1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

Alman generallerden öz eleştiri

Sabine Kinkartz/DW31 Ekim 2006

Kafatasıyla poz veren Alman askerleriyle ilgili tartışmalar sürerken üç asker daha itirafta bulundu. Böylece fotoğraf skandalında şüpheli sayısı 20’ye yükseldi. Bu arada Alman ordusunun yurtdışındaki görevlerinin sınırlandırılmasını talep eden sesler giderek yükseliyor.

https://p.dw.com/p/AZe8
Afganistan'daki skandaldan sonra Almanya Savunma Bakanı Jung, Bosna-Hersek’teki Alman birliklerini aşamalı olarak çekeceklerini duyurdu.
Afganistan'daki skandaldan sonra Almanya Savunma Bakanı Jung, Bosna-Hersek’teki Alman birliklerini aşamalı olarak çekeceklerini duyurdu.Fotoğraf: picture-alliance / dpa

Afganistan’da ellerinde kafatasıyla fotoğraf çektiren Alman askerlerin skandalının yankıları sürüyor. Tartışmalar sürerken üç askerin itirafta bulunduğu açıklandı. Böylece fotoğraf skandalında şüpheli sayısı 20’ye yükseldi. Kafatası ile çekilen fotoğraflarda rol aldıklarını itiraf eden üç asker, Schleswig-Holstein eyaleti Bad Segeberg kasabasındaki Lettow-Vorbeck kışlasında görev yapıyor. 182 numaralı tankçı birliği komutanı General Christoph Munzlinger, birlikten üç askerin Cuma günü fotoğraflarla ilgili sorumluluklarını itiraf ettiklerini açıkladı. Alman Savunma Bakanlığı Sözcüsü Thomas Raabe, olaya karışmış subay bulunmadığını kaydetti.

İtirafta bulunan üç askerden birinin kafatasıyla poz veren kişi olduğu, diğerinin fotoğrafları çektiği ve üçüncüsünün seyrettiği belirtiliyor. Askerlerden birinin sonradan fotoğrafları silmeye çalıştığı, ancak kopyaların çoğaltılmış olduğu da kaydedildi. Sorgulamada askerler yolda kemiklerle oyun oynayan Afgan çocuklara rastladıklarını, kendilerinin de durarak o an fotoğrafları çektiklerini, poz vermek için özellikle kafatası aramadıklarını kaydettiler.

General Munzlinger, askerlerin sorgulamada çok pişman olduklarını, hata yaptıklarını kabul ettiklerini, ancak yine de olanların affedilemeyeceğini ifade etti. Lübecker Zeitung gazetesine konuşan General Munzlinger, askerlerin Almanya’nın itibarını zedelediğini ve Afganistan’da Alman askerlerinin karşı karşıya bulunduğu tehlikenin şimdi daha da büyüdüğünü sözlerine ekledi. Baş suçlunun askıya alındığı, diğerleriyle ilgili soruşturmanın sürdüğü ve davanın askeri mahkemeye intikal ettiği de bildirildi.

"Görev sınırlandırılması"

Skandal, Alman ordusunun yurtdışındaki görevleriyle ilgili tartışmalara da yansıdı. Dışişleri Bakanlığı Müsteşarı Gernot Erler görevlerin açık bir şekilde sınırlandırılması gerektiğini vurguladı. Almanya’nın üstlendiği görevleri gerçek anlamda güvenilir bir şekilde, başarıyla yerine getirmek istediğini belirten Erler bu durumda görev sayısının giderek artırılmasının söz konusu olamayacağını kaydetti. Erler, “Dünyanın herhangi bir yerinde bir kriz ya da çatışma çıktığında AB göreve çağrılıyor ve gözler doğrudan Almanya’ya çevriliyor gibi bir durum var ortada. Kongo’da böyleydi, Lübnan’da da. Tabii ki bu böyle devam edemez. Kamuoyu önünde bunun bir sınırı olduğunun açıklıkla söylenmesi gerek,“ diye konuştu.

Erler, Almanya Savunma Bakanı Franz-Josef Jung’un, Bosna-Hersek’teki birlikleri aşamalı olarak geri çekme açıklamasını da memnuniyetle karşıladığını belirtti ve Bosna-Hersek’te askeri görevlerin polise devredilmesinin zamanı geldiği görüşüne de katıldığını vurguladı.

Generaller rahatsız

NATO’ya bağlı Kosova Barış Gücü’nün eski komutanı General Klaus Reinhardt da bu görüşü paylaşanlardan. Yabancı askerlerin üstlendiği görevlerin artık yerel makamlara devredilmesi gerektiğini belirten Reinhardt, Alman hükümetini de yurtdışı görevlerde strateji sahibi olmamakla suçladı. Alman General, “Balkanlar’da bir stratejimiz bulunmadığını düşünüyorum. Balkanlar’da yaşananlar birlikte değerlendirilmek zorunda. Çünkü Kosova’da olan birşeyin Makedonya’ya, Bosna’ya, Sırbistan’a da etkileri var. Afganistan’da da bir strateji göremiyorum. Ülkede asayiş ve güvenliği, iç ve dış istikrarı sağlamak için asker göndermek yetmiyor. Bu tür bir görevin başarısı sadece istikrarlı bir hükümet kurulması ve her şeyden önce halka istikrarlı yaşam koşulları sağlanmasıyla mümkün olur,’’ diyerek düşüncelerini dile getirdi.

Reinhardt bu görüşünde yalnız değil. Ordunun önde gelen generalleri arasında benzer görüşleri açıklayanların sayısı giderek artıyor.