Avrupa Anayasası görüşmeleri sıkıntılı

“Anlaşıldığı kadarıyla Avrupa Birliği dışişişleri bakanları toplantısında her bakan istek listesini yeniden çantasından çıkardı. Hatta bazıları mevcut listeye yeni noktalar dahi eklemiş. Doğrusu, 1 Mayıs’ta verilen birlik beraberlik sözü çabuk unutulmuş.

Avrupa Anayasası konusunda sıkıntı yaratan ülkelerin başında İngiltere geliyor. Londra, o meşhur kırmızı çizgilerini daha da uzatmışa benziyor. İç politikada baskı yaşayan İngiliz hükümeti, Avrupa Anayasası’nın temel maddelerinin İngiltere’yi bağlayıcı nitelikte olmamasında ısrar ediyor. Londra diğer yandan da kulislerde anayasayı halkoyuna sunabileceği tehdidini dile getiriyor.

İngilizler'in tutumundan cesaret alan diğeleri de kendi kırmızı çizgilerini ortaya koymaya başladılar. Alman Dışişleri Bakanı Fischer, haklı olarak bu aşındırma politikasına isyan ediyor. Kısacası Avrupa Anayasası tartışmalarında işler öyle bir arap saçına döndü ki, Dönem Başkanı İrlandalı Brian Cowen’ın işleri toparlaması için bütün yeteneğini ortaya koyması gerekecek.

Avrupa Birliği Komisyonu’nun genişlemeden sonra kaç üyeden oluşacağı konusunda da bir karmaşa yaşanıyor. Görünen o ki, tartışma iki aşamalı bir modelde noktalanacak. 2009 yılına kadar her üye ülke komisyonda bir üyeyle temsil edilecek. Bu, birinci aşamayı oluşturuyor. 2009’dan sonra ikinci aşamaya geçilecek, komisyonda rotasyon sistemi uygulanacak. Ortaya konan model, aslında kritik konuların ertelendiğini ortaya koyuyor.

Elbette en sıkıntılı nokta, oylama sisteminde. Avrupa Anayasası’na ilişkin aralık ayında yapılan ilk zirve, İspanya ve Polonya’nın bu konudaki ısrarları yüzünden başarısızlığa uğramıştı. İspanya ve Polonya, kendi oy güçlerini azaltacaklarını öngördükleri öneriyi reddetmişlerdi. Polonya’da hükümetin mecliste yeterli çoğunluğa sahip olmaması da Avrupa Birliği çevrelerini düşündürüyor. Varşova’da yaşanan hükümet krizi eylül ayında yapılacağı ilan edilen genel seçimlerle birlikte son bulabilir.

Ancak Avrupa Anayasası’nın bağlanması çalışmalarına çok az zaman kaldı: Yaklaşık dört hafta sonra Dönem Başkanı Cowen’in masasında tüm üye ülkelerin onaylayabileceği durumda bir belge yer alacak.”