1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

Akdeniz Birliği’nde niyet doğru, tarz yanlış

Bernd Riegert15 Mart 2008

AB devlet ve hükümet başkanları Brüksel zirvesinde Akdeniz Birliği projesini onayladılar. Deutsche Welle editörü Bernd Riegert, yorumunda, projeyi fikren doğru buluyor, ancak gündeme getirilme şeklini eleştiriyor.

https://p.dw.com/p/DOvh
Bernd Riegert
Bernd RiegertFotoğraf: DW

Slovenya Başbakanı Janez Jansa, dönem başkanlığındaki ilk Avrupa Birliği liderler zirvesini sıkıntılı bir yüz ifadesiyle açtı. Sıkıntısının başlıca nedeni, ekonomik büyüme ve enerji tedariki güvencesinin konuşulmasını beklediği zirvenin gündemine Fransa Cumhurbaşkanı Nicolas Sarkozy’nin dayattığı Akdeniz Birliği projesiydi. Sarkozy, düzenlediği basın toplantısında, zaman zaman cep telefonundan mesajlaştığı Almanya Başbakanı Angela Merkel’in de Akdeniz Birliği projesine destek verdiğini ileri sürüyordu.

Oysa Merkel Sarkozy’nin Akdeniz Birliği projesini sulandırmış, özellikle kuzeydeki ülkeler açısından sıkıntı verici noktaların törpülenmesini sağlamıştı. Merkel’e göre Akdeniz Birliği yalnızca Akdeniz’e kıyısı olanların değil, birlik üyelerinin tamamının projesi olmalıydı.


Barselona’dan tanıdık bir girişim

Aslında Akdeniz Birliği dediğimiz, 1995 yılında başlatılan eski Barselona sürecinin canlandırılmasından başka bir şey değil. Barselona süreci, Kuzey Afrika ve Ortadoğu ülkeleriyle yakınlaşmayı ve Avrupa Birliği’nin bu ülkelerle ortak ekonomik bölge oluşturmasını hedefliyordu. Barselona sürecinde yaşanan zorluk, Brüksel’in proje için yeterince girişimde bulunmamasından kaynaklanmıyor. Burada özellikle Akdeniz’in güney yakasındaki ülkelerin gönülsüzlüklerinin altını çizmek gerekiyor. Barselona sürecinin adını Akdeniz Birliği olarak değiştirip Sarkozyvari renkli bir sunumla allayıp pullamak projeye ne kadar ivme katar, bunu artık bekleyip göreceğiz.

Fas’tan Suriye’ye Akdeniz Birliği’nde yer alması hedeflenen partnerlerle görüşmeleri, bu projeye pek de sıcak bakmadığı bilinen Avrupa Birliği Komisyonu’nun yürütmesi kararlaştırıldı. Kuruluş zirvesi Fransa'nın AB dönem başkanlığını devralmasının ardından, 13 Temmuz’da Paris'te düzenlenmesi kararlaştırılan Akdeniz Birliği, belki bu tarihe kadar biraz daha olgunlaşır. Terörle mücadeleden göçe, ekonomik işbirliğinden Ortadoğu sorununa tarafların işbirliği yapabileceği birçok alan sözkonusu.

Ankara artık kaygılanmasın

Akdeniz, ihmale gelmeyen, stratejik önemde bir bölge. Akdeniz Birliği’nde niyet doğru, ancak bunun hayata geçiriliş tarzında, zaman zaman tanık olduğumuz, Avrupa’ya özgü o garip tantana bir kez daha sergilendi. Türkiye’nin de Avrupa Birliği tam üyeliği yerine Akdeniz Birliği üyeliği ile yetinmek zorunda kalma kaygısı duymasına gerek yok. Bu planını daha önce sık sık dile getiren Sarkozy Brüksel’de vurgulamadı. Büyük ihtimalle artık kendisi de Ankara’nın böyle bir teklifi yetersiz bulacağına artık kanaat getirmiş durumda.