1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

Almanya yaratıcı fikirlerle milyarlar kazanıyor

(Deutsche Welle)28 Şubat 2009

Almanya'daki kültürel ve yaratıcı faaliyetlerin ticari hacmi yılda 132 milyar euroyu buluyor. Bu sektörde bir milyonun üzerinde kişi çalışıyor. Uzmanlar geleceği yeni yaratıcı projelerde görüyor.

https://p.dw.com/p/H2id
Fotoğraf: AP

Alman Ekonomi ve Teknoloji Bakanlığı, yaratıcı hizmetlerin ulusal ekonomideki yerini belirleyen bir araştırma yaptı. Sonuç şaşırtıcı: Almanya'nın kültür ve yaratıcı hizmetler sektöründen elde ettiği gelir, makine ve otomotiv endüstrisinden sonra üçüncü sırada geliyor.

Eskiden 'iş' sayılmazdı

Federal Almanya Cumhuriyeti'nin 1960 ve 70'li yıllarının entelektüelleri "Herkese kültür" görüşünü savunuyordu. Bu beklenti, kültürün toplumun genel refahı için önemli olduğu tezine dayanıyordu. Prognos adlı kamuoyu araştırma kuruluşunun uzmanlarından Olaf Arndt, kültür ve yaratıcılığın bir 'iş' olduğu yönündeki bakış açısının o yıllarda geri planda kaldığına değiniyor:

"Bu ekonomik yönüne hiç odaklanılmıyordu. Ayrıca kültür ve yaratıcılık gerektiren alanlarda birçok yan branşlar olduğunu da söylemek gerekir."

Bits und Bytes auf der CeBIT
Fotoğraf: AP

Kültür ve yaratıcı hizmetler sektörü 11 branşı kapsıyor. Bunlardan bazıları şöyle; Kazanç hedefli müzik, kitap, sanat, film ve televizyon sektörleri ve mimarlık, gazetecilik, reklamcılık ile bilgisayar oyunu programcılığı.

Kültür ve yaratıcı hizmetler sektöründen elde edilen gelir Almanya'nın toplam milli gelirinin yüzde 3'ünü oluşturuyor. Hatta bu branşlar yüzde 2 payı olan kimya endüstrisini bile geride bıraktı. Prognos adlı danışma firmasından Olaf Arndt, "En azından geçen yıla kadar bu branşların çok ilerlediği bir gerçek. Geçinebilecek kazanç olanakları sağladığının fark edilmesi bunda etkili oldu" görüşünü dile getiriyor.

Kriz etkilemedi

Kültür ve yaratıcı sektörlerin kat ettiği ilerlemeyi diğer branşlar kıskansa yeridir. Çünkü ekonomik kriz yılı 2008'de bile kültürel faaliyetlerden elde edilen gelir, yaklaşık yüzde 2 oranında arttı. Almanya'nın toplam milli geliri bile sadece yüzde 1,3 artış gösterebildi. Geçtiğimiz yıl kültür sektörünü işsizlik de etkilemedi, tam tersine çalışanların sayısında artış oldu.

Kültür ve yaratıcı hizmetler sektörünü diğerlerinden ayıran en büyük özelliği tek kişilik işletmelerinin fazla olması. Çoğunlukla bu branşlarda serbest çalışılıyor ve hızlı iş bağlantıları kurulabiliyor. Bu da iş yapısı ve alanlarının hızla değişmesine yol açarak, kültür ve yaratıcı hizmetler sektörünü dinamikleştiriyor. Bu branşların tüm cazip yanlarına karşın bir dezavantajı da var: Sektör olarak ciddiye alınmaması. Prognos adlı danışma firmasından Olaf Arndt'a göre bu noktada devlete görev düşüyor:

"Burada birlikte belirlenmiş bir süreç ve lobi çalışmalarının eksikliği görülüyor. Federal Hükümet'in bu noktada farklı piyasaların birbiriyle buluşabildiği, ortak kararlar alabildiği ve bilgi alış-verişi sağlayabileceği bir platform oluşturması isteniyor."

Uzman ağı önerisi

CeBIT - Computermesse in Hannover
Fotoğraf: AP

Uzmanlar ayrıca hükümetten, kültürel sektördeki etkinlikler hakkında bilgilendiren bir uzman ağı oluşturmasını ve branşa yönelik tartışma platformları için düzenli organizasyonlar yapmasını da istiyorlar. Kültür ve yaratıcı hizmetler sektörünün potansiyeli yalnız bu şekilde arttırılabilir. Çünkü şimdi pek çok gelir olanakları mevcut olsa da geçim sıkıntısı çekenler de hayli fazla. Kültürel alanda çalışanların sadece yüzde 40'ı yılda 50 bin euronun üzerinde kazanıyor. Pek çoğu ise geçimini sağlayacak kadar para kazanamıyor. Yine de kültür ve yaratıcı hizmetler sektörü dinamizmi sayesinde çalışanlara kendini sürekli geliştirme olanağı sağlıyor. Prognos adlı danışma firmasından Olaf Arndt, gelecek için umutlu konuşuyor:

"Biz, yaratıcı ve bilginin merkezde olduğu bir bilgi toplumuna doğru yol alırken tam da bu alanda aktif olmalıyız. Geleceği olan bir branştan söz ediyoruz. Tespit ettiğimiz tüm problemlerine karşın yine de cazip bir branş."