1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

Deutschland Menschenhandel

15 Temmuz 2009

Zorla çalıştırma gündeme geldiğinde birçok Alman, Nazi Dönemi'ni düşünüyor. Oysa insan kaçakçılığı ve kölelik koşullarında çalışma modern dünyamızda hala yaygın. Buna Almanya'da da rastlamak mümkün.

https://p.dw.com/p/IpHl
Fotoğraf: AP

Genelde yasa dışı yollardan Almanya'ya gelen, bu nedenle haklarını savunamayacak durumda olan insanların başına gelen bu olayların günışığına çıkarılması zor. İnsan hakları örgütleri varlığı pek hissedilmeyen bu grubun gözü kulağı olmak, haklarına sahip çıkmak istiyor.

Prostitution in Russland
Fotoğraf: picture-alliance / dpa / dpaweb

Çoğu gastronomide, ev işlerinde ya da hayat kadını olarak çalıştırılan bu insanların sayısı tam olarak bilinmiyor. Çoğu, geçerli oturma izni olmadığı için yakalanıp sınır dışı edilmekten korkuyor.

İnsan ticareti ya da zorla çalıştırma Almanya'da nadir rastlanan bir sorun mu yoksa sıkça yaşanan toplumsal bir problem mi, söylemek zor. Bilinen tek şey, modern köleliğin Almaya'da da yaşandığı. Bunu Federal Emniyet Dairesi'nin raporlarından yola çıkarak söylemek mümkün. Yetkililerce, sadece 2007 yılında 700 kadının fuhuşa zorlandığı tespit edilmiş.

Mağdurlara yardım eli

Afrikaner in Deutschland Ausbildung von afrikanischen Arbeitern bei Dornier
Fotoğraf: dpa

Alman İnsan Hakları Enstitüsü geliştirdiği proje ile köleliğe zorlanan kurbanlara yardım etmeyi hedefliyor. Enstitü Genel Müdürü Martin Salm, şöyle konuşuyor:

“Kurbanlara ‘sizin de haklarınız var ve destek alabilirsiniz’ sinyalini vermek gerekir, böylesi bir duruş geniş kitlelere de ‘Almanya'da insanlar zorla çalıştırılıyor, modern köleliğe müsamaha göstermeyin’ mesajı olur. Bu arada insanları köle gibi çalıştıranlara da ‘bakın suç işliyorsunuz ve bu yüzden cezalandırılabilirsiniz, hapis ya da tazminat cezasına çarptırılabilirsiniz’ demiş olursunuz."

Alman İnsan Hakları Enstitüsü'nün yürüttüğü projenin bütçesi 600 bin euro. Başarı şansı ise düşük görünüyor, çünkü zorla çalıştırılan insanlar danışma merkezlerine gitmeye ya da suçlular hakkında şikâyette bulunmaya çekiniyorlar.

İnsan hakları boyutu

Kinderhandel in der EU
Fotoğraf: picture-alliance/ dpa

Mahkemelere intikal eden olaylara bakıldığında uzmanların yaptıkları tahlilin doğru olduğu anlaşılıyor. Alman İnsan Hakları Enstitüsü Direktörü Heiner Bielefeldt, mağdurların mahkemelerde genellikle tanık olarak dinlendiğini ve tazminat taleplerine olumlu yanıt alamadıklarını söylüyor. Bu nedenle olayın insan hakları boyutunun öne çıkarılması gerektiğini vurgulayan Bielefeldt, insan haklarının, geçerli bir oturma izninden daha yüksek bir değer olduğuna işaret ediyor.

Bielefeldt, "kaçak yollardan Almanya'da kalan ve bu nedenle yasaları ihlal etmiş olanlar için de insan hakları geçerli olmalı" diye vurguluyor. Enstitüsü Direktörü, "insan hakları, yasal ya da yasadışı oturma izninden, statüden bağımsızdır" hatırlatmasını yapıyor.

Heiner Bielefeldt, Federal Hükümet'e de çağrı yaparak, 2005 yılında Avrupa İnsan Hakları Konseyi tarafından hazırlanan İnsan Ticaretiyle Mücedele Sözleşmesi'ni onaylamasını talep ediyor.

“Takdir yetkisi doğru kullanılmalı”

İnsan ticaretiyle mücadele projesini yürüten uzmanlar, oturma izni konusunda da sorumlu dairelerin takdir yetkisini insanların lehine kullanmasını istiyorlar. Bunun, modern köleliğe itilenlere yardım edeceğine işaret eden uzmanlar, mevcut yasal durumdan suçluların faydalandığını hatırlatıyorlar.

Alman İnsan Hakları Enstitüsü'nün yürüttüğü projenin en önemli amaçlarından bir diğeri de hukuki ve maddi desteğin yanı sıra kurbanlara "kendi kaderinizi kendiniz belirleyebilirsiniz" mesajını vermek ve onların onursuz koşullardan çekip çıkmalarını sağlamak.

Çoğu yasa dışı yollardan Almanya'da kalan bu kişilerin psikolojik durumları da iyi değil. Daha iyi koşullara ulaşmak ümidi ile vatanlarını terk eden bu insanların yabancı bir ülkede başına gelenler ikinci bir travma olarak niteleniyor.


Marcel Fürstenau / Çeviren: Elmas Topcu

Editör: Ahmet Günaltay