Alman ekonomisinde tahmin borsası
17 Şubat 2005Almanya’da birşey büyüyorsa, o da tahminler piyasası. Her gün bir uzman ya da kendisini uzman ilan eden biri çıkıp bir tahminde bulunuyor, tahminini savunuyor, düzeltiyor ya da sorguluyor. Bu durum, Ekonomi Bakanı Wolfgang Clement’in hoşuna gitmese de kendisi de tahminler kervanına katılmadan edemiyor. Sonuçta kimse neyin ne olacağını bilmiyor.
Buna son örnek, geçtiğimiz yılın son üç ayında kaydedilen zayıf veriler nedeniyle 2004 yılı GSYİH’nın yüzde 1.7’den 1.6’ya çekilmesi. Bu resmi düzeltme tamamen sürpriz oldu, çünkü bazı uzmanlar tam tersine yukarı doğru bir düzeltme bekliyordu. Ekonomistler bunun üzerine büyüme tahminlerini aşağı çekti.
Alman ekonomisi yol ayırımında
Ekonomi uzmanları Alman ekonomisinin bir yol ayrımında bulunduğu konusunda hemfikir. Ya iç talep sonunda artacak ve konjonktürde rahatlama yaşanacak ya da Almanya yine minimal bir ekonomik büyümeyi kabullenmek zorunda kalacak ve bunun sonucu olarak istihdam piyasasında ve talepte yaşanan kriz tırmanacak.
Şimdiye kadar Almanya’da yaşanan, ihracatın patlaması, birkaç ay sonra da iç piyasanın hareketlenmesi idi. Bu durum sonuçta ekonomik büyümeye de büyük katkıda bulunuyordu. Ancak elli yıl boyunca işleyen bu sistem, üç yıllık durgunluğu geride bırakan Alman ekonomisinde geçtiğimiz yıl işlemedi. Alman ihracatındaki patlamadan, Alman şirketlerinin giderek yatırımları yoğunlaştırdığı başka ülkeler kar etti. Yurtdışında yapılan yatırımlar sözkonusu ülkelerde istihdamı artırırken Almanya’da istihdam sorunu artarak sürdü.
İç piyasada iyileşme
Diğer yandan, Alman iç piyasasında işlerin yoluna girmeye başladığını gösteren işaretler de çoğalıyor. Halkın satın alma isteği de yatırımlar da artıyor. Anketler, dört yıldır ilk kez iç talebin büyümeye bu kadar güçlü katkı gösterdiğini ortaya koyuyor. 2001 yılı başından bu yana yatırımlarda yaşanan tıkanma da giderek açılıyor.
Alman Sanayi ve Ticaret Odası’nın tahminleri doğru çıkarsa Alman ekonomisinde büyüme oranları yükselip, kalıcılaşabilecek. Borsada patlamanın yaşandığı 2000 yılında büyüme yaklaşık yüzde 3 olarak gerçekleşmiş, tasarrufların oranı yüzde 9.7’ye düşmüştü. Şimdi ise işini kaybetme korkusu ve sosyal şartların kötüleşmesi nedeniyle tasarruf oranı yeniden yüzde 10.9’a yükselmiş durumda.
Ancak tasarruf oranının iç talebe önemli bir etkisi yok. Çünkü insanlar tasarruflarını genelde evlerinde değil, bankalarda tutuyorlar, dolayısıyla tasarruflar da ekonomi çarkının içinde dolaşımını sürdürüyor. Önemli olan paranın nereye yatırıldığı, yatırımın Almanya içine mi, yoksa dışına mı yapıldığı.