1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

Avrupa çok dilden konuşuyor!

Klaus Dahman / DW26 Eylül 2005

26 Eylül, Avrupa Birliği’nde Avrupa Diller Günü olarak kabul ediliyor. Ancak bu girişimle AB’de herkesin iki dil öğrenmesi amacına henüz ulaşılabilmiş değil. Diğer yandan, AB’de artan üye sayısıyla birlikte bir dil karmaşası yaşanıyor...

https://p.dw.com/p/AaVG
Avrupa Parlamentosu'nda şu andaki resmi dil sayısı 20
Avrupa Parlamentosu'nda şu andaki resmi dil sayısı 20

Avrupa Birliği, dört yıl önce Avrupa Diller Günü’nü ilan ederek, Avrupalı vatandaşlara yabancı dil eğitimini aşılamayı hedeflemişti. Bu doğrultuda hazırlanan Avrupa Birliği Lisan Planı’yla ise 2004 ila 2006 yılları arasında vatandaşların en az iki dil öğrenmesi amaçlanıyor.

Bunu hayata geçirebilmek için “Lingua” adını verdikleri bir program geliştiren yetkililer, üye ülkelere, ilkokul müfredatlarına en az bir yabancı dil eklemeleri konusunda çağrıda bulunmuştu. Ancak tüm bu çabalara karşın, Avrupa’da yabancı dil öğrenmede eğilimin arttığı gözlemlenemedi. İstatistikler, hala İngilizce’nin rağbet gördüğünü gösteriyor. İngilizce’yi, açık bir aradan sonra Almanca, Fransızca ve İspanyolca izliyor.

AB’de dil sayısı arttı

Diğer yandan, geçen yıl Mayıs ayında AB’ye 10 yeni üyenin daha katılımı, Avrupa Parlamentosu’da konuşulan farklı dillerin sayısını 20’ye çıkardı. Ancak bu 20 dildeki çeviriler, kendi aralarında 380 olasılığı ortaya çıkardığı için oturum ve toplantılarda ortak diller olarak İngilizce ve Fransızca üzerinde fikir birliğine varıldı.

Dolayısıyla şimdi, çeviriler önce bu dillerde yapılıyor ve daha sonra diğer ülke dillerine tercüme ediliyor. Böylece az rastlanan olasılıklar olan Yunanca’dan Letonyaca’ya veya Portekizce’den Fince’ye çeviri yapan tercümanlara ihtiyaç kalmamış oluyor. Bu, tercüman sıkıntısı çekildiği için fayda sağlayan uygulamalardan biri olarak sayılıyor.

Parlamento’da çevirmen sıkıntısı var

Avrupa Parlamentosu’nda işte bu dil karmaşası nedeniyle tercüman sıkıntısı yaşanıyor. Örneğin, Avrupa Parlamentosu şu ana değin Brüksel’in istediği seviyede çeviri yapabilecek bir Malta dili tercümanı bulamamış.

Parlamento baş tercümanı Jan Andersen de bu konudaki şikayetini dile getirirken, “2003 yılında Maltalı çevirmenler için bir yeterlilik sınavı açtık. 16 başvuru arasından 4 kişi son elemeye kalabildi, diğerlerinin hepsi başarısız oldu” diyor. Şimdi ise parlamento, Malta dili çevirmenliği konusuda bir eğitim programı başlatmış durumda.

Yeni diller ekleniyor

Bu arada, Avrupa Birliği’nde resmi dillere bir yenisi daha ekleniyor. 2007 yılı Ocak ayında, Avrupa Birliği, İrlanda dili olan Galce’nin de Birlik’te resmiyeti kabul edilen 21. dil olarak belirledi. Ancak Katalanca ya da Bask dili henüz bu statüye ulaşabilmiş değil.

2007 ya da en geç 2008 yılında Bulgaristan ve Romanya’nın da katılımlarıyla parlamentodaki dil sayısına iki ekleme daha yapılacak. Hırvatça da akabinde eklenebilecek dillerden. Geçmişte yaşanan tercüman sıkıntısıyla karşılaşmamak için AB’nin şimdiden bu dillerde yetişmiş çevirmen arayışına girmesi gerekiyor.