1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

Almanya'da göçmen babalara uyum desteği

Sabine Ripperger / Deutsche Welle29 Ocak 2009

Almanya'da yaşayan Türk kökenli göçmenlerin çocuklarıyla daha sağlıklı iletişim kurabilmeleri için tartışma grupları oluşturuldu. Göçmen babalar, haftada bir Berlin'de buluşup sorunlarını tartışıyorlar.

https://p.dw.com/p/Ghsf
Fotoğraf: picture-alliance/ dpa

Eğitimde ve çocukların yetiştirilmesinde babaların da gelecekte daha fazla sorumluluk üstlenmesi bekleniyor. Berlin’in Neukölln ilçesinde yaklaşık iki yıl önce başlatılan bir proje kapsamında, Türk kökenli erkek ve babaların katıldığı, ”Babalar Tartışıyor” adlı haftalık toplantılar düzenleniyor. Toplantılarda eğitim ve çocukların yetiştirilmesi gibi konular ele alınıyor. 2007 yılında sadece iki babanın katılımıyla başlayan pilot projeye günümüzde Berlinli 30 baba katılıyor.

Göçmen kökenli erkekler için, aile ya da eğitim ile ilgili problemler söz konusu olduğunda bir danışma merkezini ziyaret etmek kadınlara nazaran daha zor oluyor. Türk kökenli öğretmen ve psikolog Kazım Erdoğan, Almanya’da göçmenlerle ilgili pek çok projeyle ilgileniyor. Erdoğan, iki yıl önce Berlin'in Neukölln ilçesinde, “Babalar Tartışıyor“ adlı bir proje başlatmış. Erdoğan, lise öğretmenliği yaptığı sırada veli toplantılarına sadece annelerin geldiğini fark etmiş:

“Ve kendime şunu sordum: Babalar nerede? Bu gerçek, aklıma bir fikir getirdi. İzole olmuş bir şekilde yaşayan ve kendilerini açamayan babalar için de bir şeyler yapılmalıydı. Sadece bunlar üzerinde konuşulmamalı, onlarla birlikte eğitim ve öğretim hakkında tartışmalar yapılmalıydı. Bu düşünce projenin doğmasını sağladı.“

Yaşlılar torunları için geliyor

Tartışma gruplarında özellikle entegrasyon, eğitim, cinsellik, kadın hakları, şiddet gibi konular ele alınıyor. Katılımcıların yaşı 24’le 65 arasında. Yaşlılar torunları için katılıyor. Çünkü kendi çocuklarını yetiştirirken çok başarılı olmadıklarını düşünüyorlar ve hiç olmazsa torunlarıyla gelecekte daha iyi iletişim kurabilmeyi istiyorlar. Erdoğan, “Gençler, küçük yaşlarda dil gelişiminin sağlanması, çocukları için hangi okul tipinin daha iyi olduğu, kendisi ve partneri arasındaki ilişkileri nasıl daha iyi bir hale getirebilecekleri, cinsellik ile ilgili sorular ve Almanya’da çalışma, işsizlik gibi konularla ilgileniyorlar. Genç olanlar çoğunlukla yalnız yaşayan babalar. Evlendikleri zaman, bir gün yalnız yaşayan bir baba olacaklarını tahayyül bile etmemişlerdi“ diyor.

Oğlunu da tartışmalara götürüyor

Leyla Karadeniz de aile yardımı konusunda çalışan bir uzman. Kazım Erdoğan’ı yaklaşık yedi yıldır tanıyor. Her ikisi de üzerinde çalıştıkları problemin benzerlik gösterdiğini düşünüyor. Karadeniz, babaların eğitim ile ilgili konularda kendilerini geri çekip işi anneye bırakmayı tercih ettiklerini ifade ediyor ve “Bu nedenle babalar için, özellikle şimdi Türk kökenli olanlar için, kendilerini açıkça ifade edip fikirlerini paylaşabilecekleri, kendilerini bulup yardımcı olabilecekleri, eşlerine, çocuklarına ve gençlere yardım edebilecekleri bir ortam yaratma fikri ortaya çıktı“ diyor.

40'ına yaklaşan Muhammed, bu tartışma grubunun ilk katılımcılarından biri. Gençlik Sosyal Hizmetler Bürosu, üç çocuğuyla yalnız yaşayan Muhammed’e tartışma grubuna katılmasını önermiş. Son buluşmalardan birinde pek çok okulda bazı hapların satıldığını ve bunların uyuşturucu gibi yan etkileri olabileceği tartışılmış. Muhammed de bu konuyu 17 yaşındaki oğluyla konuştuğunu söylüyor. Muhammed, “Oğluma, okulda satılan bu hapların ağrı kesici ilaçlar olduğu ancak aynı zamanda uyuşturucu da olduklarını söyledim. Böyle bir şey görürse almamasını tembih ettim. Eğer bir şey olursa bana anlatmasını istedim. Sık sık okula gidip müdürle de konuşuyorum. O da boş durmuyor" diye konuşuyor.

Yeni nesil daha şanslı

Muhammed tartışma toplantılarına oğlunu da getiriyor. 36 yıldır Almanya’da yaşayan Süleyman ise emekli. Bu yabancı ülkeye ilk geldiğinde yaşadığı zorlukları hatırlıyor. O dönemlerde göçmenlere dil kursu verilmediğini söyleyen Süleyman, şimdi beş torunu için Almanya’da daha iyi bir gelecek diliyor. Süleyman, “Bizim zamanımızda çok çalışmaktan başka şansımız yoktu. Fakat şimdi çocuklarımızın burada mükemmel şekilde Almanca öğrenebilmeleri için pek çok fırsat var“ ifadelerini kullanıyor.