1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

120509 Bundespräsidentenwahl Trendsetter

14 Mayıs 2009

Bu yıl genel seçimlerin düzenleneceği Almanya'da 23 Mayıs'ta 10'ncu cumhurbaşkanı seçiliyor. Merkez sağ partilerin desteğiyle bu göreve gelen Horst Köhler, 5 yıllık ikinci bir dönem için tekrar adaylığını koydu.

https://p.dw.com/p/HpUQ
Almanya Cumhurbaşkanı Horst Köhler
Almanya Cumhurbaşkanı Horst KöhlerFotoğraf: picture-alliance/ dpa

Willy Brandt'ın, Almanya'nın ilk sosyal demokrat başbakanı olarak seçilmesinden altı ay önce, ilk sosyal demokrat Cumhurbaşkanı Gustav Heinemann'ı göreve gelmişti. Willy Brandt'ın 1969'daki Federal Meclis seçimleri için yürüttüğü kampanya sırasında mücadele ettiği konularla, Gustav Heinemann'ın cumhurbaşkanlığı koltuğunu devraldığında yaptığı konuşmanın konuları bire bir aynıydı. Heinemann konuşmasında, "İkinci Dünya Savaşı'ndan 24 yıl sonra, hala doğudaki komşularımızla uzlaşma sağlamak en önemli ödevimizi oluşturuyor. Artık Avrupa'daki barışın sürekliliğinin sağlanmasıyla ilgili etraflı bir görüşmenin yapılmasının zamanı gelmiştir." diyordu.

Seçmenler, Willy Brandt'ı da yine buna benzer bir konuşmanın ardından göreve getirdiler. Heinemann, esen değişim rüzgarlarını başlatan kişi değildi, ancak yaşanan değişimin bir sonucu olarak cumhurbaşkanlığı koltuğuna oturdu. Zaten liberaller, Heinemann seçilmeden önce desteklerini Hristiyan Demokratlardan çekip, Sosyal Demokratlara kaydırmaya başlamışlardı. Liberal Hür Demokrat Parti, önce gizli oylama sırasında oylarını Heinemann'a verdi, ardından da başında Willy Brandt'ın bulunduğu Alman Sosyal Demokrat Partisi ile koalisyon hükümeti kurdu. Almanya siyaseti bir daha bu kadar keskin bir dönüşe sahne olmadı.

Bayrağı Hristiyan Demokratlar devraldı

Heinemann'ın zaferinden on yıl sonra, Hristiyan Demokratlar benzer bir atakla iktidara gelmek için kolları sıvadı. Ancak 1976 yılında seçim zaferinin kıyısından döndüler. Bunun sonucu olarak Hristiyan Demokrat Birlik Partisi (CDU) ve Hristiyan Sosyal Birlik Partisi (CSU) 1979'da federal mecliste çoğunluğu sağlayarak Karl Carstens'i cumhurbaşkanı seçtiler. Ancak 1980 yılındaki müteakip parlamento seçimlerde sosyal demokrat başbakan Helmut Schmidt liberallerle ittifak yaparak koltuğunu korumayı başardı.

Ancak ardından Almanya erken seçime gitti ve liberaller 1982 yılında desteğini Sosyal Demokratlardan çekince, Hristiyan Demokrat Helmut Kohl'ün 16 yıl süren başbakanlık dönemi başladı. Diğer yandan Hristiyan Demokrat kökenli Cumhurbaşkanı Roman Herzog 1997 yılında sarf ettiği sözlerle beklenmedik bir değişime sebep oldu. Herzog, yaptığı ünlü konuşmasında "Almanya'nın bir atılım yapması gerekiyor. Alıştığımız sosyal ve ekonomik yapıya veda etmeliyiz." sözleriyle, Almanya siyasetindeki durağanlığı eleştiriyordu.

Bu konuşmadan yalnızca bir yıl sonra seçmenler, Kohl yerine, sosyal demokrat Gerhard Schröder'i başbakan olarak seçti. Bir sonraki cumhurbaşkanı da yine bir sosyal demokrat olan Johannes Rau oldu. 2004 yılında ise Hristiyan demokratlar, liberallerin desteği ile Horst Köhler'le cumhurbaşkanlığı koltuğunu geri aldı. Hemen akabinde başbakan olarak da Hristiyan Demokrat Birlik Partisi lideri Angela Merkel seçildi.

Süper seçim yılı

İçinde bulunduğumuz yıl Almanya'da süper seçim yılı olarak adlandırılıyor. 23 Mayıs’taki cumhurbaşkanlığı seçimlerini, 27 Eylül'deki federal parlamento seçimleri izleyecek. Bunun dışında 7 Haziran'da Avrupa Parlamentosu seçimleri başlayacak ve eyalet seçimleri Ağustos ayında Saar, Saksonya ve Thüringen eyaletleriyle devam edecek. Bu seferki seçim maratonunun nasıl bir etkileşim yaratacağınıysa şimdiden kestirmek mümkün görünmüyor.


Peter Stüzle / Çeviri: Banu Ertek
Editör: Hülya Köylü

Almanya'nın cumhurbaşkanları bir arada
Almanya'nın cumhurbaşkanları bir aradaFotoğraf: picture-alliance / dpa