1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

Almanya’da Neonazi tehlikesi büyüyor

18 Nisan 2011

Aşırı sağcı partilere üye olanların sayısı azalırken, şiddete başvuran aşırı sağcıların sayısı 5 bin 600’e yükseldi. Sivil toplum örgütlerine göre ise tehlikenin boyutları çok daha büyük.

https://p.dw.com/p/10voj
Fotoğraf: AP

Alman iç istihbarat servisi Anayasayı Koruma Teşkilatı, ülkedeki aşırı sağcıların sayısında azalma kaydedildiğini bildirdi. Ancak ilk başta iyi bir haber gibi görünen bu gelişmenin bir de olumsuz tarafı var. Geçen yıla ait istatistikler, gittikçe daha fazla sayıda aşırı sağcının şiddet olaylarına karıştığını ve diğer insanların hayatlarını riske atmaktan kaçınmadığını gösteriyor.

Anayasayı Koruma Teşkilatı’nın Başkanı Heinz Fromm'un yaptığı açıklamaya göre, 2010 yılında aşırı sağcı şiddet olaylarında çok ciddi yükselme görüldü. Şiddete başvuran aşırı sağcıların sayısı 600 artışla, 5 bin 600'e yükseldi. Fromm'un açıklamasına göre bu rakam, 2000 yılında 2 bin 200 civarındaydı.

Aşırı sağcı Nasyonal Demokrat Parti'nin üye sayısı 6 bin 900'den, 6 bin 300'e gerilerken, sistem dışı siyaseti savunan “Otonom Nasyonalistler”in üye sayısı ise 800'den, 1000'e yükseldi.

Almanya'nın özellikle doğusundaki eyaletlerde, aşırı sağcı şiddet olaylarındaki artış dikkat çekiyor.

“Düzene alternatif görülüyorlar”

NPD-Aufmarsch in Halberstadt
Fotoğraf: AP

Bölgesel bir insan hakları örgütünden Mathias Berger, çevresindeki neo-nazilerin, halktan geniş bir destek aldığını görmenin kendisini üzdüğünü belirtiyor ve destek verenlerin çoğunun istatistiklere yansımadığını, aşırı sağcı Nasyonal Demokrat Parti'nin üyesi olmadıklarına dikkat çekiyor:

"Toplumda iyi tanınıyor ve değer görüyorlar. İdeolojileri, konseptleri ve ayrıca siyasi bir güç olarak Nasyonal Demokrat Parti, kurulu düzene gerçek bir alternatif olarak görülüyor.”

Berger, pek çok bölgedeki yetkililerin, “bu tür tatsız olayların çok ender olduğunu” iddia ederek neo-nazi şiddetini görmezden geldiğini söylüyor.

STK'lar kaynak alamıyor

Öte yandan, aşırı sağcılarla mücadele eden yerel girişimler ise eylemlerini finanse etmek için gerekli kaynakları bulmakta güçlük çekiyor. Kaynak bulabilmek için, bu paranın aynı zamanda aşırı sol ve radikal İslamla mücadele için de kullanılacağını kanıtlamaları gerekiyor. Almanya’nın doğusundaki Saksonya-Anhalt eyaletindekiler için bunu kanıtlamak neredeyse imkânsız. Çünkü eyalette yoğun bir şekilde görülen aşırı sağ sorununa karşılık aşırı sol ya da radikal İslam sorunu mevcut değil. Eyaletin Sosyal Demokrat Partili İçişleri Bakanı Holger Hövelmann ise elinin kolunun bağlı olduğunu söylüyor.

Aşırı sağcılıkla mücadelede gerekli kaynağı bulacaklarından şüphe duyulmamasını isteyen Hövelmann, "Ancak eyalette ana faaliyet alanı olarak aşırı sağla mücadeleyi esas alan bazı girişimlere, yeni düzenlemeler gereği çalışmalarının finansmanına kamu mercilerinin artık katılamayacağını söylemek zorunda kaldık" dedi.

İstatistikler yanıltıcı

Aşırı sağa karşı mücadele eden gruplar ise siyasîleri kendilerine yabancılaşmakla eleştiriyor ve bu bağlamda istihbarat birimlerinin Almanya’da aşırı sağcıların sayıca azaldığı açıklamasını endişeyle karşılıyor. Alman insan hakları aktivisti Julia Plessing’e göre gerçek bir çözüm ufukta görünmüyor:

Springerstiefel
Fotoğraf: AP

"Şiddeti bırakmak isteyen insanlar için gerçek bir yardım söz konusu olmalı. Ancak herhangi bir illüzyona da kapılmıyorum. Aşırı sağcıları demokratik toplumun merkezine çekmek belki biraz fazla iddialı bir çaba.”

Aşırı sağcı Nasyonal Demokrat Parti'nin oy oranında, son dönemde yapılan yerel seçimlerde biraz gerileme kaydedilse de siyasî gözlemciler, partinin Almanya’nın doğusundaki Mecklenburg-Vorpommern eyaletinde eylül ayında yapılacak seçimlerde meclise girmesinin gerçek dışı olmadığını düşünüyor.

© Deutsche Welle Türkçe

Hardy Graupner / Çeviren: Başak Sezen

Editör: Beklan Kulaksızoğlu