1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

Almanya'da demokrasi

Heinz Dylong / DW30 Ağustos 2004

Almanya’da Federal İstatistik Enstitüsü ile Siyasal Eğitim Merkezi’nin iki yılda bir yayınladığı ve geniş kapsamlı toplumsal verileri içeren ”Veri raporu” geçtiğimiz günlerde yayınlandı. Raporda demografik verilerden ekonomik duruma, Almanlar’ın demokrasiye bakışına değin birçok ilginç istatistik bilgi bulunuyor. Bu bilgiler ışığında Almanya’nın doğu eyaletleri ile batısı arasında önemli farklılıklar göze çarpıyor. Deutsche Welle’den Heinz Dylong’un yorumu:

https://p.dw.com/p/Aa1L

"Bir ülkenin yurttaşları, bu ülkedeki yönetim biçimini ne denli kabul ediyorsa, toplumsal gruplar arasındaki görüş ayrılıkları ne kadar az olursa, siyasal sistem de o denli sağlam, istikrarlı olur. Bu açıdan bakıldığında, Almanya’daki durum bizleri rahatlatıyor. Nitekim Federal İstatistik Dairesi’nin yayınladığı raporda, batı eyaletlerinde yaşayan Almanlar’ın yüzde 80’i Almanya’da uygulanan demokrasiyi en iyi yönetim biçimi olarak algılıyor.

Ancak doğu eyaletlerinde yaşayanların yalnızca yarısı, aynı görüşü paylaşıyor. Soru biraz değiştirilerek sorulduğundaysa durum değişiyor: Batı Almanlar’ın yüzde 90’ı, doğu Almanların’sa yüzde 80’i demokrasiyi genelde en iyi yönetim biçimi olarak görüyor.

Bunun nedenleri hakkında spekülasyona gitmeden düşünüldüğü zaman, bu farkın doğuda ve batıda beklentilerin değişik olmasından kaynaklandığını görmek mümkün. Örneğin, doğu eyaletlerinde yaşayan nüfusun devletten, batıdakilerden daha çok şey bekledikleri bilinen bir olgu. Devletse özellile sosyal alanda mali sıkıntı ve işsiszlik dolayısıyla bu beklentileri yerine getiremiyor.

Ekonomi Bakanı, devlet işyeri yaratmaz, sadece işyeri yaratılması için gerekli çerçeveyi hazırlar dediği zaman, bu doğrudur. Ancak bu söylemle Almanya’nın doğusunda yaşayanların duygularına hitap edememektedir. Çünkü bu nüfus, doğu eyaletlerine hangi tutarların aktığını sormaktan öte, daha çok kendi kişisel durumlarını gözönünde bulundurmaktadır.

Raporda demokrasiye ilişkin istatistikleri ciddiye almak gerekiyor. Doğu Almanya’da bir devrim, bir ayaklanma olmayacak. Burada yaşayan insanlar özgürlükçü demokratik temel düzene karşı değiller. Zaten sorun burada değil. Asıl sorun, demokrasiye inancın kaybolması, demokrasiye desteğin yok olmasında yatıyor.

Demokrasilerde ise katılımcı yurttaşlara gereksinim var. İster parti üyesi olsun, ister sendikalarda görev almış olsun, hatta sade bir vatandaştan başka birşey olmasın. Ancak en azından seçimlerde ülkedeki siyasetle ilgilendiğini gösteren bir vatandaş olsun. Tüm bunların yok olması, işte asıl tehlike.

Demokrasilerde ise zorlama olmadığından özgürlükçü katılım en önemli unsur. Bu nedenle demokrasiye, halkın kendisine inanmasını sağlamalıdır. Buysa, yönetenler ne derse desin ancak yurttaşların sorunları ciddiye alındığında başarılabilir. Yönetenlerin ise bu konuda daha öğrenmesi gereken çok şey var."