1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

Avrupalı Müslüman gençler seksi tartışıyor

20 Temmuz 2009

Batılı toplumlarda yaşayan Müslümanların sayısı giderek artıyor. Bu ülkelerde yaşayan Müslüman gençler, Batılı ve İslami değerler arasında zorlanıyor. Evlilik öncesi seks gibi konular, tabu olarak görülüyor.

https://p.dw.com/p/Isxh
Fotoğraf: ImageSource

Almanya'da, bir üniversite kantinindeyiz. Öğrenciler sınav stresini futbol izleyerek atmaya çalışıyor. Birçoğu bira içiyor. Ama aralarında, 23 yaşındaki Faslı Cemile gibi çayı tercih edenler de var. Cemile, “Arkadaşlarım bazı ilkelerime saygı duyuyorlar. Alkol kullanmamak, kimseyle çıkmamak bunlar arasında” diyor.

Cemile, başörtüsü takmıyor, üstelik Batılı moda tarzına uygun giyiniyor. Buna rağmen Cemile evlilik öncesi seks fikrini onaylamadığını söylüyor: “Cinsellik hayatın bir parçasıdır, bu doğru. Dinimiz, kızların bakireliklerini kocalarına saklamalarını öngörür. Bu da onayladığım bir şey. Ama sonuçta herkesin kendi kararıdır. Herkes dilediği gibi yaşamalı, kimse bu tercihe karışmamalı.”


Özgürlükçü bakış

Memleketi Sudan'dan Avrupa'ya yaklaşık 9 yıl önce gelen Nahla, cinselliğe daha özgürlükçü bir bakış açısıyla yaklaşıyor: “Batılı toplumlarda bireyin ön planda olmasına çok önem veriyorum. Bireycilik dendiğinde de her insanın kendi hayatına, dilediği gibi yön verebilmesi anlaşılır. Benim ülkemde bireyin özel hayatına nasıl yön vereceğine maalesef toplum karar verir. Avrupa'da ise evlilik öncesi sekse kişinin kendisi karar verir.”

Moritanyalı öğrenci Ahmet de evlilik öncesi sekse bir Müslüman olarak karşı çıktığını belirtiyor. Ahmet, “İslami kurallara aykırı olduğundan bir Müslüman olarak bunu onaylamam mümkün değil. Bana göre önce evlenmeli” görüşünü savunuyor.

Rostock Üniversitesi tarafından yapılan bir araştırma, Müslüman öğrencilerin seks konusuna çok daha farklı yaklaştıklarını ortaya koydu. Araştırmayı üstlenen ekibin başkanı Profesör Hans-Jürgen von Wensierski, Deutsche Welle’ye yaptığı değerlendirmede, sözkonusu duruşun nedenlerine dikkat çekiyor: “Burada din aracılığıyla aktarılan değer ve normlar ön plana çıkıyor. Din, günlük hayatın akışına büyük ölçüde yön veriyor. Dinin yanı sıra geleneksel aile yapısı da büyük rol oynuyor.”


İkilem yaşıyorlar

Almanya'da yetişen Filistin kökenli Nejat, Müslüman gençlerin Batılı toplumlarda yaşadığı ikileme işaret ediyor: “İlk yıllarımda aileyle dış dünya arasındaki farklılık beni çok zorluyordu. Arap mı Alman mı? Hangi hayat tarzının benim için uygun olduğuna bir türlü karar veremiyordum. Ama sonunda dinim ve geleneklerime ters düşmediği sürece her iki kültürden de bir şeyler almaya karar verdim.”


Aşılması zor engeller

Deutsche Welle’nin sorularını yanıtlayan Profesör Hans-Jürgen von Wensierski, Müslüman gençlerin zaman zaman Batılı toplumlarda sorun yaşadığını vurguluyor: “İki dünya arasında kalmak aşılması zor ya da imkansız bir sorun değil. Ama farklar çok bariz olduğundan gençler büyük yük altına giriyor. Bir tarafta muhafazakar ve İslam’ın yaşandığı baba evi, diğer tarafta Batının liberal kamuoyu. Bu ikisi arasında kendi kimliğini bulurken aynı zamanda her iki kültür ve etkiye karşı adil bir duruş sergilemek hiç de kolay değil.”

Cezayir kökenli Kerim, İslami değerlerin katı çerçevede ele alındığı sürece sorun yaşanmasının kaçınılmaz olduğunu söylüyor. Kerim'e göre hem iki ayrı kültür birbirini zenginleştirici özellikler taşıyor hem de İslam dini özünde birçok Batılı değerle uyum içinde: “Almanya’da Batılı hayat tarzından kendinizi izole etmeniz mümkün değil. Buna karşılık birçok geleneğimizi seviyor ve bunların bizi hayatımızda daha dirençli hale getirdiğine inanıyorum.”

Hamselassil Ayari / Çeviri: Nuhat Halıcı


Editör: Hülya Köylü