1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

TÜR 2511 Muslime D Terrorwarnung

25 Kasım 2010

Terör tehdidinin korku yarattığı Almanya’da Müslümanlar, kendilerine yönelik ayrımcılık ve tahriklerden endişeli. Müslüman kuruluşlar terörü kınarken, sağduyu çağrısı yapıyor.

https://p.dw.com/p/QHzn
Fotoğraf: picture-alliance / dpa

Geçtiğimiz hafta Federal İçişleri Bakanı Thomas de Maiziere'in Almanya'da bu ay içinde terör eylemleri gerçekleşebileceğine dair net işaretler olduğunu açıklaması üzerine ülkede güvenlik önlemleri had safhaya çıkartılmıştı. O nedenle herkes tetikte. Her gün tren garlarında unutulan bir bavul ya da çöp kutusunda rastlanan şüpheli bir paket nedeniyle büyük güvenlik çemberleri oluşturuluyor, trenler gecikiyor, günlük yaşam büyük ölçüde aksıyor.

İslam ve terörün birlikte anılması

Ancak medyada terör tehdidinden sık sık ‘İslamcı terör’ ve potansiyel eylemcilerden de "Müslüman terörist" olarak bahsedilmesi Almanya’da yaşayan Müslümanları da zan altında bırakıyor. Sosyal bilimciler ve Müslüman din adamları Almanya’da yaşayan Müslümanlara karşı provokatif saldırılardan endişe ediyor. Müslüman dernekleri, kendilerine ulaşan tehdit mesajlarının sayısının hızla arttığını bildiriyor. Bu nedenle Müslümanlar Merkez Konseyi Onursal Başkanı Dr. Nedim İlyas, Almanya'da yaşayan Müslümanları sabırlı olmaya ve olası tahrikler karşısında sükûneti muhafaza etmeye çağırdı ve bahsi geçen olası saldırıların İslam’da da kabul edilemez olduğunun altını çizdi. Dr. İlyas, şunları kaydetti:

"Hiç şüphesiz alınan terör önlemleri doğru ve yerindedir. Umuyoruz ki bütün bu önlemler Almanya’da herhangi bir terör saldırısı hazırlığı içinde olan radikal eylemciler için caydırıcı olur. Kim yaparsa yapsın, bizler de her türlü aşırılık yanlısı eylemi kesinlikle kınıyoruz. Unutulmamalı ki, bu tarz eylemler İslam dininin ilke ve temellerine de kesinlikle aykırıdır. "

Nedim İlyas, toplumda uyuma da direnen bazı küçük radikal İslamcı gruplar bulunduğunu, ancak bunların sadece istisnadan ibaret olduğunu belirtti:

"Biz zaten bu bahsi geçen kişileri camilerimize almıyor ve faaliyetlerimize dâhil etmiyoruz. O nedenle de bir anlamda, kendi kurdukları dernek ve camilerde kendi içlerine kapanmak zorunda kalıyorlar. Ayrıca bizler uyguladığımız çeşitli projelerle onlara örnek olmaya ve kendini bu topluma açmak isteyenleri cesaretlendirip, bu yolun açık olduğunu göstermeye çalışıyoruz. Bununla birlikte hem Kültürlerarası Konsey, hem kiliseler, hem de hükümet kurumlarıyla da birlikte çalışıyoruz.’’

Hrıstiyan Birlik partilerine eleştiri

Birlik 90/ Yeşiller Partisi'nin Türk kökenli milletvekili Ekin Deligöz de terör ve İslam kavramlarının Almanya’da sıkça yan yana telaffuz edilmeye başlandığını hatırlatarak, bunun toplumsal hoşgörüyü tehdit ettiğini vurguladı:

‘’Dışarıdan yankılanan seslerin bazıları, sanki terörün Müslümanlıktan gelen, icat edilen bir ortam olduğunu kasteden bir taraf olmaya başlıyorlar ve bu çok yanlış. Terörün herhangi bir şekilde dini olmaz ve terörün Müslümanlıkla bir bağlantısı olmadığı için bizim dışarıya doğru sesimizi yansıtmamız gerekli. ‘'

Deligöz, koalisyon hükümetinin büyük ortağı Hrıstiyan Birlik partilerini, terör tehdidini fırsat bilerek toplumun korkularını, temel insan haklarını kısıtlamak için kullanmayı amaçlamakla suçladı ve şunları kaydetti:

‘'Anayasa Mahkemesi, Almanya'da yaklaşık bir yıl önce toplumsal, kişisel görüşmelerin polis tarafından, mahkemeler tarafından toplanmalarının ve izlenmelerinin Anayasa’ya aykırı olduğunu gösterdi. Ama şu anki durumda, terör korkusu altında Hrıstiyan Birlik partilerinin birkaç bakanı bir tasarı hazırlıyorlar. Bu tasarıda günlük telefon görüşmeleri ve e-maillerin bir yıllığına kadar kayıt edilip, kontrol altına, denetleme altına alınabilmesi öngörülüyor. Anayasa Mahkemesi buna karşı geldiği halde bu tasarılarla ilgileniyoruz. Bence insanların korkusunun bu şekilde, başka politik nedenlerle, alet edilmemeleri ve hatta insanların korkusundan çıkarıp çıkarıp aslında denetleme isteğini yerine getirmek için kullanılan bir tasarıyı kullanılmaması için karşı gelmeliyiz şu anda. Bu tasarıdan daha çok insanların özel hakkı. Ve bu özel haklarını savunmalıyız.’’

© Deutsche Welle Türkçe

Haber: Başak Demir / DW

Editör: Murat Çelikkafa