1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

Adalılar ne düşünüyor?

Petro Kohen23 Mart 2004

Kıbrıs görüşmelerinde yarın yeni bir maraton daha başlıyor. Ada’daki müzakerelerden sonuç alamayan taraflar, 4’lü buluşma için BM Genel Sekreteri Annan’ın davetiyle İsviçre’nin Luzernt kentinde biraraya gelecekler. Peki görüşmeler öncesi Ada halkı ne düşünüyor? Petra Kohnen’ın izlenimleri...

https://p.dw.com/p/AbLj
Ada halkının çoğu Annan Planı'nın içeriğinden habersiz...
Ada halkının çoğu Annan Planı'nın içeriğinden habersiz...Fotoğraf: dpa

Kıbrıs sorununun çözümü için Türk ve Rum tarafı arasında haftalardır görüşmeler yapılıyor. Görüşme trafiğinde yarın önemli bir anlam ifade ediyor. BM Genel Sekreteri Kofi Annan, İsviçre’nin Luzern kentinin Bürgenstock kasabasına Kıbrıs Türk ve Rum tarafları dışında Türkiye Başbakanı Recep Tayyip Erdoğan ile Yunanistan Başbakanı Kostas Karamanlis’i de davet etti. Ancak görüşmelere Kuzey Kıbrıs lideri Rauf Denktaş katılmıyor. Denktaş’ı İsviçre’de Başbakan Mehmet Ali Talat temsil edecek.

Görüşmelerden beklenti ise olumlu bir sonuç çıkması ve planlandığı gibi 20 Nisan’da birleşme için halkın sandık başına çağrılması. Kıbrıs sorununun çözümü için önemli bir adım sayılan İsviçre’deki görüşmeler öncesi peki Ada’nın iki tarafından durum nasıl?

Rum kesimi

Kıbrıs halkı kendisini güvende hissetmiyor. Prensipte, Ada’nın birleşmesini istiyorlar, ama birleşmenin önündeki engelleri tam olarak bilmiyorlar. Rum kesiminden bir vatandaş, ”En büyük sorun Denktaş” derken, Türk kesiminden bir vatandaş, ”Bazı sorunların nedenini biliyorum, ama hepsini değil” diyor.

Birçok Adalı, BM Genel Sekreteri Kofi Annan’ın Kıbrıs planının sadece bir kısmından haberdar. Vatandaşlar kendilerini son aylarda güvende hissetmediği için Ada’nın birleşmesine gösterdikleri istek de azaldı. Çünkü birleşmenin karşılıklı tavizler verilmesi gerektirdiğini biliyorlar. 1974 yılında Türk askerleri Ada’ya çıktığında evlerini ve topraklarını bırakmak zorunda kalan Kıbrıs Rumları, Ada’nın ismi, bayrağı ve marşının değişmesi planlarından rahatsız.

18 yaşındaki Kıbrıs Rum vatandaşı Andrey Courdai, ”Birleşme istiyorduk, ama bunun için geleneklerimizden vazgeçmemiz gerekiyordu. O yüzden şimdi Rum kesiminin statüsünü böyle korumasını istiyorum” diyerek birleşmeye karşı çıkıyor. Bir başka Rum dükkan sahibi Helleni ise birleşmeye sadece Türk tarafına avantaj sağlayacağı gerekçesiyle karşı çıkıyor.

Ada’daki Türkler...

Ada’nın Türk kesiminde yaşayan vatandaşlar da birleşmenin kendilerine hangi sonuçları getireceğini tam olarak bilmiyor. Birleşme halinde belirli bölgeleri terketmek zorunda kalacaklar. Çünkü Annan Planı, Türk tarafının sahip olduğu toprakların oranı yüzde 38’den yüzde 28’e indirilmesini öngörüyor. Yaklaşık 90 bin Rum gelecekte işte bu boşaltılan bölgeye yerleşecek.

Peki, Ada’nın Türk kesiminde yaşayanlar 20 Nisan’da yapılacak birleşme referandumunda ‘evet’ oyu kulanacak mı? Türk kesiminden Idona Taş’a göre bu durum biraz şüpheli. Idona Taş, ”Bu çok zor bir soru. Bazen ‘evet’ diyecekler diyorum. Bazen de sandıktan ‘hayır’ oyu çıkacak diye düşünüyorum” diyor.

Müzakere taktiği

Türk tarafı lideri Denktaş ve Rum lider Papadopulos müzakere sürecinde karşılıklı olarak birbirlerine suçlamalar getiriyorlar. Ancak görüşmelerde bugüne değin hangi noktalarda uzlaşıldığı, hangi konularda ise uzlaşılamadığı konusunda bir açıklama yapmıyorlar. Lefkoşe Belediye Başkanı Kutlay Erk’e göre bu müzakere taktiği. Erk şöyle konuşuyor:

”Kıbrıs sorunu çok eskilere dayanan çok yönlü ve karışık bir sorun. Müzakerelerin kriz çıkmadan ve karşılıklı yüzleşme ortamı olmadan yürümesi beklenemez. Çünkü müzakereler, çözümden önceki son platform. Her iki taraf da kendi çıkarını gözetiyor, bu çok doğal. Ancak ben sonuçta bir çözüm olacağına inanıyorum.”

Kutlay Erk 20 Nisan’daki referandumda Ada’nın hem Türk hem de Rum tarafı vatandaşlarının birleşme yönünde oy kullanacağı görüşünde. Ancak yapılan son kamuoyu anketlerine göre, Rum kesiminde yaşayanların sadece yüzde 20 ila 30’u birleşmenin olmasını istiyor.