1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

Almanya’da merkez sağ koalisyon

28 Eylül 2009

Genel seçimlerden birinci çıkan Hristiyan Birlik partilerinin (CDU/CSU) lideri Angela Merkel, “merkez sağ” koalisyon için liberal Hür Demokrat Parti (FDP) ile masaya oturmaya hazırlanıyor.

https://p.dw.com/p/JqVz
Almanya Başbakanı Merkel ve yeni koalisyon hükümetinde dışişleri bakanı olması beklenen FDP lideri Guido WesterwelleFotoğraf: AP

Almanya'da genel seçimler, Hristiyan Birlik partileri(CDU/CSU) ile Sosyal Demokratların (SPD) 4 yıllık koalisyon hükümetini sona erdirdi.

Seçimlerden yüzde 33,8’lik oy oranı ile birinci çıkan CDU/CSU lideri Başbakan Angela Merkel, liberal Hür Demokrat Parti (FDP) ile yola devam etme kararı aldı. Geçen seçimlere göre oylarını yaklaşık 5 puan artıran ve yüzde 14,6’lık oy oranı ile üçüncü parti olan FDP, Hristiyan Birlik partilerinin yeni ortağı oluyor.

Başbakan Merkel, FDP ile koalisyon görüşmeleri öncesinde bugün parti yönetimi ile bir araya gelerek, önceliklerini belirleyecek.

Angela Merkel / CDU
Hristiyan Demokratların lideri Merkel, seçimlerde hedefine ulaştıFotoğraf: AP

Koalisyon görüşmeleri

CDU Genel Sekreteri Ronald Pofalla, FDP ile bir an önce masaya oturmak istediklerini söyleyerek, “Koalisyon görüşmeleri bir an önce başlamalı…en geç 1 ay içerisinde koalisyon konusunda anlaşmayı sonuçlandırmak istiyoruz” dedi.

CDU/CSU ve FDP, koalisyon görüşmelerini kısa süre içerisinde tamamlamak isterken, partiler arasında ekonomi ve güvenlik konularında çetin müzakerelerin yaşanması bekleniyor. FDP seçim kampanyası sırasında, girişimci ve sanayiciler için vergi sistemini basitleştirme ve vergi oranlarında ciddi indirime gitme sözü vermişti. FDP 35 milyar euroluk vergi indirimi isterken, CDU buna soğuk bakıyor. CDU iki aşamada 15 milyar euroluk vergi indirime paketini yaşama geçirmeyi planlıyor.

CDU/CSU ile FDP’nin ortak politika geliştirmesi gereken diğer zor konular, küresel ekonomik krizin etkileri ile mücadele, giderek artan bütçe açığının kapatılması ve yüzde 8,3’e ulaşan işsizlikle mücadele,

CDU’lu İçişleri Bakanı Wolfgang Schaeuble’nin, güvenlik alanında gündeme getirdiği telefon dinleme ve internet üzerinden takip gibi uygulamalar, geçmiş yıllarda FDP’nin büyük tepkisini çekmişti. FDP, bireysel özgürlüklerin korunması konusunda taleplerini koalisyon protokolüne yansıtmayı hedefliyor.

Türkiye'nin AB süreci

Türkiye'nin AB'ye tam üyeliğine soğuk bakan Hristiyan Birlik partileri, 2005 yılında Sosyal Demokrat Parti ile koalisyon hükümetini kurarken uzlaşma adımı atmış, müzakereleri engellememe sözü vermişti. Koalisyon protokolünde AB'nin Türkiye ile geçmişte yaptığı anlaşmalara ve “ahde vefa” ilkesine sadık kalma taahhüdü veren Başbakan Merkel, bununla birlikte müzakerelerin “ucu açık” bir süreç olduğunu kayda geçirmişti.

CDU/CSU ile FDP'nin oluşturacağı yeni koalisyon hükümetinde Türkiye konusunda nasıl bir politika izleneceği ise belirsizliğini koruyor. FDP kaynakları, konunun koalisyon müzakerelerindeki önemli başlıklardan biri olacağını kaydediyorlar. Liberaller, Türkiye'nin AB sürecinin devam etmesine destek verirken, “tam üyelik konusunun bugünün tartışması olmadığını” vurguluyorlar.

Yeni hükümette başbakan yardımcısı ve dışişleri bakanı olması beklenen FDP lideri Guido Westerwelle, seçimler öncesinde verdiği demeçte Türkiye konusunda şunları söylemişti:

"Türkiye bugün üye olacak durumda olmadığı gibi Avrupa Birliği de üye kabul edecek durumda değil. Ama bundan daha büyük önem taşıyan mesele, süreç tamamlandığı ve şartlar yerine getirildiği zaman durumun nasıl olacağı. Bunu en erken on yıl sonra tartışmaya başlayabiliriz. Bu aynı zamanda Türk hükümetinin de tavrı. Türk hükümeti de şu aşamada üyelikten söz etmiyor. Ancak diğer taraftan Türkiye’nin Orta Avrupa’ya sırt çevirmesi de istemiyoruz. Bu nedenle akılcı bir şekilde çok iyi işbirliği yapılması gerekiyor."

DW/Reuters/AFP, AS/BG