1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

Avrupa’nın Rusya’ya bağımlılık limiti yüzde 20

Seda Serdar / Berlin22 Şubat 2006

Merkezi Berlin’de bulunan Alman Ekonomi Enstitüsü ile Dresden Üniversitesi'nin yaptığı ortak araştırmada, Avrupa'nın enerji çeşitliliğine ihtiyacı konusu değerlendirildi. Araştırmaya göre, Avrupa'nın Rusya'dan %20'yi aşmaması koşuluyla dogalgaz ithalinin Rusya'ya ciddi bir bağımlılık yaratmadığı oldu. Berlin'den Seda Serdar'ın haberi...

https://p.dw.com/p/Aba8
Rusya - Ukrayna krizi doğalgaz tartışmalarını alevlendirmişti
Rusya - Ukrayna krizi doğalgaz tartışmalarını alevlendirmiştiFotoğraf: dpa - Report

Almanya'da enerjinin güvenligi ve stratejik önemi tartışılmaya ediliyor. Özellikle Rusya ve Ukrayna arasında yaşanan kriz nedeniyle Almanya'da ve enerji ihtiyacı bakımından dışarıya bağlı olan Avrupa'da, Rus hatlarından gelen doğalgazın çeşitlendirilme yöntemleri gündemde. Çeşitliliğin sağlanmasının önemli bir yolu sıvılaştırılmış doğalgazın Avrupa Birliği içerisinde daha fazla kullanımı. Her ne kadar çeşitlilik tartışılsa da esasında korkulduğu kadar Rusya'ya bağımlılık olmadığı iddia ediliyor.

Rusya ve Ukrayna arasında yaşanan krizde, Alman ve Avrupa basınına yansıyanların aksine, Alman Ekonomi Araştırma Enstitüsü'nden uzman Dr. Christian von Hirschhausen, Avrupa'nın bu krizden çok etkilenmediğini söyledi. Hirschhausen, “Geçtiğimiz günlerde bu endüstride çalışan kişiler ile de görüştüm. Onlar da bu krizin önemli bir sonuç getirmeyeceğini söyledi. Eğer her gün gazetelerin ilk sayfasında bu konu yer almamış olsaydı, hiçbirimiz bir farklılık hissetmeyecektik“ diye konuştu.

Frankfurter Allgemeine Gazetesinin ekonomi muhabiri Andreas Mihm ise Rusya - Ukrayna doğalgaz krizinin konu darlığından basını bu kadar fazla meşgul ettiğine dikkat çekti. Aynı zamanda Alman halkının hassasiyetinin sebebine de değinen Mihm, „Neden bu konu, Almanya'da bu kadar büyük bir rol oynadı? Almanya'nın konuya bu kadar duyarlı yaklaşmasının sebebi eski Başbakan'ın boru hattı konsorsiyumundaki girişimlerinden kaynaklanıyor. Bu konu hakkında halkın bir ön bilgi ve bir ön ilgisi bulunuyordu. Bunun da çok büyük rolü oldu“ diye konuştu.

Rusya açısından önemi

Hirschhausen ise konunun Rusya açısından stratejik önemine dikkat çekti. Ayrıca Rusya'dan başlayıp, Baltık ülkelerini ve Polonya'yı devredışı bırakarak Baltık Denizi'nden geçerek Almanya'da Greifswald'a uzanacak olan Kuzey Avrupa Doğalgaz Boru Hattı’nın ise Avrupa'nın gaz ihtiyacı konusunda vazgeçilmez olmadığını söyledi. Hirschhausen sözlerini şöyle sürdürdü:

„Baltık Denizi boru hattı Rusya'nın orta ve batı Avrupa'ya gaz ihracati ile birlikte ele alındığında Avrupa'nın dogalgaz ihtiyacı açısından değeri düşük. Elbette gazın gereksiz olduğunu söylemiyorum, ama kesinlikle ihtiyaç duyduğumuz bir kaynak da değil. Bu daha çok Ruslar’ın pazarlık için kullandıkları stratejik bir araç. Ruslar bu hat ile Ukrayna ve transit ülkelerle olan pazarlık güçlerini kuvvetlendirmeyi hedefliyor."

2025’te yüzde 20’ye çıkacak

Avrupa 2003 yılı itibariyle doğalgaz ihtiyacının %19'unu Rusya'dan karşılıyor. Bu oranın 2025 yılında %20'ye çıkacağı tahmin ediliyor. Ancak Rusya dışında Avrupa hem Körfez ülkelerinden hem de Latin Amerika ve Afrika'dan doğalgaz alıyor. Dresden Üniversitesi ile Alman Ekonomi Enstitüsü’nde yapılan araştırmalar sonucuna göre 2030 yılına gelindiğinde Trinidad ve Nijerya'dan gelen doğalgazın, Rus doğalgazından daha ucuz olacağı belirtiliyor.

Yapılan araştırmalara göre, her ne kadar boru hattı ile ulasan doğalgaz önemini yitirmeyecek olsa da Avrupa için sıvılaştırılmış doğalgazın da önemi ve kullanımı artacak. 2003 tarihi itibariyle %12 oranında sıvılaştırılmış doğalgaz ithal eden Avrupa'nın 2025 senesine gelindiğinde bunu neredeyse iki katından fazlaya katlayarak %26 oranına ulaşması bekleniyor. Avrupa'da günümüzde en çok sıvılaştırılmış doğalgaz kullanan ülkeler arasında İspanya ve İtalya yer alırken, bu ülkeleri Almanya, Belçika, Hollanda ve İngiltere takip ediyor.