290110 Spenden Medien
2 Şubat 2010Haiti’de 12 Ocak’ta meydana gelen deprem felaketinden sonra ülkeye büyük bir bağış akışı yaşandı. Yardım projeleri için milyonlarca euro yardım sözü verildi. Hatta Mart ayında Haiti’ye yardım için uluslararası bir yardım konferansının düzenlenmesi planlanıyor. Oysa 2008 yılında büyük bir kasırga felaketi yaşayan Haiti’ye destek için ancak on binli rakamlara ulaşılabilmişti. Peki, şimdiki değişikliğin nedeni ne? İnsanlar ne zaman bağış yapıyor ve medya bağışlarda nasıl bir rol oynuyor?
Deprem ya da sel gibi felaketler sonrasında, bazı yardım faaliyetlerinde kısa sürede çok fazla bağış toplanabilirken, bazılarında ise neredeyse hiçbir şey elde edilemiyor. Örneğin beş yıl önce, Hint Okyanusu’ndaki tsunami felaketinden sonra uluslararası alanda bağış toplanması kısmen daha kolay oldu. Öncelikle bölgede, çok fazla turist vardı. Televizyonlar bölgeden görüntüler geçebiliyordu. Bunun yanı sıra bölge, ekonomik açıdan da çok ilgi çeken bir yerdi ve hâlâ da öyle. Oysa Haiti'de durum biraz farklı. Alman Bağış Konseyi’nden Ulrich Pohl nedenlerini şöyle açıklıyor:
"Haiti’de durum çok farklı. Az sayıda turist var ve çok az ekonomik ilişki söz konusu. Ayrıca Haiti, önceden de aşırı yoksul olan bir ülke. Bu nedenle burada bağışlar, özellikle medya üzerinden toplanmalı çünkü çok fazla bilgi mevcut değil.“
Basın depremde Haiti'ye büyük ilgi gösterdi
2008 yılında Haiti’deki kasırga sonrasında Almanya’da çok az bağış toplanmıştı. Pohl, bu nedenle Haiti’deki deprem sonrasında da umudunun çok az olduğunu kaydediyor. Ancak daha sonra beklentilerinin tam aksi gerçekleşti. Dünyanın önde gelen en büyük televizyon kanallarının ekipleri bölgeye hareket etti ve orada kalıp yayın yaptılar. Böylece bağışlar akmaya başladı: Pohl, şu bilgiyi veriyor:
"Basının oradaki varlığının etkili olduğuna inanıyorum. Felaketi yaşayan ülkelerdeki insanlar bana her zaman şunu söylüyor: Eğer CNN buradan giderse, bizim için çok zor olur çünkü sadece bir kaç gün daha bağış gelir. Eğer önceki günlerdeki haberlere bakarsanız, Haiti’nin atlandığı neredeyse tek bir yayın bile yok. Her türlü gelişme aktarılıyor. Geri gelen ilk yardım ekipleri faaliyetlerinden bahsediyor. Kasırga yaşandığında ise durum böyle değildi.“
İlk kural şu: Basın bir felakete ilk sırada yer verdiği sürece, insanlar da bağış yapıyor. İkinci kural ise izleyicilerin felaket haberlerinden sıkıldığı belli bir an gelecek. Pohl, yardım örgütlerinin bu değişime hazırlıklı olmaları gerektiğini belirtiyor:
"Bir gün bu olacak ve basın ortadan kaybolacak. Daha fazla habere değer bir şey olmadığında, izleyiciler daha fazla acı görmeye katlanamadığında ya da dünyanın başka bir yerinde başka bir şey olunca tüm basın gider. Burada da böyle olacak.”
"Olumlu gelişmeler de aktarılmalı"
Pohl, bağış yapılan kişilerin yaşanan durumdan bir şekilde sorumlu olduğuna inandıklarında bağışçıların çekimser davrandığını kaydediyor. Ya da ilerleme konusunda umutları olmadığında. Alman Bağış Konseyi'nden Ulrich Pohl, olumlu gelişmelerin de aktarılması gerektiğini kaydediyor:
"Bağış yapan örgütler, felaket haberlerinin günden güne tırmandırılamayacağını öğrendiler. Çünkü en sonunda sadece herkesin öldüğü haberi verilebilir. Yardımların geldiği ve bölgede iyileşmenin yaşandığı gibi olumlu örnekleri de göstermeleri gerektiğini biliyorlar."
© Deutsche Welle Türkçe
Andreas Main / Çeviri: Başak Sezen
Editör: Ayhan Şimşek