1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

Avrupa basını referandum sonucunu nasıl değerlendirdi?

17 Nisan 2017

Türkiye’de 16 Nisan’da yapılan anayasa değişikliği referandumunun sonuçları, Avrupa basınında geniş yankı buldu. Yorumlarda referandum sonuçlarının seçmenler arasında bölünmeye yol açtığına dikkat çekiliyor.

https://p.dw.com/p/2bL82
Türkei Referendum Präsident Erdogan
Fotoğraf: Reuters/M. Sezer

İngiliz The Times gazetesi “Türkiye İçin Hazin Bir Gün” başlıklı yorumunda referandum sonucunu şöyle değerlendiriyor:

“Bugün Türkiye’nin müttefikleri açısından hazin bir gün ama Ortadoğunun en güçlü ekonomisine, ordusuna ve kültürüne sahip ve bölge ile Batı arasında coğrafî bir köprü niteliğindeki Türkiye’nin kendisi açısından daha da hazin bir gün. Erdoğan ülkesi için bir bazı iyi şeyler yaptı. 2003’te iktidara geldikten sonra 10 yıl içinde enflasyonu frenledi, devlet bütçesini düzeltti ve piyasaları liberalleştirdi. Ama Erdoğan’ın gücü arttıkça bu gücü daha despot bir biçimde kullanmaya başladı. Son dört yıl içinde iktidarını hırslı ve başarısız dış politikalar, bölünmeye yol açabilecek iç politikalar ve paranoyalar belirledi. 2013'ten bu yana protesto dalgalarını bastırırken 11 kişi hayatını kaybetti ve gösterilerin ardından onlarca milletvekili ve 80 gazeteci hapse atıldı, 184 medya kuruluşu kapatıldı ve tuhaf bir darbe girişiminden sağ kurtulduktan sonra devlet içinde geniş çaplı temizliğe girişti. Dünkü referandum işte bu son gelişmelerin üst aşaması ve doruk noktasını oluşturdu.”

"Türkiye'deki anayasa referandumundan ‘Evet’ oylarının zaferle çıkmış olması iyi haber değil” ifadesini kullanan İspanyol El Pais gazetesinin yorumunun devamında şu satırları okuyoruz:

"Türkiye bu sonuçla ‘liberal olmayanlar’ diye anılan kulübün kapısında yer almış oluyor. Bu kulüp, düzenli aralıklarla seçimlerin yapıldığı, ancak kuvvetler ayrılığının bulunmadığı ve bu nedenle iktidarın gerçekten değişme şansının ya da haber alma özgürlüğünün olmadığı, bunun yerine kişisel özgürlüklerin daha fazla budandığı siyasi sistemler anlamına geliyor. Burada eşiği aşmak, Türkiye’nin sadece AB ile çatışma noktasına gelmesi değil, özellikle eğer Erdoğan’ın seçim kampanyalarında vaat ettiği gibi idam cezası geri gelecek olursa, Türkiye içinde de kutuplaşmayı ve çatışmaları başlatmak anlamına gelecektir.”

Fransız gazetesi Dernieres Nouvelles d'Alsace'ın yorumunda ise şu görüşler dikkat çekiyor:

Türkei Regierung erklärt Sieg bei Referendum
Evet diyenler sonuçların açıklanmasının ardından kutlama yaptıFotoğraf: picture alliance/AP Photo/E. Gurel

"Seçim kampanyası onun lehine işlemiş olsa bile Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ezici bir kesim tarafından desteklenmedi. Korku, devlet içinde temizleme faaliyetleri, ‘reis’i destekleme çağrıları ve kaos uyarılarının hakim olduğu referandum ertesinde Türkiye seçmeninde net bir bölünme göze çarpıyor. Sultanlara büyük hayranlık duyan bu kişi iktidarına kaba güç yoluyla değil sandık başına gitmek suretiyle meşruiyet kazandırmak istiyordu. Ama sonuç çelişkili çıktı. Erdoğan, kamuoyunun büyük bir kısmının onu açıkça hasım kabul ettiğini gördü ve bu yüzden de kendisine hayran halkının idolü haline geldiğini ilan edemiyor. Eğer Erdoğan otoriter atmosfer içinde bu referandumun mesajını doğru algılayamazsa sadece Türkiye’yi karanlık bir mecraya sokmakla kalmayacaktır, Türkiye’yi zaten istikrarsız olan bu bölgede dış dünyadan kopuk bir ülkeye dönüştürecektir.”

İtalyan La Stampa gazetesi ise Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın yasadan aldığı süper güçle zaferini ilan ettiğini ve bunun üzerine neredeyse iki saat boyunca konuştuğunu, sokaklara fırlayan binlerce kişinin ise ‘Yeni Türkiye’ yi kutlamaya başladığını yazıyor. Yorumun devamında şu görüşler dikkat çekiyor:

“Bugün haberini yaptığımız Türkiye, çoğu verilen sözlerin tutulmadığı ve aslında kendi nüfuz alanının ötesinde geçen çok sayıda hedefi olan bir ülke. Öte yandan Türk ulusu etnik kökenlerinin yanı sıra yıllar içinde dinin ve Osmanlı İmparatorluğu nostaljisinin de karıştırıldığı yeni bir kimlik bilincine ulaşmış durumda. Bunun ceremesini çekecek olanlar ise ilk aşamada yeni sisteme muhalif olanlar ama aynı zamanda Kürtler gibi etnik ya da Aleviler gibi dini azınlıklar ile Ermeniler ve Yahudiler olacaktır. Türkiye Avrupa’ya darbe indirebilir hem de güçlü bir darbe. Akdeniz’in iki yakası bir anlık bir ümit ve dışarıya açılma sürecinden sonra iyice birbirinden uzaklaştı, belki de geri dönülemez bir biçimde.”  

© Deutsche Welle Türkçe

DW/ÇA/GA