Almanya'da sosyal patlama tartışması
11 Ağustos 2011Berlin’de Türk ve Arapların yoğun olarak yaşadığı Neukölln Belediyesi’nde psikolog olarak çalışan Kazım Erdoğan, İngiltere’deki olayları "gelecekleri, perspektifleri olmayan genç insanların, işsiz, yoksul, perişan olan insanların sisteme karşı ayaklanmaları" olarak tanımlıyor. Uzmanlar tarafından sosyal patlama olarak nitelendirilen olaylar, Almanya’da da yaşanabilir mi?
Erdoğan: "Almanya'da da yaşanabilir"
Alman siyasetçiler bu konuda farklı görüşlere sahipler. İçişleri Bakanı Hans-Peter Friedrich, Almanya'da sosyal entegrasyonda ilerleme sağlandığı için, benzer olayların yaşanmayacağını savundu. Hrıstiyan Sosyal Birlik partili bakanın görüşlerine, koalisyon ortağı Hür Demokrat Parti ile muhalefetteki Sosyal Demokrat Parti'den de destek geldi. Buna karşılık Sol Parti, Bakan Friedrich'i Almanya’nın bazı gerçeklerini görmezden gelmekle suçladı. Alman Polis Sendikası da kontrol altına alınması zor patlamaların yaşanabileceği uyarısında bulundu.
Görev aldığı sosyal projeler sayesinde Neukölln’deki sorunları iyi bilen Erdoğan’a göre "Almanya'da da bu tür olaylar yaşanabilir mi" sorusunun yanıtı, "evet, yaşanabilir.” Erdoğan, bunun nedenini şu sözlerle açıklıyor: "Şimdi Almanya’da da gerçekten fakir ve yoksul kesim var. Bilhassa anne ve babası göçmen kökenli olan gençlerin durumları iç açıcı değil. Yani İçişleri Bakanı vatandaşların korkusunu almak için böyle bir şey mümkün değil diyor ama siyaset, politikacılar eğer sorumluluk üstlenip, fakir ve yoksul gençlerin geleceklerini iyileştirecek tedbirler almazlarsa Almanya’da da bu tür şeyler olabilir.”
"Gençler umutsuz değil"
Toplumda şiddetin arttığını dile getiren Erdoğan, bunun gençler arasındaki memnuniyetsizliğin bir göstergesi olduğuna dikkat çekiyor.
Neukölln Çocuk ve Gençlik Yardım Merkezi’nde sosyal danışman olarak görev yapan İsmail Ünsal ise bu görüşe katılmıyor. Ünsal, “Bugün gençlerde yine bir umutsuzluk var fakat sosyal, meslekî olanaklar da mevcut. Özellikle bugün bir çok meslekî kuruluş, genç arıyor. Şu sıralar umutsuzluğun olmadığını sanıyorum ya da öyle bir şey hissetmiyorum gençlerde" diyor.
Sosyal hizmet ağlarının faydası
Uzun yıllardan beri suç eğilimli göçmen kökenli gençlere yönelik çalışmalar yapan Ünsal, Berlin'de, Londra'dakilere benzer şiddet eylemlerinin yaşanmasına olanak verecek koşulların bulunmadığını vurguluyor.
Ünsal, “Elbette sorunlar da var. Ama sorunlarla ilgilenen kurumlar var. Kuruluşlar var. Özellikle “streetwork” çok iyi bir şekilde yaygınlaşmış. Streetwork ile gençlik kuruluşları, polis, güvenlik güçleri, özellikle de önleyici alanda çalışan güvenlik güçleri, belli bir ağ içinde çalışıyorlar. Ve gençler arasında belirli bir hareketlenme olduğu zaman, bu çok çabuk bir şekilde, gruplar, kuruluşlar arasındaki iletişimle konuşuluyor ve önlem alınıyor" ifadelerini kullanıyor.
Berlin’de yine Türklerin yoğun olarak yaşadığı Tempelhof semtinde, gençlere yönelik sokak çalışmaları yapan Outreach adlı bir kuruluşta sosyal danışman olarak görev yapan İlhan Emirli de Berlin'de sosyal hizmet ağlarının gelişmiş olduğuna dikkat çekiyor. “Türk göçmenlerin yaşantısına bakarsanız, yaşlılarından gençlerine, çocuklarına kadar gittikleri dernekler, oyun evleri veya gençlerin gidebilecekleri, konuşabilecekleri, o kadar çok örgütlenme biçimi var ki, buralarda sorunlar zaten tartışılıyor. İnsanlar sorunlarını aktarabilecekleri bir yer bulabiliyorlar.”
"Sosyal patlama her yerde olabilir"
Ancak Emirli, özellikle toplumun dar gelirli, farklı bir kültüre sahip kesimi, sorunlarını dile getirecek bir yer bulamaz ve çoğunluk toplumundan dışlanırsa, yani sosyal patlamaya neden olacak koşullar yaratılırsa, İngiltere'dekine benzer olayların Avrupa'nın her kentinde yaşanabileceğini işaret ediyor. Emirli şunları söylüyor: “Eğer demokratik bir şekilde insancıl yaklaşımlar olmaz da otoriter, baskıcı, küçük düşürücü, küçük görücü davranış biçimleri olursa ve şiddet uygulanmışsa, bu tür şeyler tabii patlayabilir, niye patlamasın ki?”
© Deutsche Welle Türkçe
Haber: Jülide Danışman / Berlin
Editör: Başak Sezen