Almanya'da "Türkiye Kitaplığı"
1 Eylül 2005Robert Bosch Vakfı’nın girişimiyle gerçekleştirilen “Türkiye Kitaplığı“ projesinin tanıtım toplantısı Berlin’de yapıldı. Proje kapsamında, Türk edebiyatını Alman okurlara sunmak amacıyla ilk aşamada 20 adet kitap Almanca’ya çevrilerek yayınlanacak. Bu serinin ilk üç kitabını oluşturan Leyla Erbil’in “Tuhaf Bir Kadın“, Ahmet Ümit’in “Sis ve Gece“ ile Tevfik Turan tarafından yayımlanan “İstanbul’dan Hakkari’ye“ adlı kitaplar toplantıda tanıtıldı.
Ancak Almanca’ya çevrilecek olan kitaplar bunlarla sınırlı değil. İki toplum arasında yeni bir köprü kurabilmek için başlatılan “Türkiye Kitaplığı“ projesi, Türk edebiyat tarihinde önemli yere sahip ve 20. yüzyılın klasik romanlarından, günümüzün genç Türk yazarlarının eserlerine kadar birçok yapıt içeriyor.
Bosch projeden umutlu
Bu girişimin uzun vadeli sonuçlar vereceğinden yola çıkan Robert Bosch Vakfı’nın Yönetim Kurulu Başkanı Dr. Dieter Berg ise projeden son derece umutlu. “Türkiye Kitaplığı“ projesinin vakfın bugüne dek Türkiye ile ilgili en büyük girişimi olduğunu dile getiren Berg şu açıklamalarda bulundu:
“Hedefimiz Türk edebiyatının ve ruhunun, Alman okuyucuya iletilmesi. Romanlar, hikayeler, şiirler, makaleler ilk defa Almanca’ya çevriliyor. Bu yöntemle, Almanya’da yıllardır dostane bir biçimde bağlantı içinde olduğumuz bir kültürü tanımayı amaçlıyoruz. Türkiye bizim hem ekonomik, hem siyasi hem de güvenlik politikaları alanında önemli partnerimizden biri ve üç milyon vatandaşımız bu ülkeden geliyor.”
Bosch Vakfı’nın Türkiye’ye olan ilgisi ise geçmişe hatta cumhuriyetin kuruluşundan öncesine dayanıyor. 1910 yılında Türkiye’de ilk fabrikasını açan Bosch Firması’nın Türkiye ile ilişkileri sadece ekonomik alanda sınırlı değil. Bosch Vakfı’nda “Alman - Türk İlişkileri” adı altında, özellikle Türkliye ile ilgili araştırma yapan ve karşılıklı anlayış ve güven sağlayan projeler konusunda çalışan kişi ve kurumlara finansal destek sağlayan bir bölüm bulunmakta.
Proje neden başlatıldı?
Bosch Vakfı’nın bu kez de Türk edebiyatının tanıtımı için bir girişimde bulunmasının neden şimdi başladığını ise Dr. Dieter Berg, Türkiye’de yaşanan değişime bağladı. Öncelikle Türk kültürünün ve edebiyatının zenginliği ve çeşitliliğine karşı Almanya’da daha bilincli bir yaklaşım başladığını kaydeden Berg sözlerini şöyle sürdürdü:
“İkincisi ise Almanya’dan Türkiye’ye olan turizmin sürekli bir artış göstermesi. Üçüncü olarak Türk kökenli öğrenciler, Alman üniversitelerinin Germanistik ve Türkoloji dallarını sevindirici bir biçimde, en azından bizim için öyle, fethetti. Bu da dördüncü sebebin oluşmasına, yani bir Alman-Türk edebiyatının oluşmasına yol açtı. Biz, Almanya’da çok etkileyici bir sürecin içerisindeyiz.“
İsviçre’den girişime destek
Projeye destek veren kuruluşlardan biri de merkezi Zurih’deki “Unions Kitabevi”. Kitabevi yetkililerinden Prof. Dr. Erika Glassen yayınlacak eserlerin sadece romanlardan oluşmadığını, diğer edebiyat türlerine de yer verildiğini belirtiyor. Unions Kitabevi’nin kurucusu olan Lucien Leitress ise şu ana kadar Türk edebiyatı ve kültürünün genişliğine ve bunu yansıtmak için yeterince çevirinin olmadığına dikkat çekti.