Avrupa’nın güvenliği tartışılıyor

AB, 1999 yılında Amsterdam’da imzalanan anlaşma, özgürlük, güvenlik ve hukuk alanında birlik düzeyinde eşgüdüm öngörüyor. Avrupa Birliği’nin iç siyasetinin merkezinde, vatandaşlarına Birlik sınırları içinde serbest dolaşımın sağlanması yer alıyor.

AB Komisyonu’nun Adaletten Sorumlu Üyesi Franco Frattini, bununla birlikte organize suç örgütleriyle mücadeleyi de temel hedefler arasında sayarak, “Vatandaşlarımız özellikle terörle ve örgütlü suçla mücadele konusunda Avrupalı siyasetçilerden icraat bekliyor. Kamuoyu araştırmaları bu beklentiyi bariz bir şekilde ortaya koyuyor“ değerlendirmesinde bulunuyor.

Schengen Anlaşması’na imza koyan 12 AB ülkesi arasında sınır kontrolleri kaldırıldı. Dış sınırların güvenliği ortaklaşa sağlanıyor. Diğer yandan, sınır kontrol noktalarındaki her türlü giriş - çıkış, iltica ve vize başvuruları ile kayıplar üzerine her türlü veri, Strasbourg’daki Schengen Enformasyon Sistemi’nde (SIS) saklanıyor.

Bilgi bankası daha kapsamlı olacak

AB’nin yeni üyelerinin de Schengen sistemine dahil olmasıyla 2007 yılından itibaren bilgi bankası da daha kapsamlı hale gelecek; biyometrik veri adı verilen ve kişilerin tanınmasını sağlayan parmak izi, el şekli, yüzü, retinası gibi bilgilerin de Schengen Enformasyon Sistemi’nde yer alması sağlanacak.

Avrupa Birliği, sınır güvenliği alanında faaliyet göstermek üzere, 2005 yılında Frontex adı verilen sınır güvenlik ajansını kurdu. Merkezi Varşova’da bulunan Frontex, Avrupa Birliği’ne katılan yeni ülkelere sınır güvenliği alanında destek sağlıyor.

Europol 1992’de kuruldu

Avrupa polisi – Europol, 1992 yılında kuruldu. Europol’un görevleri arasında üye ülkelerin milli emniyet teşkilatlarıyla eşgüdümü sağlama, alanıyla ilgili verileri toplayıp analiz ettikten sonra bunları dağıtmak bulunuyor. 500 kadar personeli bulunan Avrupa polisi, ancak üye ülkelerden birinin talebi durumunda operasyon düzenleyebiliyor.

Kurumun en önemli görevlerine açıklık getiren Europol yöneticisi Max-Peter Ratzel ise şu değerlendirmede bulunuyor: “En büyük risk bu alanda olduğundan terörizm konusu ön planda yer alıyor. Üye ülkelere gereken yardım araçlarını sunabilmek, tehditlerin önünü zamanında alabilmek temel hedeflerimiz. Çoğu zaman doğru hedeflere mümkün olduğunca az personelle ulaşılabiliyor. Önlemlerin üye ülkelerde hayata geçirilmesine devam edilecek.“

Terörle Mücadele Koordinatörlüğü

2004 yılında Madrid’de düzenlenen terör saldırısının ardından Avrupa Birliği Bakanlar Konseyi Avrupa Polisi’nin yanı sıra Hollandalı diplomat Gijs de Vries’i terörle mücadele koordinatörlüğüne atanmıştı. Avrupa Birliği ülkelerinde terörle mücadele yasalarının hızla çıkarılıp uygulamaya geçilmesinin başlıca görevi olduğunu belirten Vries, “Üye ülkelere vaatlerini hayata geçirmede yardımcı oluyor. Yasal düzenlemelerin uygulanmasında işbirliği imkanı sunuyoruz“ diyor.