Afganistan'da saldırı gerginliği

20 yılı aşkın bir süre devam eden savaş ve karmaşa Afganistan’ı barut fıçısına çevirdi ve bu ülkede muazzam bir imha potansiyeli oluştu. Hafif silahlardan, mayın ve tanksavar roketlerine, obüs ya da top mermilerine kadar her türlü sahipsiz mühimmatın bulunduğu bu ülke aynı zamanda da kelimenin tam anlamıyla bir mayın tarlası. Yüzölçümüne göre dünyanın en çok mayın döşenmiş ülkelerinden biri olan Afganistan’da silahlı kazaların meydana gelmemesi mucize olurdu.

Daha mayıs ayı başlarında Bağlan’daki bir cephaneliğin havaya uçması sonucu 30 kişi ölmüştü. Uluslararası Güvenlik ve Destek Gücü İsaf’ın sözcüsü Karen tissot von Patot iki Alman askerinin ölümüyle ilgili olarak şunları söylüyor.:

“Cephanenin, illegal depolarda muhafaza edildiğine daha önce de sık sık şahit olduk. Bu vurdumduymaz davranış çok tehlikeli neticeler doğurabiliyor. Son olay, bu tür cephaneliklerin neden olabileceği tehlikeleri trajik bir şekilde yeniden gözler önüne serdi.“

Ülkedeki silahların tamamı toplanamadı

BM silahsızlandırma programı çerçevesinde polis ve ordu tarafından şimdiye kadar toplanan silah ve mühimmat devede kulak kalıyor. Afganistan silahsızlanma programı direktörü Peter Babbington şöyle konuşuyor:

“Cephaneyi sadece belirli bir süre için muhafaza edebilirsiniz. O sürenin aşılmaması gerekiyor. Ancak burada 10-15 yıl önce depolanan cephaneler mevcut ve çok sağlıklı şartlar altında depolandığı da söylenemez. Hatta bazen açık alanlar ya da rutubetli bodrum katları bile bu iş için kullanılıyor… Ve hiç beklenmedik bir anda cephanelik havaya uçabiliyor.“

Son saldırı kuşkulu

Mayın ve top mermilerinin kasıtlı olarak kullanılması da tabii ki mümkün. Cumartesi günkü patlamanın kaza eseri meydana geldiğinden bazı Afgan güvenlik çevreleri kuşkulular. Suç örgütleri ve uyuşturucu şebekeleri istikrarsızlaktan yararlandıkları için ülkenin silahsızlandırılmasını istemiyorlar. Uluslararası barış gücünün varlığı bu çevreleri rahatsız ediyor. Haşhaş ekimi ve uyuşturucu ticareti yabancı askerler açısından büyük hayati tehlike oluşturuyor. Yabancı birliklere en yoğun direniş güneyde gösteriliyor. Afgan birliklerinin desteğindeki Amerikan muharip birlikleri Taliban ve El Kaide militanlarıyla kıyasıya çarpışıyorlar. Bombalı suikastler ve intihar saldırıları sürekli artıyor. Afganistan Dışişleri Bakanı Abdullah Abdullah endişelerini şöyle dile getiriyor:

“Son zamanlarda güvenliği tehdit eder mahiyetteki bu tür olayların sayısında bir artış olduğu muhakkak. Bu durum bizi ve dost ülkeleri endişelendiriyor tabii. Asayişe yönelik tedbirlerin artırılması konusunda gerek hükümet gerekse halk olarak daha fazla gayret göstermemiz gerekiyor. Bunun için de komşularımızla ve uluslararası toplulukla işbirliğini artırmamız kaçınılmaz.“

Şiddet artacak

Kabil yönetimi Eylül ayındaki genel seçimlere kadar şiddetin daha da artmasını bekliyor. İSAF ve Amerikan ordusu bu nedenle binlerce askerle takviye edilecek. Geçen yılın ekim ayında yapılan devlet başkanlığı seçiminde bu strateji işe yaramış ve halkın canından emin bir şekilde sandık başına gitmesi mümkün olmuştu.