1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

Ankara Ortadoğu'da 'yakınlaştırıcı'

Zeynep Gürcanlı/Ankara19 Şubat 2007

Filistin-İsrail sorununa ilişkin olarak belirlenmeye çalışılan ortak ‘Müslüman ülkeler politikası’ kapsamında Ankara ‘yakınlaştırıcı’ rolünü üstlendi. ‘Müslüman ülekeler politikası’ plana kabaca, Müslüman ülkelerin İsrail’i tanımalarını, buna karşılık da İsrail’in bağımsız bir Filistin devletinin kurulmasını kabul etmesini öngörüyor.

https://p.dw.com/p/AZUu
Türkiye, Pakistan ve Suudi Arabistan’la İsrail-Filistin meselesi için çözüm geliştirmeye çalışıyor.
Türkiye, Pakistan ve Suudi Arabistan’la İsrail-Filistin meselesi için çözüm geliştirmeye çalışıyor.Fotoğraf: AP

Türkiye, İsrail Başbakanı Ehud Olmert'in geçen hafta Ankara'ya yaptığı ziyaret sonunda ortaya çıkan, Ortadoğu'da 'yakınlaştırıcılık' rolüne resmen başladı. Üstelik bu kez Türkiye, ‘yakınlaştırıcılık’ rolünü tek başına da oynamıyor. Pakistan ve Suudi Arabistan’la koordineli olarak, Filistin-İsrail sorununda ortak bir ‘Müslüman ülkeler politikası’ belirlenmeye çalışılıyor.

Ortadoğu konusunda ortak Müslüman politikasının fikir babası, Pakistan Devlet Başkanı Pervez Müşerref. Etkin Müslüman ülkeler nezdinde geçen iki ay boyunca mekik diplomasisi yürüten Müşerref, sonunda Suudi Arabistan’la birlikte ortak bir plan üzerinde mutabakata vardı. Türkiye’nin de desteğini alan plan kabaca, Müslüman ülkelerin İsrail’i tanımalarını, buna karşılık da İsrail’in bağımsız bir Filistin devletinin kurulmasını kabul etmesini öngörüyor.

Planın ayrıntıları görüşülecek

Pakistan ve Suudi Arabistan’ın girişimiyle ortaya çıkan plana, Türkiye dışında, Ürdün, Mısır, Malezya ve Endonezya da destek veriyor. Türk diplomatik kaynakları, bu yedi ülkenin dışişleri bakanlarının 25 Şubat’ta İslamabad’da, liderlerinin ise Mart ayında Mekke’de bir araya gelerek planı detaylandıracaklarını vurguluyorlar.

Ancak bir yandan planın olgunlaştırılmasına ilişkin çalışmalar sürerken, diğer yandan da İsrail’in ve Amerika Birleşik Devletleri’nin, en azından fikir bazında desteklerinin alınması gerekiyor. Burada da, hem Washington yönetimiyle, hem de İsrail’le iyi ilişkilere sahip tek Müslüman ülke olarak Türkiye ön plana çıkıyor. Türk hükümet yetkilileri, her iki tarafa da planın ana hatlarını iletip, onların tepkilerini alıyorlar. Böylece, planın ‘daha gerçekçi bir zemine oturtulmasına’ katkıda bulunuyorlar.

Türk Dışişleri Bakanı Abdullah Gül’ün, Olmert’in Ankara ziyaretinden bir gün sonra sürpiz bir ziyaret için Suudi Arabistan’a gitmesinin altında da bu yatıyor. Hafta sonu Riyad’da, Suudi Arabistan Kralı Abdullah tarafından da kabul edilen Gül’ün temaslarında, Türk hükümetinin İsrail Başbakan’ından aldığı izlenimler masaya yatırıldı. Olmert’in önerileri ve tepkileri doğrultusunda, Müslüman ülkeler ortak tutumuna ilişkin plan gözden geçirildi.

Tahran'dan diplomatk çıkartma

Ortadoğu’nun tüm etkin ülkelerinin dahil olduğu bu ‘ortak Müslüman harekette’ tek eksik ise İran. Pakistan Devlet Başkanı Müşerref, başlattığı Ortadoğu girişimine, bölgenin etkin Müslüman ülkesi İran'ı da dahil etmek istemiş, bu amaçla Tahran'a da gitmişti. Ancak Müşerref'in Tahran'ya yaptığı ziyaret sırasında, Filistin-İsrail meselesi konusunda "ortak bir anlayışa varılamamış" olması nedeniyle, İran bu sürecin dışında kaldı.

Şimdi İran, Ortadoğu’ya ilişkin bu planlarda bir şekilde söz sahibi olmaya çalışıyor. Tahran yönetimi açısından, süreci dahil olmanın yolu da, Türkiye’den geçiyor. Bu nedenle Tahran yönetimi, Ankara’ya adeta bir diplomatik çıkartma başlatmış durumda. Çıkartmanın ilk ayağını, İran Meclis Başkanı Golam Ali Haddad’ın Türkiye ziyareti oluşturuyor. Haddad, bugün Ankara’da, hem kendisine ev sahipliği yapan Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanı Bülent Arınç’la hem de Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer’le görüşüyor.

İran’ın diplomatik atağının asıl önemli adımı ise yarın gerçekleşecek. Bu kez Türkiye ile karma ekonomik komisyon toplantısını bahane eden İran Dışişleri Bakanı Mottaki Ankara’ya gelecek. Mottaki Türk yetkililere, özellikle Filistin-İsrail ve Irak konularında Tahran’ın görüşlerini anlatacak. İran Dışişleri Bakanı’nın vereceği en önemli mesajın ise “İran dışlanarak, Ortadoğu’da herhangi bir gelişme olması mümkün değil“ olması bekleniyor.