“Asya karşısında sanayi ülkelerinin şansı yok”

Şangay’ın ünlü Halk Meydanı, hayatının büyük bölümünü bu ülkede geçiren Heinrichsohn’a göre tam bir çelişkiler manzumesini andırıyor. 1950’li yıllarda bu meydanı fanatik göstericiler dolduruyor, komünist olmamakla suçlananlar burada ipe çekiliyordu. Günümüzde ise bu meydanı gökdelen ve büyük tüketim merkezleri çevreliyor. 76 yaşındaki Alman işadamı bu manzara karşısında rekabet baskısını hissetmemenin mümkün olmadığını söylüyor.

Heinrichsohn şöyle konuşuyor: “Şurası muhakkak ki biz değişmez isek Çin’in çok gerilerine düşeriz. Amiyane tabirle ‘bizi peynir ekmek gibi’ bir lokmada yutarlar. Burada doğdum, yaşım 76. Çocukluğumu Çin’in ücre köşelerinde geçirdim. Annem Çinli. Dillerini biliyorum. Üç Çin diline herkes ile konuşup, derdimi anlatacak derecede vakıfım.”

Çin - Japonya karşılaştırması

Emekliliğini Almanya’nın Leverkusen kentinde geçiren Heinrichsohn, meslek hayatının büyük bölümünü Bayer kimyacılık tröstünün temsilcisi olarak Hong Kong, Tayvan ve Japonya’da geçirmiş. Japon ekonomik mucizesinin nasıl sabun köpüğü gibi söndüğünü yerinde yaşamış. Çin ekonomik mucizesinin çok daha uzun sürdüğünü hatırlatıyor ve Çin’in dünyayı, Japon dünya markalarının yükseliş yıllarındakinden çok daha fazla etkileyeceğini söylüyor:

Heinrichsohn, Çin – Japonya karşılaştırması yaparak “Çinliler, Japonlar’a benzemez. Çinliler açgözlü ve acımasızdırlar. Sun Tsu’nun 2 500 yıl önce yazdığı ‘Savaş sanatı’ adlı kitabı okusanız görürsünüz. Çinliler bu işe şimdi başlamadılar. Kendilerine ayak bağı olmazlar ise müthiş işler başarırlar” diyor.

Sanayi ülkeleri geride kaldı

Emekli Alman işadamı, Çin Halk Cumhuriyeti’nin şimdiden klasik sanayi ülkelerini geride bırakmaya başladığını gösteren örneklerden söz ediyor:

“Çin şirketleri artık yabancı rakiplerini yutmaya başladılar. Ben Q gibi kimsenin şimdiye kadar adını duymadığı küçük bir Tayvan şirketi Siemens’in mobil telefon ünitesini satın alıyor ve bir Çin şirketi ünlü İBM’in kişisel bilgi sayarlarının sahibi olabiliyorsa, bu çok önemli bir uyarıdır. Ve artık Almanya’da bir Çin şirketi üstün kaliteli beyaz eşya pazarlayabiliyorsa, endişelenmek için her türlü neden var, demektir.”

Korsan sorunu

Theodor Heinrichsohn korsan ürünlerin geçici bir problem olduğunu ve şirketlerin yoğun zarar etmeleri durumunda devletin devreye gireceğini söylüyor. Çin’deki kaosu andıran ekonomik yapılanmaya kanmamak gerektiğini de sözlerine ekliyor:

“Almanya’da azim ve motivasyon yerini, eyvah hayat standartımızı koruyamazsak halimiz nice olur, korkusuna bıraktı. Bu, öncelikle düşünme tarzından kaynaklanan bir problem. Yeniden boş olmadığımız, çok şey yapabileceğimiz ve azmimizin elinden hiçbir şeyin kurtulamayacağı hissini ön plana çıkarmalıyız. Anlaşılan bu ruh halini yavaş yavaş kaybediyoruz.”