1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

Almanya'da ilk İslam Akademisi kuruluyor

Silke Ballweg30 Haziran 2004

Almanya’da Müslümanlar Hristiyanlar’ın ardından en büyük ikinci inanç grubunu oluşturuyor. Ancak Alman kamuoyunda Müslümanlar’ın güncel siyasi ve toplumsal sorunlar ile ilgili görüşleri konusunda neredeyse hiçbirşey bilinmiyor. Almanya’da toplumsal fikir alışverişine yeni fikir ve bakış açıları ile katkıda bulunmak amacıyla ilk İslam Akademisi kuruluyor.

https://p.dw.com/p/AajA
Akademi Almanya'daki Müslümanları bir çatı altında toplayabilecek mi henüz bilinmiyor
Akademi Almanya'daki Müslümanları bir çatı altında toplayabilecek mi henüz bilinmiyor

Almanya’da Protestan ve Katolik akademilerinin kuruluşu yarım yüzyıl öncesine uzanıyor. İkinci Dünya Savaşı’nın hemen ardından Protestan Hristiyanlar'dan küçük bir grup kendi akademilerini kurarak, yeniden inşa edilen Almanya’da siyasi ve toplumsal konularda tartışma platformu yaratmayı amaçladılar. Akademisyenlerden amatörlere, politikacılardan konuya ilgi duyan sıradan vatandaşlara, katılımcılar, düzenlenen tartışma forumlarında belli bir konudaki görüşlerini, bakış açılarını biribiyle paylaşmak, uzlaşmaya varmak amacını taşıyordu.

İlk Protestan Akademisi 1945 yılında kuruldu ve büyük başarı kazandı. Kısa sürede yenileri eklendi, 1951 yılından itibaren Katolik Kilisesi de akademiler açmaya başladı. Bugün Almanya çapında yaklaşık 20 Protestan ve Katolik Akademisi bulunuyor. Loccum Protestan Akademisi’nden Fritz Erich Anhelm tartışmaların geniş bir konu yelpazesinde yürütüldüğünü belirtiyor:

‘’Konular hep güncel olaylara göre değişti. Altmışlı yıllarda savaş sonrası öğrenci hareketlerinin dönemiydi. Yetmişli yıllarda dünya çapında adalet; seksenlerde barış hareketi, kadın hareketi, çevre hareketi gündemdeydi ve tüm bu konular akademilerde de ele alınıyordu. 90’lı yıllarda çatışmaların önlenmesinde sivil hareket öne çıktı, ayrıca bioetik gibi teknoloji ile ilgili tüm konular... Hedef her zaman bu sorularda bir tutum belirlemek, ve bunu öncelikle din bilimi ve ahlaki yansımaları açısından gerçekleştirebilmekti.’’

Dinlerarası diyalog

Özellikle son yıllarda yeni bir konu akademilerin gündemine yerleşti: Almanya ve dünyada dinlerarası diyalog. Berlin’deki Katolik Akademisi yöneticisi Susanna Schmidt bu konunun çalışmalarında önemli bir rol oynadığını ve muhtemelen önemini sürdüreceğini belirtiyor:

‘’İnançlı insanlarsak o zaman şu soruları sormak zorundayız. Nasıl iyi bir şekilde birlikte yaşayabiliriz ve inancımız ışığında diğerlerini nasıl görüyoruz. Bu sadece akademik bir konu değil, birlikte yaşamamız açısından önemli bir temeldir.’’

Kilise ve vakıflardan mali destek

Protestan ve Hristiyan akademilerinin finansmanı çeşitli kaynaklardan sağlanıyor. Finansmanın bir bölümü kilise ve özel vakıflar tarafından karşılanırken, bir bölümünü ise akademiler kendileri sağlamak zorunda. Kasaların giderek boşaldığı bir dönemde finansman giderek daha da zorlaşsa da Almanya’da akademilerin geleceği güvence altında. Çünkü bugüne kadar yaşananlardan çıkan sonuç şu oldu: Akademilerin oturumlarından çıkan heyecan ve teşvik Almanya Federal Cumhuriyeti’nin şekillendirilmesinde önemli rol oynadı. Ve gelecekte de toplumsal yaşamı etkilemeye devam edeceği görülüyor.