1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

Ateş Lübnan’ı sardı, şiddet durmuyor...

Ajanslar4 Ağustos 2006

İsrail’in Lübnan’daki saldırıları sürdürüyor. Lübnan’ın altyapısını hedef alan saldırılarında İsrail birlikleri, Lübnan’ı Suriye’ye bağlayan son köprüleri de bombaladı. Yardım kuruluşları ise yardım kanallarının tümünün yok edildiğini bildirdi. Lübnan – Suriye sınırındaki saldırıda ise en az 23 tarım işçisi öldü...

https://p.dw.com/p/AZku
İsrail, başkent Beyrut'u bombalamaya devam ediyor
İsrail, başkent Beyrut'u bombalamaya devam ediyorFotoğraf: AP

Lübnan’ın güneyi ve başkent Beyrut’u vurmaya devam eden İsrail, Lübnan’ın altyapısına yönelik saldırılarını arttırdı. Daha önce Beyrut’u, Suriye’nin başkenti Şam’a bağlayan otoyoldaki köprüleri yıkarak, o yöndeki trafiği güvensiz dağ yollarına zorlayan İsrail, şimdi de Lübnan başkentinin kuzeyinden Suriye’ye uzanan sahil yolundaki köprüleri tahrip etti. İsrail uçaklarının, Litani Nehri üzerindeki bir hidroelektrik santralini de vurduğu bildirildi.

Lübnan'ın güneyinde ise Bint Cbeyl ve Dahiye bölgesinin hedef alındığı belirtildi. İsrail birliklerinin Beyrut’un kuzeyinde düzenlediği saldırılarda da 4 sivilin hayatını kaybettiği açıklandı. İsrail uçaklarının Lübnan'ın Suriye sınırında yaptığı saldırıda ise 23 tarım işçisinin öldüğü bildirildi. Güvenlik kaynakları, Kaa köyü yakınında bir çiftlikte sebze yüklenen kamyonların bombalandığını söylediler. Ölenler arasında Suriyelilerin de bulunduğu belirtildi.

Yardım örgütleri endişeli

İsrail’in Lübnan’ın altyapısını hedef alması için hem Lübnan yönetiminin, hem de uluslararası yardım kuruluşlarının ciddi endişe duymasına yol açtı. BM Mülteciler Yüksek Komiserliği’nden Astrid van Genderen, bu saldırıyla savaştan en çok etkilenen Güney Lübnan’a yardım kanallarının tamamen kesildiğini bildirdi. Avrupa Birliği de bu yolun bugüne kadar güvenli kabul edildiğini hatırlatarak, artık Lübnan’daki göçmen ve sivillere yardım yapılmasının olanaksız hale gelebileceğini duyurdu.

Bölgede mahsur kalan sivillerin ise ülkenin kuzeyine doğru kaçmaya çalıştıkları belirtiliyor. Beyrut'a otobüslerle götürülen Lübnanlılar, yolculuk sırasında araçlarına beyaz bayraklar çekerek silahsız olduklarını göstermeye çalışıyorlar. Sur'un güneyinden kurtarılan mülteciler ve Sur'da yaşayan az sayıda Lübnanlı ise sığınaklarda yaşamlarını sürdürüyor.

Hizbullah’tan tehdit

Hizbullah ve İsrail arasındaki restleşmeler ise giderek sertleşiyor. Hizbullah lideri Hasan Nasrallah, İsrail’i Tel Aviv’i vurmakla tehdit etti. Nasrallah, Lübnan televizyonlarında yayınlanan konuşmasında, “Beyrut'u vurursanız İslami Direniş de Tel Aviv'i vuracak“ dedi. Lübnan’ın ABD’nin yeni Ortadoğu’daki üslerden biri olmayacağını söyleyen Nasrallah, İsrail’in hava saldırılarını durdurması halinde, füze saldırılarına son vereceklerini kaydetti.

İsrail Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Mark Regev de bu tehditleri ciddiye aldıklarını belirterek “Hizbullah’ın iyi silahlandığına kuşku yok. Suriye ve İran’dan çok destek aldılar. Çok iyi silahları var, ama Hizbullah’ın kalelerini yok ettiğimiz güneydeki askeri harekatımızla onları daha geriye itebileceğimizi umuyorum. Bu şekilde halkımız güvenliğe kavuşabilir” dedi.

İsrail Savunma Bakanı Amir Peretz ise Lübnan’ın güneyinde operasyonlarını genişletmeye hazırlandıklarını bildirdi. Bundan sonraki aşamanın Litani Nehri’ne kadar güney Lübnan’ın kontrolünü ele geçirmek olduğunu belirten Peretz’in, orduya ilerlemeleri için talimat verdiği belirtiliyor. Litani Nehri, İsrail – Lübnan sınırından 30 kilometre uzaklıkta bulunuyor ve İsrail’in amacı burada tampon bir bölge oluşturmak.

BM Güvenlik Konseyi

BM Güvenlik Konseyi’nde ise uzlaşma arayışları sürüyor. BM Güvenlik Konseyi’nin daimi üyelerinden Fransa’nın hazırladığı karar tasarısı üzerindeki pazarlıkların yoğunlaştığı bildiriliyor. Fransa’nın yeni hazırladığı karar tasarısında, İsrail ile Hizbullah arasında Lübnan'da süren çatışmaların biran önce durdurulmasını ve soruna kalıcı bir çözüm bulunması gerektiğini vurguluyor.

Ancak ilk tasarıdan farklı olarak bu yeni metinde kalıcı bir ateşkesin şartları da ortaya konuyor. Tasarıda yer alan bu şartlar, öncelikle İsrail ve Lübnan'ın egemenliğinin ve toprak bütünlüğünün korunması ve iki ülke arasındaki sınırı oluşturan ''Mavi Hattın'' çiğnenmemesi olarak vurgulanıyor. Karar tasarısında ayrıca kalıcı bir ateşkesin ve çözümün şartlarının uygulanmasına katkıda bulunmak için uluslararası bir gücün oluşturulması da öneriliyor.