1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

AP'de Ek Protokol oylanmadı

Ajanslar28 Eylül 2005

Avrupa Parlamentosu’nda düzenlenen Türkiye oturumunda, Ankara’nın altına imza attığı Gümrük Birliği’nin yeni üyeleri de kapsayacak şekilde genişletilmesini öngören Ek Protokol için yapacağı oylamayı erteledi. AP ayrıca, Türkiye'nin Ermeni soykırıl iddialarını kabul etmesini istedi.

https://p.dw.com/p/AaWU
Avrupa Parlamentosu'nda yapılan Türkiye oturumunda sert tartışmalar yaşandı
Avrupa Parlamentosu'nda yapılan Türkiye oturumunda sert tartışmalar yaşandı

Avrupa Parlamentosu’da düzenlenen Türkiye oturumunda, yaşanan sert tartışmaların ardından, Ankara’nın altına imza attığı Ankara Anlaşması’nın yeni üyeleri de kapsayacak şekilde genişletilmesini öngören Ek Protokol’le ilgili yapacağı oylamayı erteledi. Parlamentodaki Hıristiyan Demokratlar’ın protokolün oylanmaması yönünde getirdiği teklife 311 üyeden destek gelirken, 285 parlamenter aksi yönde oyunu kullandı.

Bu sonuçla birlikte ertelenen oylamanın ne zaman yapılacağı konusunda bir takvim ise belirlenmedi. Hıristiyan Demokratlar, oylamanın erteleme gerekçesi olarak, Ankara hükümetinin altına imza attığı Ek Protokol’ün TBMM tarafından onaylanmamış olmasını gösterdi. Avrupa Parlamentosu'nun 5-8 Eylül'de yaptığı genel kurul toplantılarında tartışılarak Ek Protokol’ün oylanması planlanmış, ancak oylama başkanlık divanının aldığı karar uyarınca ay sonundaki toplantılara ertelenmişti.

Avrupa Parlamentosu, bu arada Ermeni konusunda bir karar tasarını kabul etti. AP’deki siyasi gruplar tarafından sunulan karar tasarısında, Ermeni soykırımı iddialarını Türkiye’nin tanıması çağrısında bulunuldu ve bunun AB üyeliği için önkoşul olması istendi. Ancak AP’nin bu kararının bağlayıcı bir niteliği bulunmuyor.

Hıristiyan Demokratlar karşı tavrını sürdürdü

Bu kararın öncesinde ise AP’de parlamenterlerin yaptığı konuşmalarda, Türkiye’nin AB üyeliği konusuna sert tartışmalar yaşandı. AP'de en fazla sandalyeye sahip Hıristiyan Demokrat Grubu lideri Hans-Gert Poettering'in, Türkiye'nin tam üyeliğine karşı çıkmasına, Sosyalist ve Yeşil gruplar sert tepki gösterdi. Ayrıca yapılan konuşmalarda, Türkiye’nin Kıbrıs’ı tanıması gerektiğinin de altı çizildi.

Türkiye’nin AB üyeliğine karşı olan Hıristiyan Demokrat grup lideri Poettering yaptığı konuşmada, Türkiye'de dini ve ifade özgürlüklerine ilişkin sınırlamaların devam ettiğini ve işkence ve kötü muamelenin önlenemediğini savundu. AB'nin Türkiye'nin üyeliğini hazmetme kapasitesine sahip olup olmadığına bakması gerektiğini savunan Poettering, üyelik yerine diğer seçeneklerin de dışlanmaması gerektiğini belirterek „imtiyazlı ortaklık“ önerilerine dikkati çekti.

Kıbrıs konusunda da Türkiye’ye yüklenen Poettering, Türkiye'nin Rum kesimini tanımasını ve Gümrük Birliği'nin uygulanması sırasında bu ülkeye yönelik sınırlamaların kaldırılması gerektiğini dile getirdi.

Sosyalist ve Yeşiller’den Türkiye’ye destek

Sosyalist grup lideri Martin Schultz, „Eğer Türkiye'yi istemiyorsanız açık açık söyleyin, yumurta üzerinde dans etmeyin. Türkiye'yi Müslüman diye mi almak istemiyorsunuz?'' dedi. Sosyalist grup olarak, Türkiye'ye üye olabileceğini göstermek için şans vermek istediklerini belirten Schultz, ''AB'nin, Türkiye'ye dürüst davranmasını istediklerini'' söyledi.

Yeşil grup lideri Daniel Cohn-Bendit de yaptığı konuşmada, Türkiye tartışması yapılırken ''dini ve kültürel ırkçılık'' yapılmaması gerektiğini belirterek, bu konuda Hıristiyan Demokrat Gruba eleştiriler yöneltti. Hıristiyan Demokrat Grup temsilcileri ise ''ırkçılık yapılıyor'' ifadelerine tepki gösterdi. Daha sonra Liberal grup adına konuşan Emma Bonino da son yıllardaki gelişmelerle Türkiye'de önemli tabuların yıkıldığını belirterek ''Türkiye'de Ermeni ve Kürt konusundaki tabular yıkıldı, bu Avrupa'nın da bir başarısı'' şeklinde konuştu.

„Türkiye üzerine düşenleri yerine getirdi“

AB Dönem Başkanı İngiltere'nin Avrupa İşlerinden Sorumlu Bakanı Douglas Alexander ise Türkiye'nin, tam üyelik müzakerelerinin başlaması için üstüne düşen bütün sorumluluklarını yerine getirdiğini söyledi. Türkiye’ye reform sürecini sürdürmesi gerektiği çağrısında bulunan Alexander, Türkiye'nin Kıbrıs konusunda yayımladığı deklarasyondan üzüntü duyduklarını ifade ederek ''Türkiye, tam üyelik müzakerelerini 25 ülkeyle yapacak'' diye konuştu.

AB Komisyonu'nun genişlemeden sorumlu temsilcisi Olli Rehn de yaptığı konuşmada, müzakerelerin başlamasıyla Türkiye ve AB arasında yeni bir dönemin başlayacağına işaret ederek ''AB'nin istikrarlı, demokratik ve refah bir Türkiye'ye ihtiyacı olduğunu'' kaydetti. Müzakerelerin temel hedefinin tam üyelik olduğunu ifade eden Rehn, doğası itibariyle görüşmelerin ucunun açık olduğunu söyledi.

Kabul edilen ortak karar

Türkiye’ye „imtiyazlı ortaklık“ verilmesi seçeneğinin de değerlendirilmeye alınması yönünde verilen karar tasarısı ise reddedilirken, siyasi partilerin ortak karar tasarısında, "Türkiye'nin müzakerelerin başlaması için bütün resmi koşulları yerine getirdiği" belirtildi. Ancak ortak karar tasarısında, Ankara’nın Ek Protokolü onaylarken, Rum kesimini tanımadığı yönündeki deklarasyonu ise eleştirildi. AP kararında, ayrıca AB Konseyi'nin, Kuzey Kıbrıs’a yönelik izolasyonun kaldırılması konusunda verilen sözleri tutmasını istedi.