Almanya’da göçmen tartışması büyüyor

Almanya’da 2007’nin son günlerinden bu yana suç işleyen gençlere verilen cezaların arttırılması tartışılıyor. Özellikle, yabancı gençler arasında suç işleyenlerin daha çok olduğunu savunan ve bununla mücadele edilmesi için gençlere verilen cezaların arttırılmasını öneren siyasetçi ise Hessen Eyaleti Başbakanı Roland Koch. 27 Ocak’taki seçimlere hazırlanan Koch’a Başbakan Angela Merkel’in yanı sıra, Hıristiyan Birlik Partili meslektaşlarından destek geldi.

"Tabu konu olmaz"

Merkel düzenlediği basın toplantısında Koch'a sahip çıktı. Merkel, konuyu yabancı gençlere odaklayarak seçim kampanyasına taşıyan parti arkadaşı Roland Koch’a desteğini yineledi. Hessen eyaleti Başbakanı Koch, eyalet seçimleri öncesinde yabancı gençlere yönelik cezaların sertleştirilmesi ve sınırdışıların hızlandırılması önerileriyle yoğun tepkiye yol açmıştı.

Merkel: “Seçim kampanyalarında tabu konular olamaz. Çünkü bunlar insanları etkileyen, ilgilendiren konular. Bu nedenle Roland Koch bu konuyu gündeme getirdi. Ve bu nedenle tüm Hristiyan Demokrat Birlik’in desteğine sahiptir.”

Bu tür tartışma konularında şimdiye kadar soğukkanlı ve tarafsız davranmayı tercih eden Merkel’in bu yoğun tepki ortamında Koch’a destek çıkması ise Alman basınında genelde, Hessen eyalet seçimlerinde partisinin içinde bulunduğu zorlu durumla açıklanıyor. Kamuoyu yoklamaları Hristiyandemokratların puanının düştüğünü gösteriyor.

”Şiddeti görmezden gelemeyiz”

Kamuoyuna yansıyan korkunç şiddet görüntüleri karşısında ne yapılması gerektiğini sormanın normal olduğunu belirten Merkel, bu konunun zaten 2003 yılından beri koalisyon hükümetinin gündeminde olduğunu, son olayın ardından yeniden gündeme geldiğini kaydetti: “Almanya’da çok fazla suç olayı olduğu, gençler arasında suçun çok yaygın olduğu konusunda inanıyorum ki buradaki herkes hemfikir. Şiddet suçlarının yarısının 21 yaş altındakiler tarafından işlendiğini düşündüğümüzde, bu görmezden gelebileceğimiz bir şey değil. Suç istatistiklerinin, bu şiddet olaylarının yaklaşık yarısının yabancı gençler tarafından işlendiğine işaret etmesi de görmezden gelebileceğimiz bir durum değil. Bu sorun karşısında tek boyutlu bir yanıt yok. Caydırıcılıktan cezalandırmaya tüm bir palet sözkonusudur.”

Ulusal Uyum Planı’nın önemi

Merkel, cezaların sertleştirilmesi konusunun eyalet seçimlerinin ardından da gündemde olacağı mesajını verdi. 2007 yılında yabancılar için kararlaştırılan Ulusal Uyum Planı’nın hayata geçirilmesinin hükümetin en büyük öncelikleri arasında yer aldığını kaydeden Merkel uyum sorunlarına hem Sosyaldemokratlar hem de Hristiyan Birlik partilerinin yıllar boyunca gerekli ilgiyi göstermediğini belirtti.

Merkel, eyalet seçimleri öncesinde koalisyonda gerginleşen ortama da değinerek, koalisyon içinde işbirliğinin süreceği konusunda iyimser olduğunu söyledi. 2008 yılının, koalisyonun vaadlerini yerine getirmesinde ve başarısının ölçümünde kilit yıl olacağını kaydeden Başbakan Merkel, ekonomi konusunda da olumlu bir tablo çizdi. Yeniden birleşmenin ardından 2007 yılında ilk kez bütçenin denk çıktığına dikkat çeken Merkel, uluslararası şartların zorlaşması nedeniyle 2008’in daha zor bir yıl olacağı mesajını da verdi.

