1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

’Almanyalı Türkler’e nasıl bakılıyor?

Seda Serdar/Berlin, Ajanslar17 Ocak 2007

Almanya’da yaşayan Türkler, Türkiye ile Avrupa Birliği arasında bir köprü vazifesi görebilir mi? Bu sorunun cevabı Berlin'de Avrupa Akademisi tarafından düzenlenen toplantıda arandı. Türkiye’den ve Almanya’dan siyasetçiler ile uzmanlar bu konudaki düşüncelerini dile getirdi.

https://p.dw.com/p/AZXd
Uzmanlara göre önceleri sınıfsal olan bakış açısı daha sonra etnik bir ön yargıya dönüştü.
Uzmanlara göre önceleri sınıfsal olan bakış açısı daha sonra etnik bir ön yargıya dönüştü.Fotoğraf: Candida Höfer

Berlin'de Avrupa Akademisi tarafından düzenlenen "Almanya'daki Türkler Türkiye'nin AB'ye girmesinde köprü mü, engel mi?" konulu toplantıda konuşan Alman Sol Parti Alman Federal Meclis milletvekili Hakkı Keskin, “Köprü olmak, iki ülkenin uzlaşması için katkıda bulunmaktır. Bu katkı gün be gün yapılıyor,“ diyerek görüş belirtti.

Keskin aynı zamanda, Almanya’da yaşayan Türklerin her geçen gün daha aktif hale geldiğini savundu: “Kısa bir süre öncesine kadar Alman vatandaşı olanların sayısı çok sınırlıydı. Alman vatandaşlığına geçenler son 10 yılda büyük ölçüde arttı. Zaten Alman vatandaşı olmayanlar, olsa olsa siyasi partilerde aktif olabiliyorlardı ama yani aktif olarak siyasete katılmak için Alman vatandaşı olmak gerekiyordu. Şimdi bu giderek değişiyor. Ama sadece parlamenter düzeyde aktif olmak yetmiyor. Bunu diğer alanlara da taşımak lazım. Yani bilimsel alanda, kültürel alanda, spor alanında, medya alanında etkin olmak gerekiyor. Bu alanlarda da etkin olan Türklerin sayısı giderek büyük ölçüde artıyor. Bunu olumlu olarak değerlendirmek lazım.“

"Çifte vatandaşlık kimseye zarar vermez. Milyonlarca insanın vatandaşlık hakkı olmasına rağmen Almanya'da yabancı statüsüyle yaşamaları kabul edilemez" de diyen Keskin, Almanya'da yaşayan göçmenlerin iki kimliğinin olduğunu belirterek, bunun bir çelişki değil, bir zenginlik olduğunun altını çizdi.

Tehdit olarak algılanıyor

Ancak Almanya’da yaşayan göçmen kökenli vatandaşlar, köprüden ziyade çoğu zaman bir tehdit olarak algılanıyor. Bunun sebebini ise İstanbul Bilgi Üniversitesi’nden Ayhan Kaya şöye açıkladı: “Bu özellikle son son 10 yılda egemen söylem haline geldi. Ulus devletler, hükümetler, siyasetçiler, Batı’da yaşanan temel bazı problemleri, işsizlik gibi yoksulluk gibi problemleri, çözücek nitelikte kalıcı politikalar, ikna edici politikalar üretemediklerinden, daha neo liberal politikalara, daha sağ politikalara kaydıklarından, refah devletini büyük ölçüde aşındırmaya başladığından, halkı, insanları ikna edebilecek yeni birtakım yöntemler arıyorlar. Maalesef en kolay yöntem de kendi halkınızın, ulusunuzun bi takım iç tehditlere ya da dış tehditlere maaruz kaldığını söylemektir. Bu yönde bir bilgi üretmektir. Bugün bakındığında özellikle Islam, özellikle göçmenler böylesine tehditler olarak lanse edilmekteler. Bu insanlar gerçekte bir tehdit değiller ama siyasetçiler ve medya yapay bir tehdit olarak bunları sunuyorlar ve bu şekilde bir bilgi üretiliyor.“

Fransa'da 600, Almanya'da da 1065 Türk üzerinde yaptıkları araştırmanın sonuçlarını da açıklayan Kaya, araştırma yaptıkları ülkelerde göç ve İslam kavramlarının bir güvenlik sorunu olarak görülme eğilimi olduğunu ve bu konuların politize edildiğini söyledi. Kaya, temel sorunun, laikliğin İslamiyet'i kendi içine almada zorluklar yaşaması olduğunu savundu.

Sosyal sınıf bakış açısını belirliyor

Berlin Eyaleti Göç ve Uyum Sorumlusu Günter Piening ise Alman kamuoyunda sadece sorunlu yabancıların ön plana çıkarılmalarının soğukkanlılıkla karşılanmasını istedi. Almanya’da yaşayan Türklerin, aslında Türkiye’ye açılan bir pencere olduklarına dikkat çeken Piening, “ Almanya’da yaşayan Türklere bakıldığında, bu grubun var olan sosyal durumu dikkate alınıyor. Bu yüzden Almanların bakış açısı biraz da bu sosyal durumun etkisinde kalarak oluşuyor ve daha sonra da etnik bir hal alıyor. Bunu değiştirmek çok önemli. O yüzden Berlin’de modern bir ’Türk kökenli Alman’ imajını belirginleştirmemiz gerekiyor,“ dedi.