1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

Arap dünyası yeniden sokaklarda

13 Temmuz 2011

İktidarın devrilmesinden sonra sessizliğe bürünen Tunus ve Mısır'da yeniden kıpırdanmalar başladı. Halk, reformların gecikmesinden şikayetçi. Libyalı muhalifler ise Brüksel'de NATO ve AB yetkilileri ile biraraya geldi.

https://p.dw.com/p/11uoE
Kahire'deki Tahrir Meydanı yeniden hareketlendi
Kahire'deki Tahrir Meydanı yeniden hareketlendiFotoğraf: picture alliance / dpa

Kuzey Afrika’da “Arap Baharı” olarak adlandırılan, ilk kez Tunus’ta patlak veren ve daha sonra Mısır’a ve başka Arap ülkelerine de sıçrayan isyan dalgası son dönemde enerjisini kaybetmişti. Kuşkusuz bunda, Tunus ve Mısır'da uzun yıllardan beri iktidarda kalan despot liderlerin devrilmiş olmasının da etkisi vardı. Ancak hafta başından bu yana yeniden kıpırdanmalar başladı. Mısır’da önceki gün sokaklara dökülen binlerce gösterici, reformları sürüncemede bırakan iktidardaki Askerî Konsey'in Başkanı Hüseyin Tantavi’nin istifasını talep etti.

Tahrir Platz sit-in
Fotoğraf: picture alliance / dpa

"Sorumlular cezalarını çekmeli"

Mısır’da devrik Devlet Başkanı Hüsnü Mübarek’in ülke yönetimini Silahlı Kuvvetler Yüksek Konseyi'ne devretmesinden sonra gözler askerlerin ne yapacağına çevrilmişti. Hafta başında Tahrir Meydanı’na çıkan binlerce gösterici, öncelikle adaletin yerini bulmasını ve eski rejimin sorumlularının mahkeme önüne çıkartılması taleplerini haykırdı. Göstericilerden biri taleplerini şu sözlerle anlattı: “Nasıl oluyor da Hüsnü Mübarek yedi yıldızlı bir hastanede, devrim sırasında yaralananlar ise en kötü hastanelerde tedavi ediliyor, hatta o hastanalerden bile atılıyorlar? Hayır, bizim isteğimiz âdil bir yargılamadır; Burada herkes hakkını arayabilir. Kim cinayet işlemiş, hırsızlık yapmış, Mısırlılara acı çektirmişse, yaptıklarının cezasını da çekmelidir.”

Mısır'da günlerce süren sessizliğini, önceden hazırlanmış bir bildiri ile bozan Yüksek Askerî Konsey'in sözcüsü General Muhsin El Fangari, iktidardan ayrılmaya niyetli olmadıklarını vurguladı.General Fangari, önce parlamento seçimleri düzenleneceğini, daha sonra yeni anayasanın yapılacağını, ondan sonra da devlet başkanlığı seçimlerine gidileceğini anımsattı. Fangari, göstericilerin kamu düzenini bozmaması uyarısında da bulunarak ve askerî mahkemelerin kaldırılması taleplerine karşı çıktı.

Mısır’da başbakan vekilinin istifası ve üç eski bakanın hapis cezasına çarptırıldığı yolundaki haberler de Mısırlı göstericileri yumuşatmaya yetmiyor. Göstericiler talepleri yerine getirilinceye kadar protestolarını sürdürmekte kararlı görünüyorlar.

Tunuslular da şikayetçi

Tunuslular da iktidarın devrilmesinden sonraki sürecin yavaş ilerlediğinden şikayetçi
Tunuslular da iktidarın devrilmesinden sonraki sürecin yavaş ilerlediğinden şikayetçiFotoğraf: picture alliance/dpa

Tunus’ta da yeniden sokaklara dökülen yüzlerce gösterici, devrimde ilerleme sağlanamadığından şikayetçi. Bir Tunuslu sebebini şöyle açıklıyor: "Krizin tam ortasındayız. Devrimin başarısızlığa uğramasına çalışılıyor, polis yeniden eski gücünü gösteriyor. Yeniden şiddet ortamına, dikta rejimine dönüyoruz.”

“Burada ortalığı düzelten birileri yok. Devrik Başkan Bin Ali’nin ailesi ile işbirliği yapmış olan aynı kişiler hâlâ görevdeler, bakanlıklardalar” şeklinde konuşan bir diğer Tunuslu ise herşeyin hâlâ eskisi gibi olduğunu belirtti.

Libyalı muhaliflerin umudu Brüksel

Mısır ve Tunus’ta kitleler yeniden sokaklara dökülürken, Libya’da da hareketlenmeler göze çarpıyor. Batılı ülkelerin resmen tanıdığı Libya Ulusal Geçiş Konseyi Yürütme Kurulu Başkanı Mahmud Cibril, çarşamba günü Brüksel'de NATO Genel Sekreteri Anders Fogh Rasmussen ve AB Komisyonu Başkanı Jose Manuel Barroso ile temaslarda bulundu.

NATO Genel Sekreteri Anders Fogh Rasmussen
NATO Genel Sekreteri Anders Fogh RasmussenFotoğraf: AP

“Üç noktada aynı görüşü paylaşıyoruz: Birincisi, sivillerin korunmasını hedefleyen NATO operasyonlarının devam etmesi gerektiği. İkincisi, Kaddafi rejiminin her türlü meşruiyetini yitirmiş olması. Üçüncüsü, Libya için, Libyalıların mücadele verdiği, uluslararası kopluluğun desteklediği ve Libya halkının meşru taleplerinin yerine getirildiği siyasi bir çözüm bulunması zorunluluğu” şeklinde konuşan Rasmussen, NATO’nun Libya’nın toprak bütünlüğünden yana olduğunu vurguladı.

Libya Ulusal Geçiş Konseyi Yürütme Kurulu Başkanı Cibril de, ülkesindeki tahribatın tasavvur edilemeyecek boyutlarda olduğunu anlattı ve Libya’nın fiziksel, psikolojik, sosyal ve ekonomik yönden her türlü yardıma ihtiyacı olduğunu belirtti.


©Deutsche Welle Türkçe

Alexander Göbel, Bettina Marx/Çeviri: Çelik Akpınar

Editör: Murat Çelikkafa