Koalisyon ortağı Sosyal Demokrat Parti var olan cezaların yeterli olduğunu savunuyor; suçlu gençler için eğitim kampları kurulması veya yabancı gençlerin sınır dışı edilmesi gibi önerileri reddediyor. Sosyal Demokrat Parti Genel Başkanı Kurt Beck, konunun Hessen Başbakanı Koch tarafından seçim malzemesi yapıldığını her fırsatta dile getiriyor: “Bu tutumun seçimi kaybetme korkusu ile izlendiğini görüyorum. Ama, akıldan geçmeyen bir şey, dışarıya da yansımaz.”

Görüş ayrılıkları seçim meydanlarını aştı

İktidar ortakları arasındaki bu görüş ayrılıkları, seçim meydanlarının sınırını aşarak, Berlin’e, koalisyona kadar yansıdı. Hıristiyan Demokrat Birlik, Sosyal Demokratlara, tam olarak ne istediklerini anlatmaları, aynı hedefi paylaşıp, paylaşmadıklarını göstermek için bu hafta sonuna kadar süre tanıdı.

Koalisyon içinde iplerin gerilmesinde kuşkusuz, hafta sonunda Federal Alman Parlamentosu Sosyal Demokrat Parti Grup Başkanı Peter Struck’un yaptığı açıklamaların etkisi büyük. Zira, Struck, Münih’te yaşlı bir Alman’ın, biri Türk, diğeri Yunan iki genç tarafından dövülmüş olmasına sevinmiş olduğunu söylemişti.

Sosyal Demokrat lider Beck, Struck’u üstü kapalı bir şekilde eleştirirken, Hıristiyan Demokratlara da “biz görüşmelere açığız” mesajı verdi. Haftaya gergin başlayan koalisyondaki havanın, Pazartesi öğleden sonra yumuşamasının nedeni ise, Hıristiyan Demokratların, Koch’u yalnız bırakan açıklamaları…

Pofalla: Çocukları hapsetmeye niyetimiz yok

Gençlere verilen cezaların arttırılması ile ilgili önerilerinin kapsamını genişleten Koch, son olarak 14 yaşın altındaki çocuklar arasında da suç işleyenlerin olduğunu, bu nedenle cezai ehliyet yaşının düşürülmesini talep etti. Koch, bu kez taleplerine yandaş bulamadı.

Hıristiyan Demokrat Birlik Genel Sekreteri Roland Pofalla, “parti içinde hiç kimsenin çocukları hapse atmaya niyeti yok” açıklamasını yaptı. Koch, söylediklerinin yanlış anlaşıldığını savunsa da, yine 27 Ocak’ta seçimlerin yapılacağı Aşağı Saksonya Eyaleti Başbakanı Christian Wulff öneriye karşı çıktı: “Çocuk her yerde çocuktur, sorgulanması gereken ailelerdir. Burada ailelerin nasıl bir sorumluluk taşıdığına bakmak gerekiyor. Ancak, cezai ehliyet yaşının değiştirilmesini yanlış buluyorum.”

Hristiyan Birlik: Koch fazla ileri gitti

Hıristiyan Sosyal Birlik bile bu kez Koch’un fazla ileri gittiği görüşünde. İstatistikler ise Koch’un başbakan olduğu Hessen Eyaleti’nde gençler arasında suç işleme oranının, Almanya’nın diğer bölgelerinden daha yüksek olduğunu ortaya koyuyor. 1999-2006 yılları arasında, 14 ila 18 yaş arasında suç işleyen gençlerin oranı, Hessen’da yüzde 66, Almanya genelinde ise yüzde 28 arttı. Uzmanlar, cezaların arttırılmasıyla, suçun engellenemeyeceği görüşünü paylaşıyor. Frankfurt Yüksek Savcısı Klaus Pförtner de, Koch’un önerilerini sorumsuzluk olarak nitelendirdi: “Eğer bir eyaletin başbakanı, demokrasimizin temel ilkelerinden birini, yani adaleti, tembel veya yetersiz olarak tanımlayarak, küçük düşürecek açıklamalar yapıyorsa, bu demokrasiye yapılmış bir saldırıdır.”

