1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

Ankara’da ‘çözüm’ gerilimi

3 Temmuz 2015

Ankara'da koalisyon hesapları yapılırken HDP'den çözüm süreci ile ilgili bir uyarı geldi. Uzmanlar, bu açıklamanın ne anlama geldiğini DW Türkçe'ye değerlendirdi.

https://p.dw.com/p/1FsLd
Fotoğraf: Getty Images/B. Kara

Ankara’da koalisyon arayışları sürerken, MHP’nin çözüm sürecinden vazgeçilmesi yönünde mesajlar vermesi ve AKP’nin de çözüm sürecinde yaşanan aksaklıklardan ötürü HDP’yi suçlaması, siyasette tansiyonun yükselmesine neden oldu. Çözüm süreciyle ilgili açıklamalardan rahatsız olan HDP, Türkiye-Suriye sınırındaki gelişmelerin de Türkiye’nin Suriye’ye operasyon ihtimallerini artırmasıyla birlikte endişelerini yazılı bir açıklamayla kamuoyuyla paylaştı.

İmralı heyeti adına yapılan açıklamada İmralı’ya ziyaretlerin yeniden başlatılması istendi. "Müzakere mekanizmalarının hızla kurulması ve çözüm süreci çalışmalarının hükümet kurulması aşamasında bir pazarlık unsuru olarak ele alınmaması" istenen açıklamada, "Yeni oluşacak olan hükümet formülü ne olursa olsun, çözüm sürecinin devlet politikası haline getirilerek korunması ve tüm halklarımız tarafından bu sürecin somut tek kazanımı olarak değerlendirilen çatışmasızlık durumunun devam ettirilmesi gerektiğine inanıyoruz” denildi.

İmralı heyetinin açıklamasında iç ve dış politikada daha barışçıl politikaların izlenmesi gerektiğine de vurgu yapıldı. HDP’nin büyük barış mitingleri ile ‘kaygı verici gidişata’ müdahil olacağı da belirtildi. Heyet, çözüm sürecinin koalisyon arayışlarında pazarlık unsuru olarak ele alınmasının da “toplumsal barış açısından alarm zillerinin çalması” olarak görüldüğüne de dikkat çekti.

Neden bu açıklama yapıldı?

Peki HDP’nin neden böyle bir açıklama yaptı? HDP’li İdris Balüken DW Türkçe'ye yaptığı değerlendirmede, seçimden birinci parti olarak çıkan AKP’nin toplumsal barışın önündeki tüm engellerin kaldırılmasını hedefleyen çözüm sürecini ‘kriminalize etmeye’ çalıştığını savundu. AKP’nin özellikle koalisyon arayışlarında çözüm sürecinin ruhunu hiçe saydığını bir kez daha gösterdiğini belirten Balüken, Türkiye-Suriye sınırında yaşananların da bu durumun açık örneği olduğunu anlattı.

Balüken, HDP’nin özellikle hükümet arayışlarında çözüm sürecinin pazarlık unsuru yapılmasını da engellemeye kararlı olduğunu vurguladı.

Uzmanlar açıklamayı nasıl değerlendirdi?

Ankara Üniversitesi’nden Siyaset Bilimci Baskın Oran, DW Türkçe'nin “AKP ile HDP arasındaki gerilim çözüm sürecini nereye götürür?” sorusunu yanıtlarken, AKP’nin seçim sürecine girerken Öcalan’a tecrit politikası başlattığını, heyetlerin İmralı’ya gidişini engellediğine dikkat çekti. “İşte o uygulama; seçim sonucunda da kaybedilen oylar dikkate alınarak daha da ağırlaştırıldı ve HDP’nin böyle bir açıklama yapmasına da dayanak oldu” diyen Oran, Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın başbakanlık yaptığı dönemde Kürt sorununu çözmekte ısrarlı bir tablo çizmesinin nedenini de “Kürt oylarını AKP’ye çekmek” olarak açıkladı.

Oran, “İşte bu; başarılamadı. Erdoğan, Kürt oylarını AKP’ye çekemedi. Arap baharı olarak adlandırdığı dönemde de bölgede Sünni bir blok oluşturup, onun başına geçmeyi planlıyordu. Kürt meselesini çözerek bunu başaracağına inanıyordu. Ama bunu yapamadı. Erdoğan; Kürt oylarını AKP’ye çekemediği için de Öcalan’a başlattığı tecrit uygulamasını sürekli kılmaya uğraştı. Mesele budur: AKP; gücü elinde tuttukça Kürt meselesini kendine oy deposu gibi görecektir. Ama bu oyları da bir türlü alamayacağı ortadadır. Çözüm süreci çok kaygı verici bir noktaya geldiğinden HDP’nin de açıklama yapması doğaldır” değerlendirmesini yaptı.

AKP ve çözüm süreciyle ilgili gelişmeleri yakından izleyen gazetecilerden Sedat Bozkurt da DW Türkçe’ye “AKP; koalisyon arayışlarında HDP yokmuş gibi davranıyor. Çözüm sürecini hep göz ardı ediyor. Bir nevi, HDP’yi sıkıştırıyor. HDP’nin çözüm sürecinden kopmasına uğraşıyor” dedi. HDP’nin; çözüm sürecinin yolunda gitmesi için İmralı’yla rutin görüşmelerin düzene bağlanması konusunda ısrarlı olacağını ancak bu ısrarın koalisyon arayışlarında aradan kaynama riskinin de olduğunu anlatan Bozkurt, “AKP; bu süreçte kaybettiği Kürt oylarını kendine çekmeye çalışacak. Herhangi bir koalisyona da uzun ömürlü bakılmadığından tüm hesaplar erken seçim için yapılıyor. Türkiye’yi önümüzdeki günlerde çok sıcak ve hareketli gelişmeler bekliyor” şeklinde konuştu.

© Deutsche Welle Türkçe

Hilal Köylü / Ankara