1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

Barış umutları bir kez daha yok oldu

Derleyen: Cem Sey25 Aralık 2003

İsrail birliklerinin Gazze’de yaptığı son askeri harekat, Ortadoğu barış planının uygulamaya geçirilmesi yolundaki umutları bir kez daha yok etti. Filistin temsilcileri, iki tarafın daha önce kararlaştırmış olduğu bir buluşmayı, yeni bir tarih vermeden erteledi...

https://p.dw.com/p/AbSX
İsrail'in operasyonları Filistinliler'in sert tepkisine neden oldu
İsrail'in operasyonları Filistinliler'in sert tepkisine neden olduFotoğraf: AP

İsrail ordusunun Refah kentine girerek gerçekleştirdiği askeri harekat, Filistin yönetiminin sert tepkisine yolaçarak, önceki gün yapılması planlanan bir buluşmanın gerçekleşmesini engelledi. Filistin yönetiminden üst düzeyli bir yetkili aldıkları kararı, ”İsrail’in uyguladığı şiddetteki patlamaya yönelik bir kınama” olarak nitelendirdi. Planlanan görüşme, Filistin Başbakanı Ahmed Kurey ve İsrail Başbakanı Ariel Şaron arasında gerçekleştirilmesi düşünülen zirve toplantısının hazırlanmasını amaçlıyordu.

Öte yandan İsrail ordusu, Gazze’deki Refah kentinde yaptığı iki günlük askeri harekatı tamamlayarak bölgeden çekildi. Çekilirken de ardında dokuz ölü, aralarında çocukların da bulunduğu 35 yaralı Filistinli bıraktı. Ayrıca 35 evin yıkıldığı ve 20’sinin hasar gördüğü belirtiliyor. Filistin Dışişleri Bakanı Nebil Şaat bu harekatı sert şekilde kınadı ve ”Şaron’un barıştan söz ettiği bir sırada Refah’a yönelik bu saldırı, korkunç bir saldırganlık ve suçtur" diye konuştu.

Refah’taki harekatı BM Genel Sekreteri Kofi Annan da sert bir dille kınadı. Buna karşılık ABD sessiz kalmayı tercih etti. İsrail kaynakları ise harekat sırasında yerin 13 metre derinliğinde, Mısır’dan Gazze’ye silah kaçırmakta kullanılan bir tünel bulunduğunu ve imha edildiğini belirtti. İsrail Başbakanı Şaron’un danışmanı Dore Gold 40 tank ve zırhlı araçla girişilen harekatı savundu ve ”Terör otoyolu olarak kullanılacak tünellere izin vermemiz olanaksız" dedi.

"Kırılan umutlar yılı"

Bu gelişmeler, 2003 yılında daha önce de yaşananları hatırlatıyor. Bu yıl bölgede, ”kırılan umutlar yılı” olarak anılıyor. Yaz aylarına kadar barış sürecinin yeniden canlanacağına ilişkin işaretler sürerken, 19 Ağustos’ta İsrail askerlerinin İslami Cihad örgütünün önde gelen bir yöneticisini öldürmesiyle olaylar yine kontrolden çıkmıştı. Buna karşılık olarak Kudüs’te girişilen bir intihar saldırısı, 22 kişinin yaşamını yitirmesine yol açmıştı.

Oysa ABD, Rusya, BM ve Avrupa Birliği’nin ortak barış planı başlangıçta ciddi bir başarı sağlamıştı. İsrail birlikleri, Gazze ve Beytüllahim’den çekilmiş, ilk tutuklular serbest bırakılmış, İsrail ve Filistin liderlerinin ABD Başkanı George Bush’un arabuluculuğuyla Ürdün’de buluşması, ”yeni bir dostluğun başlangıcı” olarak kutlanmıştı.

Fakat İsrail’in işgal altındaki bölgelerde yeni yerleşim birimlerinin inşasını sürdürmesi, Filistin’in o dönemdeki başbakanı Mahmud Abbas’ı güç durumda bırakmıştı. Şimdi Şaron’un, şiddet altı ay içinde son bulmazsa İsrail’in Filistinliler‘in kabul etmesi olanaksız yeni bir sınır çekeceği şeklindeki ültimatomu da bu kez yeni Filistin Başbakanı Ahmed Kurey’i güç durumda bırakıyor.

İsrail’de Şaron tartışması

Öte yandan, Şaron’un uzlaşmaz tavrı artık İsrail’de de tartışılmaya başlandı. Planlanan güvenlik duvarı her ne kadar İsrail halkının desteğini buluyorsa da, ülkede yapılan son kamuoyu yoklamaları, bu duvarın Filistin Özerk Bölgesi’nin büyük bölümlerini birbirinden kalıcı şekilde koparacak olması çoğunluk tarafından reddediliyor.