1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

Alman Gizli Servisi 50 yaşında

Alexander Andreev1 Nisan 2006

Alman hükümeti savaşı reddetmesine rağmen Alman Gizli Servisi’nin (BND) Amerikan ordusuna Irak’ta, hedef belirleme konusunda destek verdiği iddası, günlerce tartışıldı. Bu konu, Federal Dış İstihbarat Dairesi’nin karıştığı tek skandal da değil. Berlin duvarının kurulacağına dair işaretler mevcutken duvar inşaatına geç tepki vermesi da hala hatırlarda. Dün 50 kuruluş yıldönümünü kutlayan Federal Dış İstihbarat Dairesi’nin tarihçesi:

https://p.dw.com/p/Aa8L
Kurum geçtiğimiz aylarda Irak Savaşı'yla ilgili olarak eleştiri oklarına hedef oldu
Kurum geçtiğimiz aylarda Irak Savaşı'yla ilgili olarak eleştiri oklarına hedef olduFotoğraf: AP

Dünyanın dört bir yanında 6000 kadar çalışanı bulunan Federal Dış İstihbarat Dairesi’nin kuruluşu bile hala tartışma konusu. 2. Dünya Savaşı’ndan sonra Amerikan Gizli Servisleri’ne destek sağlama amaçlı oluşturulan kurum, ancak 1 Nisan 1956’da şimdiki adını aldı. Tartışma yaratan yönü ise ilk yöneticisinin, eski Nazi Tüm Generali Reinhard Gehlen olmasıydı. Gehlen Soğuk Savaş’ın ilk yıllarında Amerikalılara edindiği gizli bilgileri aktarmakla kalmadı, ekibine çok sayıda eski Nazi subayını da dahil etti.

Kurulma amacı

Kurulma amacı, Sovyetler Birliği başta olmak üzere tüm Doğu Bloku ile ilgili gizli istihbarat toplamaktı... Varşova Paktı tarafından Amerikan Merkezi Haber Alman Teşkilatı CIA’den sonra “iki numaralı düşman” ilan edilen Alman Gizli Servisi, CIA’ın aksine dünya genelinde etkili olamadı. İki Almanya ajanları arasındaki düelloda da kayededeğer bir başarı da ortaya koyamadı. Eski Doğu Almanya’da çok sayıda ajanının ele geçmiş olması ya da bazı ajanlarının taraf değiştirmesi, Federal Dış İştihbarat Dairesi deyince hemen akla geliveren skandallar.

Soğuk Savaş sonrası

Soğuk Savaş sona erdikten sonra kurum, kimlik arayışına girişti. O dönemi eski Başbakanlık Gizli Servisler Koordinatörü Bernd Schmidbauer şöyle anlatıyor:

“Dünya 1989-90 yıllarında inanılmaz bir hızla değişti. Artık eskisi gibi iki kutuplu bir dünayda yaşamıyorduk. Herşey daha şeffaftı. Artık demir perde yok, Sovyetler, ya da Varşova Paktı da öyle. Komünizm bir gece de yok oldu. Ama karşı karşıya olduğumuz yeni tehditler var. Bu tehditlerle ancak gizli servisler arasında işbirliği sağlayarak mücadele edebiliriz.”

Söz konusu yeni tehditlerin başlıcaları ise terörizm, organize suçlar, silah, insan ve uyuşturucu ticareti ile kara para aklama. İlk bakışta sayılan bu tehditlerle ilgili bilgi toplama bir dış istihbarat teşkilatının göreviymiş gibi görülmese de, Alman yasaları bu suçlarla müacdeleyi de ulusal ve dış güvenlik politikasına dahil ediyor. Kurum yetkililerine göre, Alman hükümeti dış politika, savunma ve güvenlik politikasıyla ilgili kararlar alabilmek için bazen, sadece gizli yoldan elde edilebilecek bilgilere ihtiyaç duyuyor. Bu bilgileri temin etmekse Federal Dış İstihbarat Dairesi’nin görevi.

BND’nin yetkileri

Kurumun yetkileri, pek çok başka ülke gizli servisinin aksine net bir şekilde sınırlandırılmış durumda. Buna göre kurum, sadece yurtdışında istihbarat toplamakla görevli, ayrıca Federal Meclisi’in ilgili komisyonun denetimine tabi.

Federal Dış İstihbarat Dairesi’nın son yıllarda Doğu Avrupa gizli servisleriyle işbirliği içinde organize suç örgütleriyle kaçakçıların rotalarını tespite çalışıyor. Kurumun Ortadoğu hakkındaki bilgi birikimi de terörle mücadelede önemli görülüyor. Bu yetkinliği akıllara, “Öyle ise Federal Dış istihbarat Dairesi’nin Irak’ta Amerikalıları bilgilendirmesi tesadüf değil” kanısını getiriyor. Bu olayın meydana geldiği dönemde, gizli servislerden sorumlu olan, şimdiki Dışişleri bakanı Frank-Walter Steinmeier Federal Meclis’te konuyla ilgili şunları söylüyordu:

“ABD ile Irak konusunda görüş ayrılığı yaşadık ama gizli servişslerimiz arasındaki işbirliğini pek tabi kesmedik. Tavrımız doğruydu, çünkü Birleşik Amerika aramızdaki görüş farkına rağmen ortağımız ve müttefikimiz olarak kaldı. Tavrımız doğruydu, çünkü iki ülkenin de ortak düşmanı uluslararası terörizmdi ve hala da öyle.”