1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

Almanya’da kadın gerçeğini anlatan rapor

9 Mart 2011

Almanya, kadınların en özgür olduğu, iş yaşamına en fazla katılım sağladığı ülkelerden. Hükümete sunulan rapora göre ise birçok alanda ayrımcılık son bulmuş değil, toplumsal roller konusunda Almanlar hâlâ muhafazakâr

https://p.dw.com/p/10VgW
Almanya’da erkeklerin çoğu sadece işini düşünürken, kadınların işinin yanı sıra alışveriş yapılması gerektiğini, hangi yemeğin pişirileceğini, çocukların yuvadan kaçta alınacağını da aklında tutması gerekiyor.Fotoğraf: Picture-Alliance/dpa

Federal Almanya’nın eski Aile, Kadın ve Gençlik Bakanı Ursula von der Leyen tarafından 2008 yılında görevlendirilen bilirkişi komisyonu, tavsiye niteliğini taşıyan raporu geçtiğimiz ocak ayının sonunda tamamlayarak Aile Bakanlığına sundu. Alman hükümetinin taslak üzerinde gerekli çalışmaları yaptıktan sonra raporu son şekliyle ilkbahar aylarında kamuoyuna sunması bekleniyor. Fakat bu arada rapor çeşitli platformlarda tartışılıyor.

8 Mart Dünya Kadınlar Günü vesilesiyle Sosyal Demokrat Parti’ye yakınlığı ile bilinen Friedrich Ebert Vakfı’nda düzenlenen toplantıda da, Alman hükümetinin birinci kadın-erkek eşitliği raporu ele alındı.

Kadın-erkek eşitliği henüz tam değil

Almanya Aile, Kadın ve Gençlik Bakanlığı’nın görevlendirdiği bilirkişi komisyonunun hazırladığı tavsiye raporu ile Almanya’da kadın-erkek eşitliği konusunda ilk kez bir durum değerlendirmesi yapılıyor. Raporda kadın ve erkeğe yüklenen roller, eğitim, çalışma hayatı, günlük hayatta zamanın kullanımı ve yaşlılıkta sosyal güvence gibi konular mercek altına alınıyor. Yedi üyeli komisyonun tavsiye raporu, Almanya’da kadın-erkek eşitliğinin henüz tam anlamıyla sağlanamadığını ortaya koyuyor. Buna neden olan etkenin kadın ve erkeklere yüklenen farklı roller olduğu belirtiliyor. Komisyon üyelerinden Prof. Dr. Margarete Schuler-Harms, cinsiyet eşitliğinin sağlanması için zihniyetlerin değişmesi gerektiğine işaret ediyor. Kadın ve erkeklere yüklenen toplumsal roller yüzünden insanların kendilerini geliştirme şansına eşit bir şekilde sahip olmadığını, hayatta seçim yapılması gereken durumlarda kararların alınması güçleştiğini belirten Schuler-Harms, bu nedenle bu rollerin ortadan kaldırılması gerektiğini belirtiyor. Komisyonun toplumsal rol modellerine ilişkin zihniyetin değişmesi için getirdiği öneriler arasında kamuda ve özel işletmelere yönelik eğitim kurslarının düzenlenmesi bulunuyor.

Çalışma hayatına olumsuz etkileri

Farklı disiplinlerden gelen uzmanların oluşturduğu komisyonun hazırladığı tavsiye raporunda, bu rollerin çalışma hayatına da olumsuz bir şekilde yansıdığı belirtiliyor. Komisyonun üyeleri arasında bulunan Prof. Dr. Uta Meier-Graewe, bu konuda şu örneği veriyor.

“Ben üniversitede öğretim üyesiyim. Ve bu genç, dinamik kadınları yakından izliyorum. Tarihin hiç bir döneminde bu kadar iyi eğitim almış, nitelikli kadınlar olmadı. Günümüzde fen bilimleri, tıp veya herhangi bir alanda eğitim gören bu kadınlardan yüksek performans bekleniyor ama evlenip, ilk çocuklarını doğurduklarında işlerini bırakıyorlar, özellikle de iyi eğitim almış bir eşleri varsa.”

Almanya’nın kalifiye iş gücüne ihtiyacı olduğu bir dönemde kadınların evde oturmaları eleştiriliyor. Bunun yanı sıra raporda, kadınların çocukları belirli bir yaşa geldikten sonra yarı zamanlı veya düşük ücretli işlerde çalışmalarına da karşı çıkılıyor. Çalışan kadınların sayısı Almanya'da yüksek olmasına rağmen, bu kadınların çoğunun düşük ücretli işlerde çalıştıklarına dikkat çekiliyor. Komisyon üyelerine göre, düşük ücretli işlerde çalışan nitelikli kadınlar kendi potansiyellerini yeterince kullanmamış oluyor. Ayrıca yarı zamanlı işlerde çalışanların ilerde emekli maaşları düşük olacağı için yaşlılıkta geçim sıkıntısı çekme riskiyle karşı karşıya bulunuyorlar. Bu nedenle komisyon özellikle çalışana, yasalarda belirlendiği şekliyle ayda 325 euro ödenen işlerle ilgili yeni bir düzenleme yapılmasını talep ediyor.

Temizlik, alışveriş kadınların işi...

Giessen Justus-Liebig Üniversitesi Öğretim Üyesi Meier-Graewe, kadınlar iş hayatına geri döndükleri zaman erkeklerin yeterince destek vermediğine dikkat çekerek, Aile Bakanlığının yaptığı bir araştırmayı örnek veriyor:

“Bu araştırma bazı alışkanlıkların nasıl yerleştiğini gösteriyor. Şöyle ki, kendilerini modern olarak tanımlayan erkekler, eşlerinin, yani kadınların tekrar çalışmaya başlamasının, kendilerine değil kadınların organizasyon yeteneğine bağlı olduğunu düşünüyor. Bu çerçevede çalışmaya başlayan kadınların, annelerin yüzde 56’sı herşeyi tek başlarına üstlenmek zorunda kaldıklarına dikkat çekiyor.”

Rapora göre Almanya’da erkeklerin çoğu sadece işini düşünürken, kadınların işinin yanı sıra alışveriş yapılması gerektiğini, hangi yemeğin pişirileceğini, çocukların yuvadan kaçta alınacağını da aklında tutması gerekiyor. Komisyon, bu çerçevede çalışan kadınlara yardımcı olacak nitelikte hizmet sektörünün geliştirilmesini, okul öncesi dönemdeki çocukların bakımına katkı sağlayacak önlemlerin alınması, kreşlerin sayısının artırılmasını öneriyor. Çalışma saatlerinin esnekleştirilmesi de sunulan öneriler arasında bulunuyor.

Siyasetçilere düşen görev

Komisyonun hazırladığı tavsiye raporunu siyasetçilerin hayata geçirmek için çaba göstermesi gerekiyor. Sosyal Demokrat Parti Milletvekili Christel Humme'ye göre rapordan çıkan en çarpıcı sonuç, Almanya’nın kadın ve erkeğe yüklenen roller konusunda en muhafazakâr ülkelerden biri olması.

Alman Meclisi Aile, Kadın ve Gençlik Komisyonu Başkanvekili Humme, bu tespiti yapmanın, bu rollerin değişmesi için verilecek mücadelenin başlangıcı olduğunu söylüyor. Yönetici pozisyonlarında kadın kotası talep eden Humme, komisyonun düşük ücretli işlere ilişkin yeni bir düzenleme yapılması önerisine de destek veriyor.

© Deutsche Welle Türkçe

Jülide Danışman / Berlin

Editör: Değer Akal