Almanya'da her 6 çocuktan biri yoksul

Ekonomik İşbirliği ve Kalkınma Teşkilatı OECD üye ülkelerde çocuklara yönelik politika ve kamu harcamalarını mercek altına alan raporunu yayınladı. OECD’nin çalışmasına göre, daha çok İskandinav ülkeleri çocuk yanlısı politikalara sahip. Örneğin, altı yaşına kadar olan çocuklara nispeten daha fazla harcama yapan ülkeler, Finlandiya, Fransa, Macaristan, İzlanda ve Norveç. Öte yandan, İrlanda, Japonya, Hollanda ve Yeni Zelanda ise listede çocuklara çok daha az harcama yapan ülkeler arasında bulunuyor. OECD Genel Sekreteri Angel Gurria, küresel mali krizin, dünya genelinde bütçe kısıntılarına gidilmesine yol açtığını belirtti. Gurria, çocukların eğitimi ve sağlığı için yapılan harcamalarda daha fazla kesintiye gidilmesinin, uzun vadede toplum için istenmeyen sonuçlara yol açacağına vurgu yaptı.

OECD'nin “Çocuklar için daha iyisini yapmak” adını taşıyan raporunun Almanya ile ilgili bölümü Berlin’de düzenlenen bir toplantıyla kamuoyuna açıklandı. Rapora göre, Almanya diğer ülkelere nazaran çocuklar için çok para harcıyor. Ancak buna rağmen, Almanya’da her altı çocuktan biri yoksulluk çekiyor - ki bu yüzde 16,3’lük bir orana tekâbül ediyor. Yani bu çocuklar ortalama gelirin yarısından daha az kazanan ailelerde yetişiyor. OECD ortalamasına göre, çocuklar arasındaki yoksulluk oranı yüzde 11,8 iken, bu oran Danimarka’da sadece yüzde 2,7 civarında.

Tek başına çocuk yetiştirenler daha yoksul

Almanya’nın, özellikle, eşdeğer yaşam koşulları ve fırsat eşitliğinin sağlanması konusunda, diğer sanayileşmiş ülkelere kıyasla geride kaldığı belirtiliyor. OECD, bu nedenle çocuk bakımının ve ilk çocukluk yıllarında çocuk yetiştirme konularında ilerleme sağlanmasını istiyor. OECD’nin çocuklarla ilgili ilk çalışmasının direktörü Monika Queisser, Almanya’nın mali transferleri özellikle yoksul çocuklara ve onların ailelerine yönlendirmesi gerektiğini belirtiyor:

“Almanya’da yoksulluk riski hâlâ çok yüksek, özellikle de tek başına çocuk yetiştirenlerde. Özellikle bu grup için daha fazla şey yapılması gerekli.”

Almanya’da yalnız yaşayan anne ya da babalar arasındaki yoksulluk oranı, diğer ülkelerden yüzde 40 daha fazla. Çalışmaya göre, Almanya’da söz konusu ebeveynlerin gelir durumu, geçen 20 yıl zarfında daha da kötüleşti.

Almanya'da bir çocuğa 18 yılda 144 bin 500 dolar

Raporda, çocuklara ayrılan kamu yardımlarının yaklaşık yüzde 40’ının doğrudan ailelere verildiği belirtiliyor. Doğrudan yapılan mali transferlerin oranı yalnızca Lüksemburg ve Slovakya’da daha yüksek. Danimarka ya da İsveç’te bu oran sadece yüzde 20. Buradaki mali kaynaklar, genellikle eğitim ve bakım hizmetlerine kanalize ediliyor.

Örneğin Almanya’da bir çocuğa 18 yaşına kadar ortalama 144 bin 500 dolar harcama yapılıyor. Bu meblağ çocuk başına 380 bin dolar harcanan Lüksemburg’dan çok daha az. Norveç’te bu tutar 204 bin 200 dolar, İsveç’te ise 176 bin dolar kadar.

Almanya sağlık konusunda daha iyi

Sağlık konusunda ise Almanya nispeten iyi ülkeler arasında yer alıyor. Bir yaşına kadarki çocuklarda ölüm oranı, binde 4,8'lik OECD ortalamasının altında. Almanya’da bebek ölümlerinin oranı binde 3,9. Çocukların aşılanma oranında da Almanya OECD ortalamasının üzerinde. Queisser, bu konuda şöyle konuşuyor:

“Örneğin kalem, okul kitapları, bilgisayar, hesap makinesi ve sözlük gibi araç gereçlere sahipler. Diğer ülkelerdekinden daha fazla oranda. Alman bebekler daha fazla emziriliyor, kızamık ve boğmacaya karşı aşılanma oranı da çok yüksek. Genç yaştaki hamileliklerin sayısı daha az. Alman gençleri, OECD ortalamasına kıyasla daha az alkol kullanıyor. Ancak, daha fazla sigara içiyorlar, özellikle de genç kızlar.“

Rapora göre, Almanya’da 15 yaşındaki genç kızların yüzde 22’si, erkeklerin de yüzde 17’si haftada en az bir kez sigara içiyor.

Çocuklarla iletişim önemli

OECD'nin raporunda, çocukların refahı konusunda ilerleme kaydedilebilmesi için bazı tavsiyelerde de bulunuluyor. Altı yaşına kadar olan çocuklara yapılan ödemelerin artırılması isteniyor. Özellikle, muntaç ailelerin desteklenmesi tavsiye ediliyor. Ailelerin, emzirme ve çocukların beslenmesi konusunda da bilinçlendirilmeleri gerektiği belirtiliyor. Ayrıca, yoksul çevrelerdeki anne adaylarına, hamilelik sırasındaki gerekli muayeneler konusunda ön ayak olunması gerektiğine vurgu yapılıyor. Sadece rakamlara bakılmaması gerektiğini belirten Queisser, çocuklarla doğrudan iletişimin önemine dikkat çekiyor:

“Tam aksine çocuklara sorulmalı. Ne hoşuna gidiyor? Okula isteyerek gidiyor musun? Arkadaşların tarafından rahatsız edildiği hissine kapılıyor musun? Ya da gerçek anlamda mutlu musun?”


Derleyen: Başak Sezen

Editör: Ahmet Günaltay