Kolat: Irkçı söylemlere baz hazırlandı

Almanya Türk Toplumu Başkanı Kenan Kolat, Koch’un açıklamalarının ırkçı söylemlere baz hazırladığını öne sürüyor, Almanya’da bir siyasi etik kararı alınması gerektiğini savunuyor: „Tabii politikacılar ayrımcı, ırkçı yaklaşımlar dile getirdikleri için kimi zaman, bunların bir daha dile getirilmemesi için, Gentelmens‘ Agreement yani centilmenler anlaşması şeklinde de çevirebiliriz, bir davranış biçimi önermek istiyoruz. Bunu söyleyenlerin kınanması gerektiğini düşünüyoruz. Politikacılar böyle istedikleri zaman istedikleri şeyleri söyleyemesinler. Bu söylediğim şey yeni bir şey değil, bu basında da var. Basının ahlak ilkeleri diyoruz buna. İstenen şey bu zaten, bunun dışında başka bir şey istenmiyor.“

Roth: Korkular suistimal edilmemeli

Yeşiller Partisi eş başkanı Claudia Roth ise, Kolat’ı desteklediğini açık ve net bir şekilde ortaya koyuyor ve siyasi etik kavramı konusunda şunları söylüyor: „Kenan Kolat’tan gelecek böyle bir teklifin çok güzel bir teklif olduğunu düşünüyorum. Ben partinin başkanı olarak kendi partimin üyelerinin siyasi konularda açıklama yaparken, böyle bir siyaset etiğine bağlı olmalarını kabul etmeye hazırım. İnsanların korkuları suistimal edilmemeli. Ülkemizdeki azınlıkların sırtından seçim kampanyası yapılmamalı. Bir Alman Eyalet Başkanı’nın, Roland Koch’un yaptığı şekilde hareket etmesinden ben utanıyorum.“

Böhmer Rütli Okulu’nda

Diğer yandan entegrasyondan sorumlu Hristiyan Demokrat Bakan, Maria Böhmer ise, şehrin en sorunlu liselerinden biri olan Rütli Okulu’nda okul yönetimi ile görüşerek göçmen kökenli gençlerin sorunlarını nasıl çözebileceklerini ele aldı. Böhmer’e göre, gençlerin şiddete eğilimini önlemek için onlara bir gelecek perspektifi verilmesi gerekiyor. Ancak bunun yanı sıra Böhmer velilerin oynadığı önemli role de değiniyor: „Görüşmede ortaya çıkan diğer önemli bir nokta da velilerin eğitimini kuvvetlendirmemiz gerektiği oldu. Eğer aileler gerek dil, gerekse kültürel farklılıklar nedeniyle çocuklarını anlayamıyor ve yardımcı olamıyor ise, bu bizim zor bir durumla karşı karşıya olduğumuzu gösterir. Bu nedenle, ilerisi için yapacağımız çalışmalarda aileler merkezde olmalı. Tabii burada annelere de çok büyük bir pay düşüyor. O yüzden eğitim alanında anneler ile olan bağın daha da kuvvetlendirilmesi gerekiyor.“

”Oy vermeyin” çağrısı

Gençlerin cezalandırılması yaşının 14‘ün altına indirilmemesinde fikir birliğinin sağlanmasının ardından Hristiyan Birlik Partileri içinde gerginlik biraz azaldı. Ancak göçmenleri temsil eden dernekler tembihi elden bırakmak istemiyor. Almanya Türk Toplumu Başkanı Kolat, Hessen Eyaleti seçimlerinde oy kullanma hakkına sahip olan Türk kökenli Almanları Hristiyan Demokrat Parti’ye oy vememeye davet ediyor.