1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

"Avrupa Birliği Göç ve İltica Paktı" tartışılıyor

Başak Özay / Deutsche Welle27 Kasım 2008

Almanya'nın Bonn kentinde "Avrupa Birliği Göç Paktı sınavda: Kalkınmakta olan ülkeler için beyin göçü mü, beyin kazancı mı?" başlığıyla düzenlenen konferansta, Avrupa Birliği'nin göç politikası ele alındı.

https://p.dw.com/p/G3bP
Göç tartışmalarına nitelikli ve niteliksiz işgücü ayrımı damgasını vuruyor
Göç tartışmalarına nitelikli ve niteliksiz işgücü ayrımı damgasını vuruyorFotoğraf: AP

Avrupa Birliği kısa bir süre önce yasadışı göçe karşı önlemleri sertleştiren, ancak nitelikli uzman elemanların Avrupa'ya göçünü teşvik eden "Avrupa Birliği Göç ve İltica Paktı"nı kabul etti. Birliğe üye ülkeler için herhangi bir hukuki bağlayıcılığı bulunmayan bu pakt, mültecilere hukuki güvence sağlamadığı gerekçesiyle insan hakları ve mülteci örgütlerinin eleştirilerine hedef oluyor.

"Avrupa Birliği Göç ve İltica Paktı"nın temel amacı, Avrupa Birliği'nin kalkınmakta olan ülkelerin beyin gücü için daha cazip hale getirilmesi. Bu amaç doğrultusunda nitelikli işgücünün Avrupa'ya çekilmesi için çeşitli önlemler alınması öngörülüyor. Örneğin, uzman elemanların iş bulmaları koşuluyla, Avrupa Birliği ülkelerinde süreli çalışma ve oturma iznine sahip olmasına olanak tanıyacak olan, 'Mavi Kart uygulaması' bu önlemlerden biri. Ancak böyle bir politikanın, beyin göçü yaşayan kalkınmakta olan ülkeler için sonuçları neler oluyor? Almanya'nın Bonn kentinde, Alman Kalkınma Politikası Enstitüsü (d.i.e), Alman Kalkınma Politikası Sivil Toplum Kuruluşları Derneği (VENRO) ve Kalkınma Araştırmaları ve Eğitim Kurumları Birliği (EADİ) tarafından düzenlenen konferansta bu sorunun yanıtı arandı.

"Göç paktı küreselleşmenin bir parçası"

Konferansa konuşmacı olarak katılan Prof. Dr. Beatrice Knerr, Avrupa Göç ve İltica Paktı'nı küreselleşmenin bir parçası olarak niteledi. Prof. Knerr, Avrupa Birliği'nin nitelikli göçmene ihtiyaç duymasının nedenlerini şu sözlerle anlattı: "Bence, küreselleşme ve dünya çapında en iyi beyinleri elde etmek için yaşanan rekabet nedeniyle göç Avrupa Birliği için önemli. Bu rekabet, Avrupa'ya, nüfusun giderek azaldığı toplumlara kadar ulaşıyor. Bu çok önemli, zira bu alanda da birçok ülke ile rekabet halindeyiz. Yasal göçün önemli olmasının bir nedeni de yasadışı göç sorunu. Bu ikisi önceliği olan konular."

"Avrupa göçten korkuyor"

Avrupa Birliği, göç politikalarını uyumlaştırmaya çalışsa da üye ülkeler bu alanda söz sahibi olmayı sürdürüyor. Pek çok Avrupa ülkesi sıkı bir göç politikası izliyor, nitelikli göçmenlerin dahi Avrupa Birliği ülkelerine göç etmesi zorlaştırılıyor. Prof. Knerr, bunun ekonominin gidişatına bağlı olarak değişeceğini, büyüme dönemlerinde göçün teşvik edileceğini, duvarların yıkılacağını belirtti, ancak Avrupa'da göçün korku doğurduğunu da sözlerine ekledi. Knerr, "şu anda bile burada siz Müslümansınız, biz Hıristiyanız konuşmaları yapılıyor. Bir korku olduğunu ve bu korkunun topluma yayıldığını söylemek gerekiyor" şeklinde konuştu.

"Avrupa Birliği'nin çabaları takdire şayan"

Almanya Kuzey Ren Vestfalya Aile, Kadın ve Uyum Bakanlığı'ndan Dimitra Clayton göçün Almanya'da zaruri bir ihtiyaç olduğunun yavaş yavaş kabul edilmeye başlandığını, ancak Almanya'nın kendisini hala bir "göç ülkesi" olarak tanımlamakta zorlandığını kaydetti. Clayton, "insanların göçmenleri istihdam piyasasında rakip olarak, Alman kimliği için tehdit olarak görmesi göçün arzu edilmemesine yol açıyor" dedi. Göçmenlerin, hayatın her alanında çoğunluk toplumu ile eşit koşullara sahip olması gerektiğini belirten Clayton, Avrupa Birliği'nin bu yöndeki çabalarını takdir ettiğini söyledi.

"Geri dönen Türk göçmenler ekonomiye katkı sağladı"

Göç söz konusu olduğunda madalyonun bir diğer yüzü de beyin göçü yaşayan ülkeler. Uzmanlar, nitelikli elemanlar göç ettiği için bu ülkelerin ekonomik olarak büyük bir verim kaybına uğradığını belirtiyor. Bu nedenle nitelikli göçmenlerin gittikleri ülkelerde belli bir süre kaldıktan sonra kendi ülkelerine dönmesinin ve orada yurt dışında edindikleri bilgi ve tecrübeleri kullanarak yatırım yapmasının, göçün bu ülkeler için de olumlu bir faktöre dönüşmesine yardımcı olacağı belirtiliyor.

Almanya Kassel Üniversitesi'nden Prof. Beatrice Knerr, Almanya'da doğup büyüyüp, Türkiye'ye dönen Türk gençlerinin yarattığı potansiyeli buna örnek gösterdi. Prof. Knerr, "biz geçtiğimiz yıl İzmir'de turizm sektörünün yoğun olduğu alanda bir araştırma yaptık, aynı araştırmayı iki yıl önce Antalya'da da yaptım. Turizm sektöründe Almanya'dan geri dönen pek çok kişinin çalıştığına şahit oldum. Antalya'da bu çok daha fazla göze çarpıyor. Bu insanlar Almanca biliyor, Almanların alışkanlıklarını ve Alman kültürünü yakından tanıyor. Rehber olarak çalışıyorlar, otellerde çalışıyorlar... Bu, bölge için gerçekten bir kazanç. Bunlar Türkiye'ye geri, dönen genç insanlar ve sahip oldukları bilgiye dayanarak geleceklerini orada kuruyorlar. Bence bu çok ilginç" dedi.