1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

Arafat'ın yerine kim geçecek?

Peter Philipp5 Kasım 2004

Filistin lideri Yaser Arafat‘ın halefini belirlememiş olması, ardından kimin geleceği sorusunun yanıtını daha da güçleştiriyor. Arafat’ın yerine kimin geleceği konusu sadece isimler üzerinde değil, çeşitli örgüt ve nesiller arasında da bir seçim olacak...

https://p.dw.com/p/Ab4n
Yaser Arafat’ın ardından doğacak boşluğu kimsenin dolduramayacağı konusunda Filistin yönetiminde herkes hemfikir.
Yaser Arafat’ın ardından doğacak boşluğu kimsenin dolduramayacağı konusunda Filistin yönetiminde herkes hemfikir.Fotoğraf: AP

Radikal Hamas örgütü dün kendisinin de içinde yer alacağı bir kollektif yönetim talep etti. Diğer yandan, artık yönetimi yeni nesile bırakmak konusundaki tartışmalar da sürüyor. Yeni nesil, Arafat ile birlikte sürgünden geri dönen geleneksel Filistin Kurtuluş Örgütü yönetiminden farklı olarak İsrail işgali altında yetişen Filistinliler’den oluşuyor.

Hamas’ın kollektif yönetim talebi tesadüf değil. Örgüt, en önemli liderlerinin İsrail tarafından öldürülmesinin ardından Filistin yönetimini üstlenmeye hazır değil. Bu nedenle karar muhtemelen Filistin Kurtuluş Örgütü çevrelerinde, özellikle de Arafat’ın Fetih hareketinde verilecek. Ve bu, eski nesil ile yeni nesil arasında bir seçim olacak.

Abbas ve Kurey

Eski neslin en önemli temsilcilerinden biri eski Başbakan ve Filistin Kurtuluş Örgütü Genel Sekreteri Mahmud Abbas. 1935 yılında bugün İsrail’e dahil olan Safed’de doğan, "Ebu Mazen" lakaplı Abbas, Kahire ve Moskova’da öğrenim gördü, Oslo barış sürecine destek verdi ve Fetih hareketinin kurucuları arasında hala hayatta olan sayılı isimlerinden biri. Saygın bir kişi olan Abbas, Arap dünyasının liderleri ile de iyi ilişkilere sahip. Başbakanlığı sırasında İsrail ile barış görüşmelerini destekledi ve şiddetin sona ermesine çalıştı. Ancak güvenlik alanında kontrolün kimde olacağı konusunda Arafat ile mücadeleden yenik çıktı ve istifa etti.

Bugünkü Başbakan Ahmed Kurey ise 1937 yılında Kudüs’ün doğusunda bir varoşda doğdu ve o da Filistin yönetimindeki eski neslin temsilcilerinden. Bankacılık öğrenimi gören "Ebu Ala" lakaplı Kurey Filistin Kurtuluş Örgütü’ne daha sonraları katıldı, 70’li yıllarda Lübnan’da örgütün finansmanını düzenleyen kişi olarak tanındı ve Oslo sürecinde Filistin yönetiminin üst düzey temsilcileri arasında yer aldı. Kurey de Abbas gibi şiddetin sona ermesi için çalıştı, ancak sözünü geçiremedi. Meclis Başkanı iken Abbas’ın istifasının ardından Başbakanlık makamına geldi, ancak kısa süre içinde Arafat‘la Abbas’ın yaşadığı benzer sorunları yaşamaya başladı.

Yeni nesil isimleri

Yeni nesil arasında öne çıkan isimlerden biri ise Batı Şeria’nın emniyet müdürü Cibril Racub. 1953 yılında El Halil yakınlarında doğan Racub, uzun yıllar Fetih hareketinde yer aldı ve Arafat’ın kararlı bir taraftarı olarak sadakatini kanıtladı. Ama Arafat onu halefi olarak yetiştirmedi. Racup, İsrail işgalciler tarafından pekçok kez tutuklandı, ömür boyu hapis cezasına çarptırıldı ve Lübnan’a gönderildi. Tutukluluğu sırasında akıcı bir şekilde İbranice konuşmayı öğrenen Racub, aşırı dinci militan gruplara karşı düzenlediği operasyonlar ve İsrail’deki terör eylemlerini kınamasıyla İsrailliler’in saygısını kazandı.

1958 doğumlu Marvan Barguti de benzer bir kariyere sahip. O da birinci İntifada’nın eylemcilerinden biri olarak İsrail tarafından hapse atıldı ve Ürdün’e gönderildi. O da İbranice konuşuyor ve barış sürecinin en güçlü savunucularından biri olarak tanınıyor. El Aksa İntifada’sı sırasında Fetih hareketine bağlı El Aksa Tugayları örgütünün yöneticiliğini yaptı.

Ancak örgütün kısa süre içinde şiddet ve terör eylemlerine karışmasıyla Barguti de İsrail’in kara listesine alındı, çok sayıda cinayet teşebbüsünden kurtuldu, sonunda Ramallah’taki bir askeri operasyon sırasında İsrailliler tarafından yakalandı. Uzun bir dava sürecin ardından beş kez ömür boyu ve 40 yıl hapis cezasına çarptırıldı. Barguti, Arafat’ın yerine gelebilecek isimler arasında en popüleri olabilirdi ama İsrail’in Barguti’yi serbest bırakma olasılığı teorik bile olsa şimdiye kadar hiç gündeme gelmedi.