuna işaret ederek, “Ben İslamiyeti Avrupa mirasının bir parçası olarak görüyorum. Ancak biz değerlerimizi hiçbir şekilde değiştirmeyeceğiz. Türkiye AB'ye girmek istiyor, bunun tersi söz konusu değil,” diyerek düşüncelerini dile getirdi.

„AB'nin bugün Türkiye'yi kabul edemeyeceği gibi, Türkiye de şimdi hazır değil. Ancak 10, 15 yıl ya da daha fazla bir süre sonra bunun gerçekleşmeyeceğini düşünmek büyük bir hata olacaktır,“ diyen AB Komisyonu Başkanı, “Türkiye fazla dindar, çok büyük ya da yeteri kadar zengin olmadığı gibi gerekçelerle üyelik olasılığını sonsuza kadar dışlayamayız” şeklinde konuştu. Barroso, AB’nin şimdilik Hırvatistan, diğer Balkan ülkeleri ve Türkiye dışında hiçbir ülkeye üyelik perspektifi verecek durumda olmadığını da kaydetti.