1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

Arap liderler G-8 davetini geri çevirdi

Reinhard Baumgarten8 Haziran 2004

ABD Başkanı George W. Bush’un, Ortadoğu projesinin de görüşüleceği Sea Island’daki G-8 Zirvesi’ne çağırdığı Arap liderlerden bazıları, bu daveti geri çevirdi. Nedeni ise kendilerine köklü reformların dikte ettirilmek istenmesinden çekinmeleri. DW’den Reinhard Baumgarten’in haberi...

https://p.dw.com/p/AbFx
Suudi Arabistan Dşişleri Bakanı Suud el Faysal, zirveye katılmayacaklarını açıkladı...
Suudi Arabistan Dşişleri Bakanı Suud el Faysal, zirveye katılmayacaklarını açıkladı...Fotoğraf: AP

Mihail Gorbaçov bir zamanlar Sovyet Komünist Partisi Merkez Komitesi’nde yaptığı konuşmada, ”demokrasiye nefes gibi ihtiyacımız var” demişti. Suudi Arabistanlı liberal Sosyolog Dr. Turki El Hamad, 1987 yılında Sovyetler Birliği için söylenen sözlerin günümüzde bütün Arap aleminde geçerli olduğunu belirtiyor.

”Herşeyin başı reformdur. Hayat boyunca çocuk kalamazsın” diyen El Hamad, bütün ülke, devlet ve siyasi sistemlerin de böyle olduğunu ve en iyi rejimlerin bile reformsuz ayakta kalamayacağını sözlerine ekliyor.

Arap ülkelerinin geri kalmışlığı

Demokrasi ve yönetime katılma hakkının en az geliştiği yerlerin başında Arap ülkeleri geliyor. Arap alemi ile batılı demokrasiler arasındaki bilgi farkı giderek büyüyor. Dünyanın hiçbir bölgesinde araştırma, teknoloji ve eğitim bu kadar ihmal edilmiyor.

1952 yılında Güney Kore’nin, fert başına 700 dolarlık milli gelir düşen geri kalmış bir ülke olduğunu hatırlatan El Hamad, günümüzde bu rakamın 23 bin dolara çıktığını söylüyor ve ”O tarihte sanayileşmiş sayılan Mısır’ın haline bak. Mısır, yola 19. yüzyılın ortalarında Japonya ile birlikte koyulmuştu. Bir de Mısır’ı bugün kıyasla Japonya ile” diye devam ediyor.

Mısır ve Suudi Arabistan, Sekizler Zirvesi için yapılan daveti geri çevirdiler. Suudi Arabistan Dışişleri Bakanı Prens Suud El Faysal’ın bunun gerekçesini, "Ülkelerimiz, dışardan empoze edilmek istenen her türlü reforma karşı. Çünkü Arap ülkkelerinin geleceği Arapları ilgilendirir ve karar Arapları’ndır” şeklinde açıklıyor.

”Yol ayırımı"

Arap ülkelerinin hiçbirinde hür seçilmiş meclis yok. Gerçek fikir hürriyeti, çoğulculuk, halka hesap verme mecburiyeti, şeffaflık ve halkın yönetime katılması diye birşey yok. Turki El Hamad, teknolojik ve ekonomik geri kalmışlığın, siyasi hürriyetlerin bastırılmasından ve modası geçmiş geleneklere dört elle sarılınmasından kaynaklandığını söyleyerek şunları ekliyor:

"Gün gelecek yol ayrımına varacağız. Ya gideceğiz ya değişeceğiz. Şimdiye kadar dünyayı izleyebiliyor ve olduğumuz gibi kalabiliyorduk. Ama artık iki seçeneğimiz kaldı. Ya dünyanın bir parçası olacağız ya da diğer eski medeniyetler gibi yeryüzünden silineceğiz.”

Ancak ABD, Irak’a asker ve tank zoruyla demokrasi getirme teşebbüsünde başarılı olamadı. Bu bölgeye dışardan reform ithal edilemeyeceği gibi, Arap liderlerinin kendi iradeleriyle reform yolunu açacakları da sanılmamalı. Nesiller boyunca devam eden mutlakiyetçi yönetimden kim feragat eder! Oysa orta vadede gerçek reformların sonucu bu olmalıydı.