1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

280909 Ausblick Klima Bangkok

29 Eylül 2009

Aralık ayında Danimarka’nın başkenti Kopenhag’da yapılacak Dünya İklim Zirvesi öncesi, 177 ülkeden 4 bin dolayında hükümet temsilcisi, uzman ve çevreci Tayland’ın başkenti Bangkok’ta bir araya geldi.

https://p.dw.com/p/JtYB
Birleşmiş Milletler’e bağlı İklim Sekreteryası Başkanı Yvo de Boer
Birleşmiş Milletler’e bağlı İklim Sekreteryası Başkanı Yvo de BoerFotoğraf: AP

9 Ekim’e kadar sürecek olan görüşmelerde, daha önceki müzakerelerde hazırlanan 280 sayfalık iklim sözleşmesi taslak metninin 40 sayfaya indirilmesi hedefleniyor. Katılımcılar Kopenhag’dan önce son kez olmak üzere Kasım ayında Barselona’da bir araya gelecek ve taslak metne son şeklini verecek. Birleşmiş Milletler’e üye 192 ülkenin aralık ayına kadar geçerlilik süresi 2012 yılında sona erecek olan iklim sözleşmesi Kyoto Protokolü’nün yerini alacak sözleşme üzerinde anlaşmaya varmış olması gerekiyor.

Achim Steiner
BM Çevre Programı Başkanı Achim SteinerFotoğraf: picture-alliance/ dpa

Steiner endişeli

Birleşmiş Milletler Çevre Programı UNEP’in Başkanı Achim Steiner, Kopenhag’da iklim değişikliği ile mücadelede başarılı olunup olunmayacağı konusundaki endişelerini “Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri'nin isteğine uygun, kapsamlı bir iklim sözleşmesi hazırlanmasının önünde iki engel bulunuyor. İlk olarak, sanayi ülkeleri karbondioksit salımının azaltılmasında nasıl öncü rol üstlenecek? İkinci olarak da, kalkınmakta olan ve kalkınmanın eşiğindeki ülkelerin birlikte hareket etmesini sağlamak için inandırıcı ve ikna edici bir mali plan mevcut mu?”sözleriyle dile getiriyor. Zira gelişmiş sanayi ülkeleri şimdiye kadar iklim değişikliği mücadele için ellerini ceplerine atmadı. Atmosfere zararlı sera gazları salımında büyük paya sahip olan Çin Halk Cumhuriyeti ve Hindistan ise Birleşmiş Milletler Genel Kurulu'nda, karbondioksit salımının azaltılacağı ve yenilenebilir enerjilerin uygulamaya konulacağı yönünde sadece vaatlerde bulundu. Dünya, atmosferi en çok kirleten ülke olan Amerika Birleşik Devletleri'nden de mali destek sözü bekliyor.

Arktis Klima Eisberge Eisbrwecher Nordwestpassage
Fotoğraf: AP

ABD somut açıklamalardan kaçınıyor

Ancak, Bangkok'taki görüşmelere katılan Amerikan delegasyonu herhangi bir mali yardım sözü vermedi. Esasında Amerika Birleşik Devletleri yeni iklim sözleşmesinde kilit rol oynamak istiyor, ne var ki bütün bu önlemlerin öncelikle kongrenin ve senatonun onayından geçmesi gerekiyor. Bu nedenle Amerika Birleşik Devletleri Başkanı Barack Obama da şimdilik kesin açıklamalardan kaçınıyor.

Çevre örgütü Greenpeace'in Delegasyon Başkanı Martin Kaiser, Çin ve Amerika Birleşik Devletleri'nin desteği olmadan, kapsamlı bir iklim sözleşmesinin yürürlüğe giremeyeceğini belirtiyor: “Amerika Birleşik Devletleri ile Çin, Kopenhag’da başarılı bir sonuç elde edilebilmesinde kilit rol oynayan ülkeler. Amerika Birleşik Devletleri, tarihi açıdan bakıldığında da atmosferi en çok kirleten ülke. Bush’un başkan olduğu yıllarda Birleşmiş Milletler süreci engellendi, şimdi Obama yönetiminde ise iklim değişikliği ile mücadelede öncü rol üstelenmek istiyorlar. Bu öncü rol henüz fark edilemiyor ama umarız ki yakın zamanda hissedilmeye başlar. Amerika Birleşik Devletleri ile Çin’in Kopenhag’da diğer ülkelerle birlikte hareket etmesini sağlamak çok önemli. Zira Çin, büyüyen bir ekonomik güç, 21. yy.’da da Amerika Birleşik Devletleri ile birlikte dünya ekonomisinde söz sahibi olacak bir ülke.”

UN Klimasekretär Yvo de Boer in Bonn
BM’ye bağlı İklim Sekreteryası Başkanı Yvo de Boer: Kyoto Protokolü’nün yerini alacak yeni iklim sözleşmesi kapsamlı ve bağlayıcı olmalı.Fotoğraf: picture-alliance/ dpa


Küçük ülkeler büyük maliyetlerle karşı karşıya

Tek sorun karbondioksit salımının azaltılması da değil, iklim değişikliğinin doğurduğu sonuçlara uyum sağlayabilmenin maliyeti de bir hayli yüksek. Tahminlere göre, yoksul ülkelerde iklim değişikliğini engellemeye yönelik önlemlerin yürürlüğe konmasının maliyeti 150 milyar dolar. Bilimsel araştırmalar, iklim değişikliğinden ilk olarak yoksul ülkelerin, kıyı ülkelerinin ve küçük ada ülkelerinin etkileneceğini ortaya koyuyor. Birleşmiş Milletler’e bağlı İklim Sekreteryası Başkanı Yvo de Boer, Kyoto Protokolü’nün yerini alacak yeni iklim sözleşmesinin kapsamlı ve bağlayıcı olması gerektiğini belirtiyor ve yalnızca büyük ülkelerin değil, küçük ülkelerin ihtiyaçlarının da dikkate alması gerektiğini vurguluyor: “Çin ve Amerika Birleşik Devletleri birlikte hareket etmezse, Kopenhag’da iyi bir sözleşme oluşturulamaz. Ancak iyi bir sözleşme, küçük ada ülkeleri de dahil edilmeden de mümkün olmaz.”

Helle Jeppesen / Çeviri: Başak Özay

Editör: Baha Güngör