1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

Almanya’da havada terör tartışması

Michael Reissenberg10 Kasım 2005

ABD’de 11 Eylül’de düzenlenen saldırılar, Almanya’da sivil havacılık yasasının değiştirilmesine neden oldu. Savunma Bakanına gerekli durumlarda öldürme yetkisi tanıyan yasa, Anayasa hukukçuları tarafından eleştiriliyor.

https://p.dw.com/p/AaPT
Yolcu uçaklarını silaha çeviren 11 Eylül saldırıları Almanya'yı da etkiledi
Yolcu uçaklarını silaha çeviren 11 Eylül saldırıları Almanya'yı da etkilediFotoğraf: AP

Alman Anayasa Mahkemesi dünden itibaren, sivil taşımacılık yapan uçakların terör tehdidi şüphesi halinde, askeri müdahale ile düşürülmesi konusunu tartışıyor. Hava sahası güvenliğini sağlamak ve 11 Eylül saldırılarındaki gibi havadan cereyan edecek olası bir terör eylemini önlemek amacıyla, bu yıl başından itibaren yürürlüğe giren ve Alman Savunma Bakanına şüpheli addettikleri yolcu uçaklarını düşürme yetkisini tanıyan yeni yasaya, bir çok uçak şirketi ve kendisi de pilot olan Hür Demokrat Partili Burkhard Hirsch tarafından itirazlar yapılmıştı. Anayasa Mahkemesinin bu itirazları inceleyip bir karara varmasınınsa ancak gelecek yıl gerçekleşebileceği hesap ediliyor.

Vatandaşın endişesi

Bu yıl başından itibaren yürürlüğe giren Alman hava sahasını daha da güvenli hale getirbilme amacıyla çıkan yasa, Savunma Bakanına tanıdığı “gerektiğinde öldürebilme” yetkisiyle, hem basında hem de kamuoyunda geniş yankılar uyandırdı. Böyle bir yasanın endişe verici olduğunu düşünen vatandaşların bazıları, Anayasa Mahkemesine başvurarak itirazlarını dile getirdiler. Mahkemeye başvuranlar arasında yolcu uçağı pilotlarından, kendi uçağını kullanan kaptanlara kadar bir çok insan yer alıyor.

Köhler’in çekinceleri

Alman Cumhurbaşkanı Horst Köhler de yaklaşık bir yıl önce altına imza attığı yasanın çıkartılma aşamasında, bu tür bir düzenlemenin anayasal hakları etkileyip etkilemediği konusunda çekinceleri olduğunu ve yasanın Anayasa Mahkemesi tarafından incelenmesini istediğini belirtmişti. Anayasa Mahkemesinde tartışılan yasayla ilgili savunmasını yapacak olan İçişleri Bakanı Otto Schilly ise, Cumhurbaşkanının bu tutumunu bir provokasyon olarak görüyor. Schilly, “Cumhurbaşkanının belirli konulardaki hukuksal yaklaşımının farklı olabileceğini tabii ki saygıyla karşılıyoruz. Ancak biz bu görüşünün yanlış olduğunu düşünüyoruz. Bu yüzden de doğru ve anayasaya aykırı olmayan bir zeminde hareket ettiğimiz kanaatindeyiz” diye konuşuyor.

“Kimin hayatı daha değerli?”

Davacılar, Bakanın bu düşüncesini pek destekler görünmüyorlar. Öyle ki, insanlar her uçağa bindiklerinde kendi hayatlarının, olası bir terör tehlikesinde, örneğin o sırada uçağa hedef gösterilen bir gökdelende bulunan insanların hayatıyla kıyaslanacağını düşünüyorlar. İçişleri Bakanı Schilly, uçak içindeki yolcuların hayatlarının mı yoksa dışarıdaki insanların hayatlarının mı daha değerli olduğu konusunda bir pazarlığın olmadığını belirterek, “En kötü ihtimalden yola çıkacak olursak, zaten böyle bir durumda kaderleri belirlenmiş olan yolcular ölecek. Bu durumda, yani insanların kaderleri teröristlerin elindeyken, müdahale edebilir miyiz, yoksa edemez miyiz?” diye konuşuyor.

Hukukçuların uyarısı

Ünlü Anayasa hukukçuları, teröristler tarafından rehin alınan insanların böylesi bir durumda muhtemelen öleceklerinden yola çıkılarak yapılmaya çalışılan olasılık hesapları ve insan hayatının başka insanların hayatlarıyla kıyaslanamayacağı ve bu yönde bir pazarlığın yapılamayacağı konusunda uyarıda bulunuyor. Bu konuda son sözü söyleyecek olan Anayasa Mahkemesi ise kararını önümüzdeki yıl bahar aylarında açıklayacak.