1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

Almanya da tehdit altında

Marcel Fürstenau18 Mayıs 2004

Alman Anayasayı Koruma Dairesi’nin İçişleri Bakanı Otto Schliy’nin dün açıkladığı 2003 yılı raporunda, Almanya’nın iç güvenliğini tehdit eden unsurların başında yabancıların mensup olduğu radikal ve terörist grupların bulunduğu belirtildi. Marcel Fürstenau’un haberi...

https://p.dw.com/p/AbHP
Anayasayı Koruma Dairesi'nin yıllık raporunu İçişleri Bakanı Otto Schily kamuoyuna açıkladı...
Anayasayı Koruma Dairesi'nin yıllık raporunu İçişleri Bakanı Otto Schily kamuoyuna açıkladı...Fotoğraf: dpa

Anayasayı Koruma Dairesi’nin hazırladığı 2003 yılı raporunda yer alan bilgilere göre, Almanya en başta İslami kökene sahip, şiddet yanlısı tehlike odaklarının tehdidi altında bulunuyor. 2003 yılı itibariyle Almanya’da yaşayan 7.3 milyon yabancının üç milyonu Müslümanlar‘dan oluşuyor. Bu nüfusun ancak %1’inin radikal bir grubun mensubu olduğu tahmin ediliyor.

Raporda yer alan verilerde de bunların toplamı, 24 örgüte bağlı 31 bin kişi olarak rakamlandırılıyor. Yine bunların büyük bölümünü ise Türkiye kökenli altı örgütün 27 bin 300 yandaşı oluşturuyor. İçişleri Bakanı Otto Schily, buna karşılık bu grupların etki alanlarıyla sempatizan tabanlarının umulandan geniş olduğu kanısında.

Alman İçişleri Bakanı Schily, ”Bu aşırı grupların çoğu militanı Almanya’daki varlığını, uluslararası jargonda ‘sleeper‘ diye geçen, ‘uyuyan terörist‘ olarak sürdürüyor. Ancak yaptığımız saptamalara göre, bu grupların arasında saldırı hedefi olarak pekala Almanya’yı seçebilecekler de var" diye konuştu.

Nasıl yandaş topluyorlar?

Otto Schily’ye göre bu örgütler, ”İslami Merkez” ya da ”Cami” gibi kalabalıkların biraraya geldiği mekanlarda, özellikle gençlere yönelik ”ayırımcı propaganda ve işlerlikleriyle” yandaş ve sempatizan topluyor. Anayasayı Koruma Dairesi, bu tür grupları ”fanatik ve dinci” olarak sınıflandırıyor.

Bu gibi gruplarda en fazla tehlike arzeden türü ise, nihai çözümü ”cihad” diye tanımlanan ”kutsal savaş”ta görenlerin arasından çıkıyor. Schily, İslami terörün, yüzlerce insanın canına mal olan Türkiye ve İspanya’daki örneklerinden yola çıkarak, Almanya’nın da bu tür bir saldırının hedefi ülke olabileceğini belirtiyor. Schily sözlerini şöyle sürdürdü:

”Tehlike arzeden bu grupların günün birinde hedef olarak Almanya’yı da seçebileceğinden yola çıkmamız gerekiyor. El Kaide cephesinden ulaşan terör tehditleri arasında Almanya’nın adı da sıkça, sözkonusu terörist eylemlerin planlandığı devletlerin arasında geçmekteydi...”

Neden Almanya?

Otto Schily, Irak’taki savaş etkinlikleri arasında yer almadığı halde neden Almanya’nın hedef seçileceği sorusuna karşılık olarak ise Almanya’nın terörizme karşı Afganistan’da en ön safta savaştığını hatırlatarak, bu ülkede ulusal ordunun ve ulusal polis teşkilatının eğitimi ve yapılanmasında da Almanya’nın görev üstlendiğini anımsattı.

Almanya demokrasisini tehdit eden aşırı sağ ve aşırı sol örgüt mensuplarıyla bunların eylemlerindeki sayının ise son yıllardaki belirgin düşüş eğilimini sürdürdüğü kaydedildi. Aşırı sağcı örgüt mensuplarıda sayının 2003’te %8 oranında azalarak 41.500’e düştüğü, aşırı solcu sayısının ise 31 bin civarındaki eski düzeyini koruduğu belirtildi.