1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

Avrupa Parlamentosu’nda tarihi gün

7 Eylül 2010

AB Komisyonu Başkanı Jose Manuel Barroso, ilk kez, ABD başkanlarının her yıl yaptığı gibi “Ulusa Sesleniş” tarzıyla AP’de konuştu. Avrupalı liderlere ırkçılık uyarısı yapan Barroso, ekonomi için kehanetlerde bulundu.

https://p.dw.com/p/P6OD
Fotoğraf: AP

AB Komisyonu Başkanı Jose Manuel Barroso, Avrupa Parlamentosu’nda "Birliğin Durumu" adlı bir konuşma yaparak AB’nin içinde bulunduğu durumu değerlendirdi. AB'ye ilişkin eleştirel saptamalar ve önerilerde bulunan Barroso, üye ülkelerinin direnişi ile karşılaşması muhtemel bir dizi ekonomik ve siyasal girişimde bulunacaklarını açıkladı. AB Komisyonu Başkanı, üstü kapalı olarak Fransa’nın Romanlar'a ilişkin göç politikalarını da eleştirdi. Ancak Barroso, sorumlu Fransız politikacıların adlarını açıkça anmaması nedeniyle protesto edildi. Ayrıntıları, Deutsche Welle Brüksel Bürosu’ndan Christoph Hasselbach aktarıyor:


“Ekonomiyi yeniden yapılandıralım”

AB Komisyonu Başkanı Jose Manuel Barrso, bu ilk “birliğe sesleniş” konuşmasında kısmen mevcut duruma değerlendirmeler, kısmen de geleceğe ilişkin öngörü ve tavsiyelerde bulundu. Birlik ülkelerinde hala küresel ekonomi ve finans krizinin etkilerinin hissedildiğini söyleyen Barroso, ancak Avrupalılar'ın krizin üstesinden gelebildiğini ve şimdi artık Avrupa ekonomisinin yeniden yapılandırılmasının gündemde bulunduğunu vurguladı. Barroso yeni ekonomik yapılanmanın daha çevre dostu, uzun vadeli, daha sosyal ve daha rekabet gücü olan bir sistem olması gerektiğini de belirtti ve bu konuda birlik ve bütünlük ruhunun çok önem kazandığına işaret etti:

“Avrupa’nın gerçeklerle yüz yüze geldiği bir andayız. Avrupa, birbirinden farklı 27 ulusal çözümler sunan bir yapı olmadığını göstermek zorundadır. Ya birlikte yüzeceğiz ya da hepimiz teker teker batacağız. Yaptığımız işler ister ulusal, ister bölgesel, ister yerel ölçekte olsun, Avrupalı olarak düşünmediğimiz sürece başarılı olmamız mümkün değil.”


AB vergisi ne olacak?

Konuşmasında tartışmalara neden olan "AB vergisi" önerisini de yeniden gündeme getiren AB Komisyonu Başkanı Barroso, Birliğin kendi vergi sistemi olması gerektiği yününde görüş bildirdi. Barroso, ayrıca çıkartılacak AB tahvillerinin satışından elde edilecek gelirle altyapıya yatırım yapmanın mümkün olduğuna da işaret etti. Barroso, sonbahar aylarında mali işlem vergisi önerisini de gündeme getireceklerini açıkladı. Ancak Birlik üyesi birçok ülke, Komisyon'un bu önerilerine sıcak bakmıyor.

AB Komisyonu Başkanı, üye ülkelerde vatandaşlık haklarını daha da genişletmek istediklerini, sadece özgürlük ve güvenliğin toplumların refahını garanti ettiğini vurguladı. Barroso, Avrupa Parlamentosu’nda yaptığı yarım saatlik konuşma sırasında Fransa’nın Romanlar'a uyguladığı göç politikalarına -üstü kapalı- değindiğinde milletvekillerinden ilk kez alkış aldı:

“Avrupa’da herkesin yasalara uyması şarttır. Ve hükümetler, azınlıkların da insan haklarına saygılı olmak zorundadır. Irkçılık ve yabancı düşmanlığının Avrupa’da yeri yoktur. Bu tür hassas konularda hepimiz sorumlu tavır almak durumundayız. Avrupa’nın geçmişte kalan ruhunun yeniden canlandırılmaması için sizlere buradan çağrı yapıyorum.”


Barroso’ya “yumuşak tavır” eleştirisi

Ancak Barroso’nun eleştirisini üstü kapalı yapması Avrupa Parlamentosu’nda protestolara yol açtı. Parlamento’daki Sosyal Demokrat grubun başkanı Martin Schulz, Başkan’ın özellikle de Romanlar'ın Fransa'dan sınırdışı edilmesi konusunda üye ülkelere karşı yumuşak tavır aldığından şikayet etti:

“İç politika baskısı altında bulunan bir hükümetin azınlıklara karşı cadı avına çıkmasına izin verilmemesi gerekir. Ve bu durumun sorumlusu olan hükümetin de adını vermemiz gerekir. Bu, Cumhurbaşkanı Nicolas Sarkozy, Başbakan Francois Fillon ve İçişleri Bakanı Brice Hortefeux’nün hükümetidir. Ben, sizden isimleri anmanızı beklerdim. O zaman 'Barroso mücadeleye başlıyor' diye düşünürdük.”

Barroso'nun dün Avrupa Parlamentosu'nda yaptığı konuşmada Avrupa’nın dünya çapında ortak rol üstlenmesi gerektiği de geniş yer tuttu. Ancak önemli bir finansör olmasına rağmen AB’nin son İsrail - Filistin görüşmelerinde bile yer almamış olması Avrupa Parlamentosu milletvekilleri tarafından eleştirildi.


© Deutsche Welle Türkçe

Christoph Hasselbach / Çeviri: Çelik Akpınar

Editör: Hülya Köylü